ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tamponsuz kamyon kalmasın kampanyası
-
basit bir önlem ile onlenebilecekken son 20 yılda binden fazla kişinin kamyonların altında öldüğünü biliyor muydunuz? hem de
ezilip sıkışarak. kafa kemiklerinin hepsi kırılmış. başı gövdesinden ayrılmış,
yüzü tanınmaz hale gelmiş,
göğüs kafesi komple ezilmiş,
karnınından başlayıp boynuna kadar uzanan derin bir yarık oluşmuş olarak.
google
“otomobil tırın altına girdi”
arama araçları son 1 yıl
haberler
şeklinde arama yaparsanız 100 lerce haber çıkar. neredeyse her gün gazetelerde okuruz. belki de bu yüzden alışkanlık olup bu haberleri görmüyoruz.
ahmet saber abdullah yönetimindeki 54 ma 245 plakalı otomobil tır’a çarparak, aracın dorsesi altına girdi.
samsun'da korkunç kaza! araç hurdaya döndü. tekkeköy ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
tem otoyolu derince mevkinde meydana gelen trafik kazasında tıra arkadan çarpan otomobilde bulunan 2 kişi ağır yaralandı. yaralılardan biri tüm çabalara rağmen kurtarılamadı
sarıoğlan ilçesine bağlı sultanhanı mevkiinde h.a. yönetimindeki 38 dl 637 plakalı hyundai marka otomobil, 33 fa 948 plakalı i.ö.'nün sürücüsü olduğu tıra arkadan çarptı. 3 kişi öldü
kocaeli'nin kartepe ilçesinde sürücüsünün trafik ışıklarında bekleyen araçları geç fark ettiği otomobil, dorseli tıra arkadan çarptı. tırın altında sıkışan sürücü, hayatını kaybetti.
bu haberler çok tanıdık değil mi?
peki bunlar kader mi?
bu kazalarda bu insanlar neden ölüyor?
hava yastığı emniyet kemeri başta olmak üzere bütün koruma tedbirleri neden işe yaramıyor?
sebep basit;
çünkü bu kazalar araç içi koruma tedbirlerinin hiçbirinin işe yaramayacağı biçimde oluyor.
tıra ya da kamyona bir araç arkadan çarparsa araç tır dorsesi ile asfalt arasına sıkışıyor. ön koltukta kaç kişi varsa ölüyor. aracın hızına göre arka koltukta oturanlarda ölüyor.
araç markası volvo olmuş, egea olmuş önemli değil.
bir kamyona arkadan carparsanız feci şekilde ölürsünüz
ezilip sıkışarak.
muhtemelen başınız gövdenizden ayrılır.
kafanız araç bagajının içinden bulunur.
ezilmiş olarak.
kafa kemiklerinizin hepsi kırılmıştır
yüzünüz tanınmaz hale gelmiştir.
göğüs kafesiniz komple ezilir.
karnınızdan başlayıp boynunuza kadar uzanan derin bir yarık vardır.
aynen böyle
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
bu ölüm türkiye yollarında kaçınılmaz bir sondur. muhtemelen değil kesinlikle ölürsünüz
arkadan çarptığınız için de kamyon sürücüsü anlamlı bir ceza almaz.
fakat bu bir fizik kanunu değil. bu ölümler mecburi değil
ülkemizdeki bir denetim eksikliği
aslında çözüm çok basit
kamyon dorsesine tampon takılmasının kağıt üzerinde değil gerçekten zorunlu olması ve bunun kontrol edilmesi.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
bu resimde olduğu gibi hidrolik olarak indirilip kaldırılabilen ya da sabit olan tamponlar
olursa yine kaza olur, yine ölüm olabilir. ama en azından araçlar tır ile asvalt arasına sıkışmaz. hava yastığı, emniyet kemeri gibi koruma önlemleri işlerini yapabilme şansı olur.
zor değil, çok pahalı da değil.
ama yok.
yolda araç kullanırken bakın. kamyonlara ve tırlara bakın.
