• cin'den ordek, guney afrika'dan devekusu getiren cumhurbaskanlarına imrenen bayan basbakan'in etiyopya'dan getirmeyi planladigi yasam formlari icin* sarfettigi talihsiz cumle...
  • bana aşağıdaki beyanatı anımsatarak nostalji vurgunu olmama sebep olan ilginç başbakan eşi konuşması. eşi paşa veya hacı olsaydı sadece tek bir yeri değişecek cümle öbeği. kadıncağızın bir suçu yok. kendisine ramsey bursundan amerika'da eğitim olanakları sağlanmamış ki.

    (bkz: maymun bulamadik zenci cocuk oynattik)
  • kocasindan 'basbakan' diye bahseden insanin, baska insanlardan da 'bunlar' diye bahsetmesine sasirmamak lazim. turkiye'de secilmislerin kendilerini majeste gormelerinin bir ornegi. tayyip* o emine*, kac yillik kocan.
  • beyne oksijen gitmemesi nedeniyle şuur kaybı oluşması genellikle su altında, su yutulması yolu ile yaralanmalarda görülmektedir. fakat ülkemizde su üzerinde de oldukça rastlanan bir yaralanma biçimidir. belirtileri arasında demeç vermek de vardır.
  • "first lady" emine erdoğan'ın etiyopya-addis ababa gezisinde abdbech gobena kimsesizler yurdu’nu ziyaret ettiğinde söylediği cümledir, ya da ona yakın bir şeydir. bazı kaynaklara göre, "buradan iki bebeği alıp götürsek başbakan bayılır," demiş, diğer haberlere göre “bunlardan ikisini alsak, başbakan bayılır,” cümlesini kurmuştur. kesin olan tek ve hafif tüyler ürpertici gerçek, erdoğan'ın mavi sakal'ın sakalsız halini andırabilen endamı altında, delikanlı kalbinde bebekleri çok seviyor olduğudur (ben de rakun seviyorum ama evde beslemiyorum -kişisel yorum-). emine hanım'ın ana haber bülteninde bu cümleyi söylediği anı dikkatle izlemiş olmama rağmen sözlükte başlık olacağını bilemedim, transkripsiyon alamadım. fakat yetimhanede "kutu kutu pense" oynayan çocukların arasına sanki bir first lady'e bir beden büyük bir telaşla daldıktan hemen sonra, yetimhaneyi terk ederken etrafına bakıp "iç burkuyor" diye samimiyetle usulca ağlamadan hemen önce, hasta yatağında sırt üstü yatan 1 yaşlarında bir veledi severken arkasını dönüp gazetecilere söyledi bu lafı.

    hatırladığıma göre en son amerika başkanının türkiye gezisinde omzuna taktığı devasa beyaz lahana yüzünden giyinmeyi iyi bilenlerce yerden yere vurulan emine erdoğan'ın lafı, tam da siyaseten doğruculara malzeme olacak türden, orası kesin. fakat cümlenin arkasında bir egemen söylemin ya da bilinçli bir indirgemeciliğin mesafeli duruşu var mı? tabii ki olması gerekmez; her tavır, her söz politiktir, politik yorumlanabilir ama yine de belli ki bu cümle kuramsal bir arkaplan üzerinden gelmemiş, başbakanı sevimli gösterme çabasıyla edilmiş, üzerinde düşünülmemiş bir dil sürçmesidir. anaç olma çabasının aracını yanlış konumlandırma anıdır.

    üstelik, müsterih olunuz, emine erdoğan'ın cezasını aynı gün yapılan hayvanat bahçesi ziyaretinde bir etiyopya maymunu vermiştir kendi küçük elleriyle. 7 mart 2005 tarihli zaman gazetesinden başka hiçbir yerde görmediğim bu fotoğrafta, emine erdoğan nasıl olduysa maymun kafesine yaklaşmış, otuz santim boyundaki bir canavar da fütursuzca uzattığı korkunç minik pençesiyle first lady'nin türbanını -evet tam da o temsili nesneyi- yakalayarak var gücüyle asılmıştır. hain bir fotoğrafçının yakaladığı karede, türbanı kaptırma anı geçmiş, türbana asılma anı gerçekleşmektedir. boynunu tuhaf bir açıyla eğmiş olan emine erdoğan da yüzünde şaşkın bir gülümsemeyle bize bakmaktadır. böylesine değerli bir fotoğraf karesinin ne akla hizmet zaman gazetesinde yayınlandığı bir tarafa, nasıl oluyor da basında büyük yankı bulmuyor hayret ediyorum. maymun efendi maymun efendi! ne anayasa mahkemeleri ne laiklik bekçileri denedi de yapamadı, sen mi başaracaksın? ama tut ki o anda orada senin gibi bir değil iki tane olsaydı, birlikte asılsaydınız belki de başbakan hakikaten "bayılacaktı".
  • henüz basınla nasıl bir ilişki kuracağına, çizgide hangi noktada duracağına karar verememiş emine erdoğan repliği. bahsedilen başbakan* kedi şeklinde resmedildiği karikatüre gayet mesafeli, resmi bir şekilde dava açarken ve artık gazete okumayacağından dem vururken, eşi emine hanım ise biraz fazla samimi, çok içten bir insan olması nedeniyle olsa gerek, medyaya içini dökmüş, hümanist yanını ortaya çıkaran böyle talihsiz demeçler vermiştir.

