• memleketin en meşhur geyiklerinden biri oldu ya hani, efendim "fin hatunlar çok taş", "rus hatunlar kaya", "letonyalı hatunlar granit" bilmem ne. doğruluk payı kendi gördüklerim kadarıyla da var bu güzellik meselesinin. hakikaten hoş hatunlar, boylu poslu filan. gerçi gördüğüm en güzel kız hırvat'tı ama zaten her yerde bir cins çıkar, kaideye tesir etmez. düşünüyorum ne zamandır neden güzel bu hatunlar diye, en sonuda bir hipotez geliştirerek bu kadınların güzelliğini kendimce evrimle izah ettim. evet, o denli boş vaktim var.

    sonuç olarak hipotezimin can alıcı kısmı şu kaldı: kuzey kadınları kutup ayısına benzerler. ..abi bi dur, zoofili filan yok bende, bi' izah edeyim yææ.

    öncelikle bu multikültürel bir hipotez, o yüzden kendi kültürümüzden alıntı yapacağım gibi başka kültürlerden de örnekler vereceğim-yani diyorum ki; işime gelen her şeyi kullanıyorum-. önce güzelin ne demek olduğuna karar verdim, kadında güzellik kriteri nedir? güzellik göreceli olsa da, dünyada geçerli olan güzellik anlayşını kurcaladım biraz, çıkarım sonuçta bu. biz erkekler genellikle güzel(esasında geniş demek daha doğru) kalçalı ve görece uzun boylu kadınları daha çekici buluyoruz. bunun nedeni şu olsa gerek: avcı toplayıcı toplumdan kalma bir içgüdü olarak düşünüyoruz ki uzun boy daha iyi meyve toplamaya yararken, geniş kalça doğurganapozitiflik* manasına geliyor. yani daha iyi beslenmeye ve daha yüksek verimle üreyip, meyvesini sebzseini de yediğinden "evladım şifa niyetine ye şundan bir tabak" demeyeceğimiz yeni nesiller elde etmeye çalışıyoruz. zaten bunu geçersen, hepimizce malum yemeğin salçalısı atasözümüz var değil mi? atalarımız yanılır mı olm, nerede görülmüş? güzel göt şart yani, böyleyken böyle. uzun boy ve geniş kalçayı cebe attık. attık ama yeterli değil. şimdi bizim kültürümüzden bir şeyler alalım. efendim atalarımızın bir sözü var: "göz süzülür, ağız burulur, ille de burun ille de burun" diye; bence de kesinlikle doğru. burnu güzel, ki çoğunlukla küçük burunlar güzeldir, kadının yüzü güzeldir, sayısız örnek verilebilir. bunu da aldık cebe ve bence en temel güzellik tanımını tamamladık. uzun boylu, geniş kalçalı ve küçük burunlu kadın güzeldir; bundan sonrası kişisel fantezi. e bu kişisel fantezileri en çok süsleyen iki diğer etken de beyaz ten ve iri renkli gözlerle süsleyelim madem güzellik tanımını, onları da ekleyelim tanıma amına koyim, zaten can sıkıntısından gecenin bir vakti hipotez uyduruyoruz. ne oldu güzel kadın? görece uzun boy, çok afedersiniz nefis göt, beyaz ten, iri renkli göz...

    gelelim hipotezin devamındaki bilimsel gerçeklere*. dünyada kutuplara gittikçe hepimizce malum güneş ışınlarının dünyaya düştüğü açılar daralıyor, tarıma müsait topraklar yok. bildiğin götün donuyor. nesillerce maruz kaldığımız çevresel faktörlerle kazandığımız genetik mutasyonlara adaptasyon diyoruz, ya da diyorduk, tam hatırlamıyorum. kuzeyin, orada yaşayan insan genetiğine etkileri neler olmuş peki? burada nesillerce yaşayan insanlar güneşin azlığından dolayı renk pigmetlerini karartmayarak beyaz tenli kalmışlar. yine güneş olmadığından gözleri de çoğu ekvator ve orta iklim kuşağı ülkesi insanı gibi kahverengiye dönmeyip daha açık renkler hakim genler çoğunluk haline geldiğinden rengarenk olmuş. üstelik soğuktan korunmak için vucutları büyümüş, böylece daha çok kan tutarak ısıyı stabilize etmeye çalışmışlar. yani kısaca soğuk bu insanları görece uzun, beyaz tenli ve renkli gözlü yapmış. bu cepte. tarıma verimli olmayan topraklar nedeniyle buradaki insanlar pek çoğunlukla balıkçılık ve hayvancılıkla beslenmişler. yine hepimizin bildiği üzere et bilinen en zengin protein kaynağıdır ve yine bilindiği üzere protein vücudun yapı elemanıdır, kas yapar. bu insanlar zaten soğuk nedeniyle büyüyen gövdelerini etle besleyerek bizden daha iyi bir kas dokusuna kavuşmuşlar*. kalça dediğimiz şey de kas sonuçta arkadaşım, bildiğin kas. çalışan herkesin enfes kalçası, götü olur. buradan da aldık mı kalçayı? son noktam da şu: insan vücudu en çok ısıyı kulak, burun gibi küçük uzuvlarından kaybedermiş. adını hatırlayamadığım bir abinin hazırladığı teoriye göre, kuzeye doğru gittikçe memelilerin kulak ve burunları küçülür, ışığın azlığının yarattığı görsel problemlerden kurtulmak adına gözler büyür. buradan da küçük burun ve kulaklarla iri gözleri aldık. daha ne olsun değil mi?

    gelelim kutup ayısına; kutup ayıları orta iklim kuşağındaki akrabalarına göre daha büyük gövdeye ve gözlere*, daha küçük kulaklara ve burunlara sahipler. etçiller, proteinle besleniyorlar. renkleri açık. tüm bu bilgiler ışığında kuzeyli kadınlar kutup ayılarına benzerler diyorum amına koyim.

    yanisi şu ki; abartmayalım bu arkadaşları, bunları bu hale getiren çevresel şartlar olm. koy beni sibirya'ya 3 sene, bak nasıl güzelleşiyorum. gerçi bana daha çok süre gerekebilir.* olm bu arada harbiden biri bi' sevabına göndersin lan beni sibirya'ya, çok rica ediyorum lan.

    önemli not: bunu okuyup "rusu rus yapan şartlar eskimoyu neden cücük gibi bırakmış?" dediğinizi duyar gibiyim. eskimoların meksika'dan göçtüklerine inanıyorum*. gecenin şu saati bilim dünyasında devrim yapmışım*, üstüme gelmeyin lan o kadar. hem hipotez diyorum olm, kurcalanmaz öyle o kadar. eheh.

    düzeltme: lan bu arada en önemli argümanımı unutmuşum. kuzey güney. evet kadın değiller ama bak kuzey'e, boylu poslu, renkli gözlü. güney esmer, kısa. neden böyle sanıyorsunuz? çünkü senaristler de bilimsel gerçeklerin farkında.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap