hesabın var mı? giriş yap

  • dünyada bilinen gelmiş geçmiş en büyük uçan canlı adaylarından. bir başkası (bkz: hatzegopteryx)

    10-14 metre kanat açıklığı olduğu tahmin ediliyor. 200-250 kg ağırlığı olduğu düşünülüyor.

    tek bi uçuşta hava akımlarını kullanarak okyanus aşabileceği hesaplanmış simülasyonlarda.

    düşünsenize şu hayvana şahit olduğunuzu. konduğu zaman bi zürafa kadar oluyor. uzaklardan böyle bir hayvanın süzülerek gelip önünüzdeki binanın çatısına indiğini hayal edin. game of thrones, lotr türlü epik fantazi edebiyatı dünyamızda yaşanmış da biz kaçırmışız.

  • gary moore kendini yenilemekten ve yeni müzik türlerini denemekten çekinmeyen bir müzisyendi. 90 ların başında belkide şu anki popülaritesini borçlu olduğu still got the blues albümünü tüm hard rock kariyerini geride bırakarak çıkarmıştır gary moore. bunu takip eden bir iki blues albümünden sonra şu an günümüz müziğine daha yakın bir şey yapmak istiyorum diyerek blues'a ara verebilecek kadar cesur bir müzisyendir. onu balladlarıyla tanıyan kesimle bağlantısı bu noktadan sonra kopmuştur zaten. oysaki 97 çıkışlı dark days in paradise ve hemen akabinde çıkardığı a different beat albümleri çok farklı bir müzik anlayışı içeren albümlerdir. bu iki albümden sonra gary blues'a geri döner ve alber collins ve albert king'in şarkılarını coverlamanın yanında ve bu yeni albümlerinde çok başarılı balladlara yer verir. işin ilginç noktası ise bu kadar seveni olmasın rağmen türkiye ile yolunun bir türlü kesişmemesidir. ha geldi ha gelecek derken ispanya'da bir yerlerde uykusunda hayata gözlerini yumdu bu en derin duyguların insanı...

    kendi adıma konuşursam; les paul kasa bir gitarın hayalini kurduran adam olmuştur. gary'i birazcık taklit edebilmek için klavyede tam nota aralığına iki parmağımız koymuşuzdur sırf oda öyle yapıyor diye...çekme kasetlerini start/pause yaparak kulaktan gitar sololarını çıkartmaya çalışırken kasetler benden bu kadar deyip kendisini salmıştır. ankara'da oturanlar iyi bilir internetin yaygınlaşmadığı zamanlarda gitar akorları ve tabları hayri müzikten tedarik edilirdi. ben still got the blues albümünün tablarını ve betamax gary konserini hayri müzikten edindiğimde yaşadığım coşku ve heyecanı hala hatırlarım. şarkılıarının ne türlü duygulara tercüman olduğunu ise burada anlata anlata bitiremeyiz zaten.

    son zamanlarda saf yeteneği sayesinde şöhreti yakalayan fazla müzisyen kalmadığından bunun son temsilcilerinden birisidir gary. hatta döneminin wonderkid özelliklerinin hepsini içinde barındırır. enstrümanının virtüözüdür, çok iyi bir bestecidir, birçok müzik türünü icra edecek kadar çok yönlüdür, iyi bir sahne adamıdır, ortalamanın üstü bir vokale ve en önemlisi kendine ait yani tanımadığınız bir şarkıyı duyupta bu gary moore şarkısıdır diyebileceğiniz düzeyde bir müzik uslubuna sahiptir.

    son olarak insanların müziğe adım atmalarını sağlayarak hayatlarına bir güzellik katmalarını sağlayan bu adamın yeri sırf bu yüzden cenneti hakediyordur.

    there is nothing i can do, as you leave me here to cry

  • ölen birini anmak ve onu seven diğer insanlarla birlikte üzüntünü paylaşmak için herhangi bir türden tanrıya inanmak gerektiğini varsayan saçma bir soru.

    meh.

  • adı ve soyadıyla hitap. 'haddinizi bilin avdotya romanovna!', 'yanılıyorsunuz ivan pavloviç'.

    rus edebiyatçıları çok sabırlı adamlar.

    edit: yazarlar, çaylaklar toplu halde uyardı, soyadı değil, baba adıymış. bu bilgi onların sabırlı olduğunu değiştirmiyor sevgili sergey viktoreviç lavrov.

  • yıl 2011, o zaman lise üçüncü sınıftayım. izlediğim bir filmin sonunda çalan şarkı baya hoşuma gitmişti. o zamanlar shazam falan da yok, google’a kelimeleri yazıp öyle buluyorsun şarkıyı. bunun kelimeleri yazıyorum hiçbir şey çıkmıyor. filmin müziklerinin yapımcısı kim onu aratmak sonradan aklıma geldi. film düşük bütçeli izlanda yapımı bir filmdi, çok bilgi yok hakkında internette. neyse, bir şekilde buldum şarkıyı ve söyleyen adamı. adamın diğer şarkılarına da baktım baya hoşuma gitti. araştırdım adamı, kendi ülkesinde ünlü bir şarkıcıymış. baktım facebook’ta* 4 bin tane falan takipçisi var sadece, oradan mesaj attım. ilginç bir şekilde adam cevap verdi. bir şarkısı için gitar tabları var mı, çalmayı öğrenmek istiyorum dedim. adam tab yok ama müsait olduğumda senin için nasıl çalındığının videosunu çekip atabilirim dedi. tabii şok oldum o an, vay aq dedim. nitekim adam hakikaten attı da iki ay sonra, 15 dakikalık bir video çekmiş nasıl çalındığını gösteriyor falan. ben de adama inanılmaz minnet duydum, bir hediye göndermek istedim. ev adresi yazıyordu profilinde. o adrese kendimce ufak bir hediye gönderdim. sonradan yazıp teşekkür etti, gerek yoktu vs dedi falan.

    ben aradan geçen 12 yılda adamı fazla takip etmedim. geçen baktım bir tane albüm çıkarmış, birkaç tane de farklı projesi olmuş vs. daha da meşhur olmuş. geçenlerde instagram’da görüp bir story atmış, üzerine yazdım, cevap verdi. gönderdiğin hediyeyi hala kullanıyorum dedi fotoğraf falan attı. o kadar sevindim ki. reis yaşlanmış sadece baya, ona üzüldüm biraz.