bir çoğunda yok.
onları görünce beş başlı köpek balığı görmüş kadar korkun. onlar köpek balıklarından çok daha tehlikeli.
algıda seçicilik ile bakarsanız ne kadar çok olduklarını göreceksiniz.
sarı sitede şuan satılan kamyon ilanlarından bir kaçı
https://www.sahibinden.com/…hatasiz-895529487/detay
https://www.sahibinden.com/…pro-522-852663697/detay
https://www.sahibinden.com/…-kamyon-883284694/detay
https://www.arabam.com/…-126-bin-km-adetli/17095463
tırlar yurt dışına da yük taşıdıkları için onlarda olmama oranı biraz daha düşük ama kamyonların büyük çoğunluğunda yok. hele sarı müteahhit kamyonlarında olanı bulamazsınız.
çünkü bu kamyonlar araziye çıkıyor, baraj inşaatına katılıyor, yol yapımında kullanılıyor. bu tamponlar böyle durumlarda yere sürtüyor.
hidrolik olanları ise kısmen daha masraflı. denetleyen de olmayınca kamyonlar sadece araç muayenesi sırasında takıp çıkışta direkt söküyor.
bu kamyon tır terörüne bir son vermek lazım.
istanbulda yaşayanlar için önerim yolda trafik kilitlendiği sırada sağınıza solunuza bakın. beş başlı köpek balığı görürseniz hemen plakasını da içerecek şekilde fotoğrafını çekin. kısa bir video olursa daha iyi. emniyetin trafik ihbar whatsapp hatları var.
numaraları illere göre değişiyor.
sma hastaları için benim de desteklediğim bir sürü kampanya yapıyoruz. iyi ve güzel. keşke daha fazla şey yapabilsek
oysa bunun yanında her yıl yüzlerce insanımız basit bir önlemle hayatta kalabilir. çok zor ve ulaşılmaz bir şey değil isteğimiz
sadece tampon."
yolda beş başlı köpek balığı görürseniz çekin fotoğrafını gönderin.
bu tür konular bir bilinç ve alışkanlık olayıdır.
6 ay boyunca bu konuya dikkat edebilsek, 200 kişi yolda giderken kamyon fotoğrafları gönderse
kamyoncular bir biri ile iyi haberleşir. cezalar peşi sıra gelirse hepsi tampon takar. bu iş bir rutine girerse sonradan da hep devam eder.
bir iyilik yapın ve beş başlı köpek balığı görünce ihbar edin.
göndereceğiniz bir fotoğraf ile kim bilir kaç kişinin hayatını kurtaracaksınız.
aman be ! demeyin!
bagajda ezilmiş kafası bulunan kişi bir yakınız da olabilir.
siz hiç bedenden ayrı duran bir kafa görmemişsinizdir. ben doktorum gördüm.
umarım siz hiç kimlik tespiti için böyle bir şeyi görmek zorunda kalmazsınız.
üstelik şundan emin olun! kimlik tespiti için girdiğiniz morg dan kimliği tespit edemeden çıkacaksınız.
whatsapp şikayet hattı ile ilgili sorunlar olabiliyormuş
egm mobil (emniyet genel müdürlüğü mobil) diye bir uygulama var. oradan şikayet daha kolay ve etkili.
https://play.google.com/…etails?id=tr.gov.egm.mobil
görsel
görsel
görsel
babasına kolundaki işaret ne diye soran çocuk
-
bir tanesi benim oğlum. netekim ilkokulda neyim bol bol aşılanan bir nesilden geldiğimiz için sağ kolumuzda eşşek kadar bir iz var.
o değil de üşenmedim okudum bu diğer çocuğun hikayesini. akp ile lisede tanışmış bir kalemden çıkmış olmasına rağmen. ve gülümsedim sonra kendi kendime. ben 80'lerde çocuktum. darbeyi gördüm, sonrasında gelen iktidarları da. olacakları hep tahmin ettim, elimden geldiğince dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. sonra vazgeçtim. çünkü ahmaksınız.
