hesabın var mı? giriş yap

  • birisi sanatçı değil yazmış.

    ortaokulda piyanist şantörlüğe başlamış gece kulüplerinde, istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı türk müziği bölümünü bitirmiş. her türlü enstrümana hakim, profesyonel bir şekilde piyano, gitar, klarnet çalabiliyor. söz yazarı, bülent ersoy, ferdi özbeğen, müslüm gürses ve emrah gibi geniş bir ses aralığında daha birçok sanatçının sesini muazzam bir şekilde taklit edip şarkı söyleyebildiği gibi kendi sesiyle de başarılı bir şekilde birçok şarkı seslendirmiş. italyanca opera söyleyebiliyor. tiyatro ve senaryo yazarı. aynı zamanda tek kişilik gösterilerden tutun da tiyatro, dizi ve birçok sinema filmi oyunculuğu yapmış. yönetmenlik yapıyor.

    ama bizim sivilceli ergen ekşici dedi ki sanatçı değil. ama döve döve sorucan böylelerine. he yarrağım he anlat bakalım sanatçı nasıl oluyor.

  • 11 yaşımdan beri yılın belli dönemlerinde beni perişan eden literatüre göre migrenden de şiddetli olan baş ağrısı. yıllardır farklı doktorlara gitmeme rağmen bir tanesi de çıkıp bu küme baş ağrısı demedi. hep işe yaramazdı verdikleri haplar. nihayet kendi göbek bağımı kendim keseyim dedim ve ağrının seyir hattını, o bölgedeki damarları ve sinirleri tıp literatürüne dalarak öğrendim ve bağlantılı ağrıları araştırırken nihayet "cluster headache" sonucuna ulaştım. bizde de aslında küme baş ağrısı adı altında çalışılmış ancak yeteri sayıda araştırmanın olmadığını gördüm. ilk iş bu alanda bilimsel faaliyet gösteren akademisyen nörologlarımızla görüştüm. kesemediler malesef çünkü kesmek şu an eldekilerle mümkün değilmiş. ancak sebepleri üzerinde hepsinden biraz bilgi topladım. şu an 30'larımdayım. bu bilgilere ulaşalı birkaç yıl oldu, ve o günlerden beri birtakım yöntemler geliştirdim. uzatmadan sadet bilgilerine geçeyim.

    nasıl anlarız?
    - yüzün sadece bir tarafı ağrır. sağ veya sol tarafı.
    - göz arkasında müthiş bir yangın olur ve göz kapağı iner, gözyaşı kontrol dışı akmaya başlar.
    - parmakla özellikle gösterilebilir ağrı noktası / hattı.

    hangi dönemlerde gelir?
    - iklimin doğrudan etkisi var. hızlı mevsim geçişlerini sevmez. kimisi kıştan yaza geçişte, kimisi yazdan kışa geçişte; kimisi de her ikisinde yakalanır buna.

    ne kadar sürer?
    - cycle denilen bu nöbet dönemleri bir ila iki hafta sürer ortalama. kriz, günde bir kez de yaşanabilir, daha fazla da olabilir. kimisi gece yarısı yatağından uyanır, kimisi kalkınca yakalanır, kimisi öğlen. sıcaklık ve oksijen seviyesiyle alakalı.
    - kriz ani gelir, 40 dakika içerisinde şiddet zirveye çıkar ve hafifler. gün boyu sürmez. vurur allak pullak eder gider. geriye kafasını sağa sola vurmuş, yorulmuş, hayattan bezmiş, en sonunda pes edip olduğu yere yığılmış bir hasta kalır.

    olası sebepleri nelerdir?
    - ani sıcaklık değişimleri
    - oksijensizlik
    - sigara - dumanı
    - alkol
    - aşırı sıcaklar
    - aşırı nemlilik
    - aşırı kurular
    - sinüzit
    - burun eğriliği
    - sürekli yoğun ışık
    - kolesterol
    - dehidrasyon
    - hipertansiyon
    + stres

    aşırı sıcak - nemlilik - kuruluk haricindekiler nöbet dönemi haricinde etki yapmıyor ama bahsettiğim gibi mevsim değişikliklerinde bunlara özellikle dikkat etmek gerek.

