hesabın var mı? giriş yap

  • sozlukte bu ipuclarinin buyuk cogunlugu ogrencilerden gelecegi icin pek de dikkate almamak lazim. ogrenciyken gunler 32 saatti.

  • dunya kupasi tarihinde bir ulkenin futbol federasyonu baskaninin sahaya girip hakeme itiraz ettigi, takimi mactan cekeyazdigi ve bir gol kararinin geri donduruldugu ender (belki de tek) maclardan biridir. yani hepsinin birden oldugu tek mac ama, ayri ayri bilemeyecegim.

    olay sudur ki, kuveyt takimi 3-1 maglup iken fransa atak yapmaktadir. o sirada hem staddakiler, hem de televizyon basindakiler bir duduk sesi duyarlar. duyduklari duduk sesine izleyiciler (biri haric) sadece sasirmis, fakat kuveyt milli takimi sasirmakla yetinmeyip oynamayi birakmistir. fransiz futbolcu alain giresse ise engin konsantrasyonundan dolayi (muhtemelen) topu surmeye devam etmis, golunu cakmistir. kuveytliler az biraz uzulup topu santraya koymuslarken bir talimat sonucu sahayi terk etmeye baslarlar. talimat tribunden elini sallayan seyh fahid el-ahmet el-sabah'tan baskasi degildir. zaten bu isimde bir baskasi olamaz. seyh gazini birakmayip sahaya dalar, ve hakeme "tavsiye"lerde bulunur. sovyet hakem miroslav stupar ise bu tavsiyelerden etkilenir, ve hakem atisiyla oyunu giresse'in topu aldigi yerden baslatir. fransa kalan dakikalarda bir gol daha cakip "bu da mi gol degil" dansi yaparlarkene, kuveyt 4-1 yenilir ve sahayi basi onde terk eder.

  • bak hele bak. dışarıdan baksan adam sanırsın bunu. dışı parisli entelektüel, içi yozgatlı emmi tipini sevdiğimin.

    edit: bu arada a haber kamerasıyla "tesadüfen" karşılaştığına inanan polyanna'lar yoktur herhalde.

    edit 2: konulukonusuznevarsa nickli arkadaşın haklı mesajını aynen kopyalıyorum:
    "ben çaylağım entry giremiyorum :) yazmak ve dikkat çekmek istediğim konu konuşan çocuk kaç yaşındaymış ki o durumları kuyrukları görmüş :) lan zaten 18 senedir iktidar sabit ondan önce koalisyon vardı chp zaten 96 kadar seçim yasaklıydı :) bunları yazabilirseniz sevinirim teşekkür ederim . iyi günler dilerim"

  • kanım dondu resmen, böyle canilik görmedim. 1 değil 2 değil, 239 keçi ne demek, insan sinirlenir duvara yumruk atar bir kendine gelir durur. anlık bir öfke, cinnet hali kesinlikle değil bu, 239 tane hayvanı öldürmek zaman alır sonuçta, bildiğin psikopat... ömrü boyunca tımarhaneden çıkmamalı.

  • şaşırtmayan bir akp iki yüzlülüğü daha. kendi seçmen kitlelerine oynamak için şeref, haysiyet vs her şeyden rahatlıkla ödün verebiliyorlar.

    devamında tedbirleri aldık diyecekler ve ciğeri beş para etmez ne kadar akp yalakası vasıfsız şarkıcı türkücü oyuncu ünlü varsa sarayda iftara davet edilecektir.

  • kolombiya medyasına sızan pilot/kule konuşmalarından, uçağın yakıtının bittiği ve elektrik donanımını kaybettiği anlaşılıyor. bu bilgi, kazadan yaralı olarak kurtulan hostesin "yakıtımız bitti" ifadesiyle de örtüşüyor.

    pilotun, "total electrical failure" ifadesini kullanması bana acaba yakıtın bitmesinden bağımsız olarak başka bir sorun mu yaşandı diye düşündürttü ama büyük ihtimal elektrik aksamının kaybının sebebi de uçağın yakıtının bitmiş olması. bildiğiniz gibi, uçaklarda yakıt/batarya kaynaklı elektrik arızası yaşanması halinde devreye giren, ram air turbine adı verilen ufak rüzgar jeneratörleri bulunur. uçağın dışında bulunan bu pervanenin ürettiği elektrik ise, uçağın çok temel işlevlerini sürdürmesine yeterlidir. (mesela, sully filmine konu olan, hudson nehrine acil iniş yapmayı başaran us airways uçağı, bu jeneratör tarafından üretilen elektrik sayesinde son ana kadar kontrol edilebilir kalmıştır.) çok büyük bir ihtimalle , oldukça dağlık bir bölgeden geçen la mia havayolları uçağının, minimum kaynakları kullanarak süzülme olayını gerçekleştirmesine imkan olmadı.