atatürk padişah olabilecekken egemenliği millete bırakmış bir adam benim gözümde. çağının şartlarında yapması gereken neyse onu yapmış bir adam. diğeri ise egemenliği milletten geri almaya çalışan bir adam. geri kalan hiç bir şeyi kıyaslamaya gerek bile yok. amaç ortada.
sosyal medyada ben alkol alıyorum paylaşımları
-
sosyal medyada paylaşılan kitap, kedi, manzara, aile, caps, karikatür vb.den ne farkı var da alkol paylaşımına özel başlık açılıp "bu ne algol merağı yehenim" diye eleştiriliyor acaba. çünkü 3,5 dakikalık rakı reklamının bile ağlaya ağlaya izlenmesine, 1638 yılında değil 21. yüzyılda #lgbthaklarıinsanhaklarıdır diye hastag açılmasına sebep olan, 1 kadeh rakıyı içebilmek için cizye ödeten beş harfliye aykırı da ondan. "ben de içiyorum ama paylaşmıyorum" diye destekleyin ki kerli ferli kıllı mafya dizisi başrollerini bile rakı masasında rakıları minderin altına koyup öyle poz vermeye iten yobaz şımarıklığı iyice palazlansın. aferin. tepemize sıçtırdınız tepemize.
zeki müren
-
yanlış anlaşılmış hiçbir şarkı sözü yoktur.
öyle tek tek, satır satır, hece hece...
uzaylıların dünyalılarla iletişim kurmaması
-
suskunluklarının asaletlerinden dolayı olmasındandır.
dolandırıcı olduğunu söylemeden anlatmak
-
dünyanın en büyük tiyatro okulundan burs aldım.
gürses opel rezaleti
-
gerçek bir rezalet.
ya şöyle olsaydı: yetkili servise emanet ettiğiniz arabanızla firma personeli gezip tozuyor. bu sırada aşırı sürat yapıyor ve bir yayayı eziyor. panik olup kaçıyor. yaya kazanın etkisi ile hayatını kaybediyor. bu arada görgü tanıkları/ kamera kayıtları aracın marka/model ve plakasını kayıt altına alıyor.
araç size teslim ediliyor. teslim tutanağı gargaraya getirilerek imzalatılmıyor. siz de alışık olmadığınız için ve aracınıza kavuşma heyecanı ile aklınıza bile getirmiyorsunuz teslim tutanağı istemeyi. düşünün, kaçınız aracını servisten alırken size tutanak gösterilmese bunun için ısrarcı olursunuz.
birkaç gün sonra polis kapınızı çalıyor ve aracınızın ölümlü bir trafik kazasına karıştığını bildiriyor. kelepçelenerek savcının karşısına çıkıyorsunuz. savcı tutuklu olarak yargılanmanıza karar veriyor. avukatınız servise başvuruyor. o da ne? servis aracı size günler evvel teslim ettiğini beyan ediyor.
yıllarca, ilişkiniz olmayan bir suçun cezasını hapis yatarak çekiyorsunuz. tüm bunların sebebi, dünya çapında bir araba markasına ve onun yetkili servisine duyduğunuz güven. onların müşterisi olmanız.
anlatılan olaydan sonra, bu yazdığım varsayımın asla gerçekleşmeyeceğini düşünen birisi kaldı mı acaba? işte bu kaybedilen şeyin adı müşteri güveni ve ticari itibar.
marketteki kasa bantlarının çalışma prensibi
-
çok basit. bantın altında bir çalışan var. ürün geldikçe alttan çekiyor makarayı. bazen kasiyer size "bant çalışmıyor, ürünleri iter misiniz" diyor ya, o sırada sigara molasında oluyor o arkadaş.
mustafa kemal'in amerikan mandası istemesi
-
mandadan evvel tüm eşşeklerin mına koymuştur. ah bir de şu koyunların kökünün ebesini belleyeydi iyiydi.
edit: başlık başıma kalmamış. bi ara ilk entry kaybolduydu. geri gelmiş. hayret! *