hesabın var mı? giriş yap

  • saklanmıyordur. bilmeyen cahildir. mustafa kemal atatürk zübeyde hanım'a evlendiği için gönül koymuştur.
    ulan bir sikim bildiğiniz yok. öğrenince de yeni bir bilgiymiş diye satmaya çalışıyorsunuz.

  • başlık: bu başlıkta pratik bilgiler veriyorum

    entry: ilk olarak koltugunuza çay mı döküldü lekeden kurtulmak çok kolay hemen bir fincan kahve yapıp lekenin oldugu yere döküyorsunuz çay lekesinden iz kalmayacaktır.
    kahve lekesinden kurtulmanın yolu ilerleyen zamanlarda

  • bir şehrin ruhu bu kadar mı iyi verilir? yarı bilinç arasından fırlayıp gözünüzün baktığı yerde izi kalan tamlamalar, saçmasapan çıkarımlar gibi. yarı bilinç arasından fırlayan o ne idüğü belirsiz çıkarımın hayatınızı bir süre şeffaflaştırması gibi, öyle mahmur, öylesi bir ayıklık hali. o saçmasapan görünen şey, hayatının özüne dair yapabileceğin en iyi tespit. bazı hissiyatlara nokta atışı yapmakta öyle başarılı bu film,, winnipeg'in o kafkaesk atmosferine vaktinde vâkıf olmuş herkesin hayatına. winnipeg, my winnipeg.. shittypeg! bir şehirde yaşadım, bak işte bu da hayatım. hayat.

  • o kadar çok gerekçem var ki. birini diskalifiye etsem diğeri peşimi bırakmıyor.

    metafizik gerekçe: varlık var mıdır yok mudur, asla cevap verilemeyecek bir sorudur. tanrı varsayımdır, öte dünya efsanedir, hayat bir söylentidir. evren kafa karıştırır, sınırsızlığına akıl yetmez. kozmolojik konulara genetik yatkınlığı olan insanlar bu sorularla kuvvetten düşerler. dinler imanı salık verir , fakat insan zihni bununla yetinmez, din adamları arasında bile bunlara kanmayan çoktur. bir kişiyi bu sorunların ortasına bırakmak zalimliktir.

    varoluşsal gerekçe: hayatın hiçbir anlamı yoktur. yaşamanın hiçbir anlamı yoktur. her anlam arayışı sadece tesellidir. ıt's a wonderful life gibi filmlerde sunulan bir peri masalıdır sadece.

    biyolojik: insan çok hassas bir organizmadır. genetik bozukluklar, hastalıklar, virüsler, bakteriler arasında büyük eziyetler çeker.

    siyaset: savaşlar biçim değiştirse de asla bitmeyecek. işsizlik oranları yükselecek. devletler meşru yolsuzluk kaynakları olmaya devam edecek.

    sosyopsikolojik: dünya son elli yılda tamamen bir performans podyumuna dönüşmüştür. kendisini iyi pazarlamayan insanlar parya olarak kalacaktır. hizmet sektörünün diğer tüm sektörleri alt ettiği bu dönemde imaj her şeyin önündedir. bu imaj da sahtekarlık, kurnazlık, riyakarlık gibi davranışları mecbur tutmaktadır. bunlara riayet etmeyen kişiler yalnızlığa terk edilmektedir.

    etik: bencillik, gaddarlık, dolandırıcılık debisini artırmıştır. kendilerine ahlak timsali payesi veren insanlar başta olmak üzere her kulvarda etik yoksunluk ile karşılaşılmaktadır.

    güvenlik: dünya güvenli değildir. diğer insanlar her zaman bir tehdittir. nüfusun artışına paralel olarak suç artmaktadır. sadece yoksulluk ve yoksulluk kültürü ile ilişkilendirilen suçlar değil beyaz yakalı suçları veya siber suçlar da güvenliğimizi tarumar etmektedir.

    ekonomik: çocuklar eğitim aristokrasisinin içinde doğar. bir kişinin hayattaki başarısını aldığı eğitim, o eğitimin kalitesini de ailesinin geliri belirler. yoksul bir ailede doğan bir çocuğun sahip olacağı imkanlar varsıl bir ailede doğan çocuktan çok daha azdır. arada bir başarı öyküleri anlatılarak başarının emekle ilgisi olduğu manipülasyonu yapılır.

  • birini öldürebilmek için, öldüreceğin kişinin yaşıyor olması gerekir.

    birine itibar suikastı yapabilmek için, ilgili kişinin itibarlı olması.

  • bu nasıl bir şey amk? çocuğun babası sen değilsin diyor, beyaz show'daki gibi orkestra dıp tıs dıp tıs çalıp efekt veriyor. toplum yozlaşınca programlar daha da yozlaşıyor haliyle...