hesabın var mı? giriş yap

  • arada böyle boş bomboş entrylere denk geliyorum. hani vardır ya uyku öncesi ne var ne yok.

    iki dakika boş vaktim var; iki sorum var cevaplarsanız sevineceğim;
    1) bu varoş kadın kim?
    2) siz bu varoşları neden takip edip, her söylediklerini ve her yaptıklarını sanki önemli bir insan yapmış gibi sözlüğe taşıyorsunuz?

    (forum mode off).

    bir adet varoş kadın sözü. herkes ister sen alırsın. alırsııınnnnnn evet evet alırsınnnnn.

  • hkg gerçek bir devrimcidir. bulunduğu çevreyi anlattıklarından az çok tahmin edebiliyoruz. televizyonsuz, telefonsuz dünyadan kopuk bir yaşam. radyodan kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili şeyler duyup yaşadıklarının normal olmadığını o zaman anlayacak kadar beyinlerin yıkandığı, küçük yaşlardan itibaren sürekli cezalandırılma, cehennemde yanma baskılarıyla büyüyüp kafasını olduğu yerden kaldıramayan çocuklar. üstüne bu kadar acıyı yaşayan bir insanın sergilediği üstün cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum. yaptıklarını yapabilmek, delil toplamak, o savcıya gidip, bu yaşadıklarını anlatabilmek, bunlar çok büyük işler. yaşın tüm yaşadıklarına rağmen hala küçücük sadece 24 yaşındasın şu anda ve cehennemi bu dünyada görmüşsün. umarım bundan sonra huzura kavuşur ve karabasanlarından uzakta mutlu bir hayat yaşarsın.

  • dükkanda ne satılıyorsa tamamı legal :) baskın esnasında lokmasını çiğnemeye devam eden boş bakışlı arkadaşın rahatlığından hepimize birer doz lütfen

  • dogaustu guclerin gonderecegi ozel bir "kargo"nun yeni bir kutsal cag baslatacagi inancina dayali dinsel akimlara verilen ad. ozellikle melanezya'da gelismis, yore halkinin somurge yoneticilerine ulastirilan malzeme ve yiyeceklerin gelisini gozlemelerinden kaynaklanmistir.

    inancin degisik bicimlerinde kabile tanrilarinin, halk kahramanlarinin ya da atalarinin kargo ile geri donecegi umulur. bazen kargoyu yabancilarin getirecegine inanilir; bazen de yabancilar yerli halka gelen mallara el koymakla suclanir. kargonun gemi ya da ucakla gelmesi bekleniyorsa, simgesel rihtim ya da havaalani ve depolar hazirlanir; bahcecilik ve hayvancilik gibi geleneksel ugraslardan vazgecilir ve yiyecek stoklari yok edilir. eski geleneklere donuldugu ve uygulamalarda koklu degisiklikler yapildigi da gorulur. bazen de somurge polisine ya da silahli kuvvetlerine benzeyen yeni toplumsal orgutler kurulur. bu hazirliklar koklu degisikliklerle gelen yeni bir cagin habercileridir. bu cagin tufan, felaket gibi bir dizi olayin eski duzeni yok etmesiyle baslayacagina, beyaz yabancilar ile yerli halkin konumlarinin degismesine yol acarak bolluk icinde ozgurluk ve adalet getirecegine inanilir.

    siyasal cagrisimlari ve yol actigi ekonomik kayiplar uzerine somurge yoneticileri, bu kitle hareketlerini yasaklama ve bastirma yoluna gittiler. ama kargo kultu bir olasiliga gore hiristiyan misyonerlerinin eskatolojik ogretileri ile canlanan geleneksel binyil dusuncesinin bir ifadesiydi ve beyazlarin maddi zenginliklerinin yerli halk tarafindan denizasiri ulkelerdeki dogaustu guclere baglanmasiyla besleniyordu.

    kendilerini yeni bir vahyin habercisi olarak sunan kisilerin onderliginde 19. yuzyilin sonlarinda gelisen kargo kultleri, 1919'da papua yeni gine'de yayilan "vailala cilginligi" sirasinda dikkat cekti. 1930'lardan sonra da ozellikle gelismemis bolgelerde hizla yayildi. gelisen kasaba ve kentlerde ise kargo kultlerinin yerini dindisi hareketler aldi.

  • henüz bu sendromdan muzdarip olduğunu bilmeyen yaşlı bir kadın tanıdığım, doktora rahatsızlığını "doktor bey bacaklarımın canı sıkılıyor" şeklinde tarif etmiş. sanırım bu illet daha iyi anlatılamazdı.

  • bir arkadaşım aradı bugün, aklıma düşürdü zamanında yaşadığımız bir olayı.. soyadı berber olan bu arkadaşıma, bir ingiliz tarafından sorulmuştu bu salak sorulardan birisi..

    - ataların barbar(barbarian) olduğu için mi bu soyadına sahipsin?

    bizimki de çok içerlemişti soruya, gelip dert yanmıştı bana..

    - şerefsiz gelmiş bana "senin sülalen barbar" diyor.. berber'i duydu ya, aklı sıra bağlantı kurdu salak..
    - barbar mı? hadi ya.. e sen ne dedin peki?
    - ne diyeceğim? "değiliz tabii" dedim.. bir de bunu bana diyenin soyadı smith!
    - eee?
    - ne eeesi? ben o'na senin baban simitçi mi diye soruyor muyum?
    - hahaha.. yuh!