    entryle ilgili hususlar için:
    (bkz: politically correct)
    (bkz: ironi)
  • artik bazi insanlara konusma yasagi koyma zamaninin geldigini gösteren cümle... aslinda, dikkatle bakildiginda evet, içinde suur barindirmayan bir cümledir ama hiç de talihsiz bir cümle degildir. çünkü halkimiza aslinda kimin ne oldugunu, nasil düsündügünü, insanlara nasil yaklastigini, güzel kafasinin aslinda nasil isledigini açik açik ve seçik seçik* göstermektedir. nitekim, insanlari tanimak için samimi olduklari anlardaki konusmalarini dinlemek gerekir. iste bu da tamamen yürekten söylenmistir, aniden çikivermistir. basin danismanlari tarafindan ezberletilen, politically correct cümlelerden biri degildir. bu cümleyi sarfeden kisi, hiç umurunda olmadigi halde "afrika'daki aç çocuklara süperli üzülüyorum, çok fena uykularim kaçiyor. keske dünyamizda açlik, sefalet olmasa... insanlar el ele tutussa, hayat bayram olsa... bu çikolata renkli, sevimli çocuklarin beslenmeleri ve egitimleriyle ilgili düsüncelerimi basbakan'a götürsek, bayilir." dese de herkes alkislasa daha mi iyidir? degildir.

    (bkz: biliyorsan konus ibret alsinlar)
  • kanaatimce çok da acımasızca eleştirilmemesi gereken bi beyanattır. sonuçta hanımefendinin bilinçaltı orada bulunma sebebinin farkında olduğunu gösterme şekli değil midir? başbakan eşi olmasa, kendi şahsı için bulunacağı, çağrılacağı bir yerde olmadığından, her türlü hissiyatını başbakan üzerinden ifade etme halidir. türk kadınlarında sıkça gözlenen "ben bilmem beyim bilir" ifadesinin temellendiği noktadır bu beyanatı da yaptıran bence.

    sadece "bu çocuklardan" dememiş de, "bunlardan" demiştir, kiloyla veriliyor sandı zahir, ne bilsin? bi sürü vardır "onlardan" orada mutlaka. ama ifadenin içinde bir sevgi şeysi seziliyor, o yüzden çok eleştirilmemeli derim.
  • -evet evet 2 tane bunlardan lütfen...

    +hediye paketi mi olsun yoksa burda mı seveceksiniz?

    -hediye paketi olsun...başbakan için aldım... bayılır bu cins çocuklara...

    +hemen paketliyorum, aşıları da tamamdır, hiç canınızı sıkmayın siz. tuvalet eğitimleri bile var...

    -ay çok mersi, sri lanka'dan da bir tane almıştım benim kız oyalansın diye, ama kargoyla yolladılar henüz geçmedi elimize, o yüzden bunları paket yapıp elde götüreceğim.

    +bakımları da çok basit, süt tozu ve kuru ekmek kafidir.

    -artık yurt dışı seyahatlerimde hiç para harcamadan sevdiklerim için hediye almanın yolunu keşfettiğime çok memnunum...nurcihangül, al kızım bakiim paketleri...

    diye devam etmesi muhtemel bir emine erdoğan klasiği.
  • - bunlardan iki tane gotursek basbakan bayilir
    - boncuk gibi, zeytin gibi... şunların şekerliğine bak...
    ...sor bakalım büyüyo mu bunlar yoksa bu boyda mı kalıyorlar
    - büyüyorlarmış...
    - aaa kalsın o zaman...
hesabın var mı? giriş yap