    çözüm var mı?
    - onca nörolog kontrolünden sonra çözüm yok diyorum. sadece relpax denilen ilaç bir nebze rahatlattı. o da 6'lı oluyor sadece ve 30 gün içerisinde 7.sini atmak yasak. o denli güçlü.

    net çözüm yok ama önerilerim var.
    - ağrıyan bölgedeki damarlar şişip sinirleri sıkıştırınca s.o.s moduna geçiyor sinirler yani beyin acı algılıyor diyeyim ben. mücadele bu mantık üzerine kurulmalı.

    örneğin: eskiden yılda üç kez olurdu bende ama antalya'ya taşındığımdan beri sadece yazları tutar oldu. kışları serin güzel çünkü öyle hızlı sıcak-soğuk yapmıyor. ama yazları o bunaltıcı nemli sıcaklar kabusum.

    -mevsim ne olursa olsun gece yatmadan uyuduğunuz odayı havalandırın, oksijen dolsun içeri. hafif omuz-baş dik konumda yatmak daha rahat solunum yaptırıyor. hatta breath right kullanıyorum ağrı döneminde rahat nefes almak şart yani.
    serinlik hissi iyidir.
    klima varsa ortamı kurutmasına izin vermeyin ara ara havalandırın nem girsin hafif içeri kurtarır.
    sıcakta egzersiz yapmayın hatta uzun mesafe yürümeyin nemli ise hava.
    sinüziti azdırıcılardan uzak durun
    gözler yorulmasın o da sinirleri tetikler
    tansiyonu ne yükseltiyorsa uzak durmak şart yoksa damarlar şişiverir sonra da kesiştiği sinir hatlarını sıkıştırır gerisi malum.

    ağrı vurunca ne yapmalı?
    - panik yok dağıtacak ama kısa süre sonra geçecek bu bilinçte olmak lazım yoksa sakinleşmek zor.
    - temin edebiliyorsanız oksijen tankı edinin hemen dayayın temiz havayı.
    - okaliptüs kremi ile masaj yapın ersağın masaj kremi iyi geldi bana. migreni olana okaliptüs kötü gelir aman dikkat.
    - tansiyon yükselmiş demektir bu halde, damarlar şişmiş olacağı için söylenenin aksine buz koyun diyorum ağrı noktasına. ama sadece ağrı noktasına ve on / off modunda yani iki üç saniye koy iki üç saniye kaldır.
    - sakin sakin nefes almaya çalışın
    - istediğiniz sakin nefes temposunda başınıza masaj yapın
    - yatmayın, oturun. illa yatacaksanız 45 derece diklikte yatın ve ağrılı tarafın üzerine yatmayın.

    aklıma gelen bu kadar şu an için. yine hatırladıkça editlerim.

  • rating:bir dakika başına düşen ortalama izleyici sayısı
    share:belirli bir tv kanalının bir program veya zaman diliminde toplam izlenmeden elde ettiği pay
    reach: bir program veya zaman diliminin en az bir dakikasını seyretmiş izleyicilerin evrene oranı
    exclusıve reach: bir programın veya zaman diliminin en az bir dakikasını seyretmiş bu süre içinde başka hiçbir kanalı seyretmemiş izleyicilerin evrene oranı
    receptıon share:bır kanalın yayın yaptığı süre boyunca elde ettiği
    toplam izleme oranının % kaçının bir program veya zaman aralığından elde ettiğini gösterir.
    emıssıon share:bir kanalın bir programa toplam yayın süresinden ne oranda zaman ayırdığını gösterir.
    alpha coeffıcıent:programa yapılan zaman yatırımı ile programın tüm güne oranla elde ettiği izleme oranını karşılaştırıp programın kanalın o gün yaptığı programlara oranla başarısını gösterir.
    beta coeffıcıent:programın tüm gün elde edilen izlenme oranına katkısı ile
    program süresi boyunca tüm kanalların o zaman aralığında elde ettikleri ratingin tüm gün elde edilen izlenme oranına katkısı.programın diğer kanallara oranla ne kadar başarılı olduğunu belirler.
    adhesıon:program izleyicilerinin ne kadarının hedef kitleyi oluşturduğunu belirler.hedef kitledeki izleyici oranını evrendeki izleyici oranıyla karşılaştırır.
    affınıty endeksi:adhesion'ın hedef kitlenin evrendeki oranına karşılaştırılması ile elde edilir.programın hangi hedef kitleye hitap ettiği bulunur.

