*

  • saraybosna'da yer alan osmanlı zamanından kalma bi çarşı. acayip güzel bir yer. aynı zamanda çalışma bilgisayarımdaki masa üstü görüntüm
  • (...)

    çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
    biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.

    yahya kemal beyatli

    [yıllar sonra gerek görülmüş ek: tabii yahya kemal'in bu dizeleri başçarşı'ya yönelik değildir. ancak bugünkü türkiye coğrafyasının dışında kalmış olan, bir başka bizden şehre, üsküp'e hitap etmektedir. fakat şu gerçek ki başçarşı'nın olduğu saraybosna'nın da, mostar köprüsü stari most'un olduğu mostar şehri de benzer neredeyse tamamen aynı kaderi paylaşmaktadır.]
  • tamamının "gazi hüsrev begova vakuf" un malı olduğu ve sokaklarında yer alan dükkanlarda şaşıracağınız sıklıkta kahva içebileceğiniz, çevap (bir çeşit köfte/kebab) sirnica (peynirli börek) ve burekle (kıymalı börek) hemhal olabileceğiniz, meydanındaki çeşmeden kana kana içtiğiniz suyu asla unutamayacağınız mekan.
  • dunyanin en guzel car$isi.

    gece gece yine a$ka geldim anasini satayim.
  • osmanlı mimarisinin net olarak hissedilebildiği çarşıdır. küçük mağazaların arasındaki taş yolda ilerlerken kendinizi yurtdışındaymış gibi hissetmezsiniz.
  • insanın kendisini bir an safranbolu çarşısında dolaştığını sanmasına neden olan huzur mekanı. saraybosna'nın kalbindedir. en güzel yerel lezzetlerin bulunabileceği birkaç restoran buradadır. meydanındaki çeşme bir vakitler istanbul'da her yeri saran türkiye gazetesi çeşmesi'ne benzer, daha doğrusu o çeşmeler başçarşı'daki bu çeşmenin yandan yemişi gibidir.

    sabahın altısında güvercinlerin mesken yeridir, fonda ezan sesi ile içiniz bir tuhaf olur.

    ferhadija'ya doğru yavaş yavaş değişir atmosfer, avusturya-macaristan imparatorluğu dönemine geçmeye başlarsınız.

    (bkz: saraybosna günlüğü)
  • islamiyetin eşyaya ve mekana verdiği değerin cisimleşmiş halidir. küçük mütevazi dükkanların kubbeli vitrinleri tarafından izlenip duran bu sokaklarda, insanı dünya zenginliğine zorlayan arzular küçüldükçe küçülür. aşırı varlığın da, aşırı yokluğunda zulüm olduğu bilinerek yapılmış bir osmanlı çarşısıdır. geleceğin iktisatçıları için tek örnektir. ve osmanlı dünyasında bütünüyle ayakta kalabilmiş tek çarşıdır.
  • en önemli özelliği olan arnavut kaldırımları yerini sıradan düz taşlara bırakıyor olan çarşıdır.

    http://www.hurriyet.com.tr/…er/17817926.asp?gid=381
  • içerisinde türk dükkanları ve restoranlarını barındıran, türk çayı ve kahvesi içebileceğiniz kafelere sahip mekan. aşk çeşmesi ve sebil önemli yapılarındandır. dükkanların vitrinlerinin önünde ahşaptan, açılıp kapanan oturma yerleri vardır. dinlenmek için oturduğunuzda kimse gelip, vitrinin önünü kapatma demez. türkiye'ye ve istanbul'a daha bir sinir olur, 80 li 90 lı yılları yaşayan saraybosna'dan evinize dönmek istemezsiniz.
  • burayı seviyorum. 2008'de ilk defa geldiğimde de içimde büyük bir huzur bırakmıştı, aynı bursa gibi, safranbolu gibi mis gibi anadolu'nun üzerinde taşıdığı medeniyetleri barındıran yapısıyla mutevazılığı, alçakgönüllü olmayı ve günün birinde bu dünyadan ayrılacağımız hissini yaşatıyor. sanki insana sorular sorduruyor, cevabı belki defalarca verilen ve artık ezberlenen soruları bile ilk defa kendinizle karşı karşıya kaldığınız anları hatırlatarak insanı aynayla karşı karşıya bırakıyor. olur da uğrarsanız dibek kahvesini için, o küçük şirin dükkanlarda kendi yolculuğunuzun farkına varın.
hesabın var mı? giriş yap