  • kendisiyle sorunum yok tanımam etmem kanzuk ile evleniyormuş allah mesut etsin ama kendi deyimiyle sözlüğe geçen gün üye olan birinin sözlük şartlarının hiçbirini yerine getirmeden sadece sözlüğün sahibiyle evlenecek diye yazar yapılması adil mi? diktatörlerin ülkelerinde eşlerini bi yerlere ataması gibi tamamen torpil. sözlükte yıllardır bekleyen çaylaklara hakaret. ülkede adaletsizlik, torpil, adam kayırmacılık her yerde. kanzuk avukat bir de, adaletten yana yemin falan etti cübbe giyerken. neyse beni de lanetli çaylak yapar birazdan. güç elinde nasıl olsa.

  • kendisine ait olmayan, kirasını ödemediği için üst kullanım hakkını bile kaybetmiş olması gereken araziyi devlete hibe ettiğini zanneden galatasaraylı arkadaşım, gel sana bir çift sözüm var;

    "biliyorum ki senin sıkıntın aslında stadı kimin yaptığı falan değil. sen basiretsiz yönetimler yüzünden stadının mecidiyeköy'den allahın dağına gitmesine çok üzülüyorsun. türkiye'de 2 takım kendi stadını kendi gücüyle, kendi yerinde yenileyebildi; beşiktaş ve fenerbahçe. diğer bütün takımlar yerinden yurdundan olup stat sahibi oldu. sen beşiktaş ve fenerbahçe ile aynı kefeye giremedin. eskişehirspor, antalyaspor, bursaspor, konyaspor vs.. ile aynı kefedesin. senin gücün, stadını mecidiyeköy'de yapmaya yetmedi.

    yıllar geçecek, beşiktaş boğaz kenarında, fenerbahçe bağdat caddesinde, kendi semtlerinde maça çıkarken, sen seyrantepe'ye gideceksin. beşiktaş ve fenerbahçe köklerinin olduğu yerde, kendi semtinde kendi taraftarı ile büyürken, sen otoban kenarında ruhsuz beton yığını stadında olacaksın. 50 sene sonra bile bu gerçekle yaşıyor olacaksın.

    seni anlıyor ve sana hak veriyorum. ben de olsam çok üzülürdüm."

  • evimde temizlik yaparken kosede bi orumcek ağı farkettim. ufakta bi orumcek var uzerinde. normal sartlarda alip disari birakirdim ama dursun dedim bi zarari yok.
    bi sure sonra unutmustum varligini. gecenlerde eve bi sinek dadandi. gece ortaya cikip kafamı sisiriyor. isigi yakiyorum kayboluyor serefsiz. bi ara sesi kesildi, dedim heralde cikti gitti. ertesi gun tekrar temizlik yaparken kosedeki ağa gozum ilisti ve bingo! orumcegim sinegi bi guzel paketlemisti. basında bekleyip “ ben hallettim patron” dercesine duruyordu.
    artik bu evin bi ferdisin aslanım, sen gidene kadar dokunmayacağım sana.

  • f klavye hakkında bir başka yanlış anlayış da: "q klavye dilimize uygun değil o yüzden diğer toplumlardan geride kalıyoruz".

    oğlum q klavye hiçbir dile uygun değil zaten. anlatmadılar mı size? q klavye dile uygunluk gözeterek değil, tam tersine ingilizce'de sık kullanılan harfler daktiloda aynı anda birbirine çarpıp takılmasın diye uzak dursun diye tasarlanmış, "yavaş olsun" diye. ingilizce'ye uygun klavye q klavye değil dvorak klavye.

    amerikalı da biliyor "dilimizi daha hızlı yazacağımız bir klavye olsa çok süper oluruz lan" demeyi ama kalkıp dvorak'ı zorlamıyor standart haline getirmiyor. niye? çünkü benim gibi sorgulayabilen bi kafaya sahip: (bkz: #27901261)