    engin air crash investigation tecrübeme dayanarak söylemeliyim ki, uçakların yakıtının bittiği kazalarda en çok rastlanan sebepler, gösterge arızası ve yakın sızıntısıdır. uçaklara, acil durumlarda kullanmaları için gerektiğinden daha fazla yakıt konur ve başka hiç bir sebep olmadan bir uçağın yakıtının bitmesi pek görülmüş bir şey değildir. (air canada'nın 1983'te, kg yerine pound cinsinden yakıt ikmali yapılması nedeniyle yakıtı biten uçağı geliyor aklıma. o uçak gimli havaalanına süzülmeyi başarmıştır mesela).

    yakıt ikmalinde yapılan bir hata, gösterge arızası ve yakıt sızıntısı bu olayın en olası sebepleri gibi gözükse de, bazı uzmanlar uçağın menzilini de dikkat çektiler. lamia havayollarının websitesinde 2965km olarak verilen menzil, medellin ve santa cruz arasındaki mesafeden kısa. bu bilgi sonradan siteden kaldırılmış olsa da, uzmanlar uçağın en iyi ihtimalle maksimum menzilini uçtuğunu söylüyorlar. yani ortada, british aerospace 146 modeli uçağın kapasitesinden daha uzun bir mesafeye uçurulmaya çalışıldığı bir durum da olabilir.

    şu an eldeki bilgilere dayanarak felaketin, zaten maksimum menzilini uçmaya çalışan uçağın, bir sebepten dolayı yakıt ikmalinin doğru yapılmaması ya da havada yakıt kaybetmesini takiben bütün elektrik aksamını kaybetmesi dolayısıyla düştüğünü söyleyebiliriz. oldukça dağlık olan bölgede, rüzgar jeneratörü kullanarak en yakın havaalanın süzülmek de büyük ihtimal mümkün olmadı.

  • üst edit: entry ile ilgili mesaj atan, destek olan, "aaaaaaaaaaa vallahi aynı ben" diyen herkese teşekkürler arkadaşlar. hepiniz kaderdaşımsınız; hepinizi çok seviyorum. fakat yaklaşık 2 yıllık bir vücut geliştirme süreciyle aşağıdaki maddelerin hemen hemen hepsini (hala komik yürüyorum amk sorun kamburlukta değilmiş) sikip atmış bulunmaktayım. yakın bir zamanda da çok ufak bir estetik operasyonum var. kısacası: kocalarınıza sahip çıkın ahahahaha.

    ***********************************************************

    muhtemelen hiçbiri bende olmayan detaylar. hiç kimseden bir iltifat duymadığım gibi, sevgilim de hiç olmadı denebilir. bu yüzden size kendi özelliklerimden bazılarını sayacağım ki bunları yapmayın, çekici olabilin. öhöm :

    -bir kıyafeti yırtılmadığı sürece asla değiştirmem. hatta kollarının uçları paramparça olmasına rağmen çok sevdiğim bir uzun kollum var. fermuarı da bozuk. nasıl seviyorum ama var ya ev yansa ilk bunu kurtarmaya çalışırım.

    - nadiren yeni kıyafet alırım.

    -marka takıntım yoktur.

    -olur da bir kıyafet alırsam renginin bana uyup uymamasını siklemem. rahat olması yeter.

    -ayakkabılarım genelde lescon gibi az kişinin bildiği süper ürünler sınıfındandır. dolayısıyla gösterişsizdir. birçok gören 'pazardan mı aldın bunları' demiştir.

    -berbere gitmek benim için tam anlamıyla bir eziyet. berberde olan biten sohbetleri geç , bir iş mülakatına gideceğim zaman sakallarımdan ayrılacağımın korkusu bile yetiyor bana.

    -hiç güneş gözlüğüm olmadı.

    -biraz kamburum. yürürken çok komik görünüyor.

    -dar paçalı pantolonlar klostrofobimi tetikliyor. o derece uzağım.

    -bir saatim var , fena birşey de değil. ama takmıyorum hiç.

    -gömlek giymem.

    tam terslerini deneyin işte. başarısız olma şansınız yok.

    edit: ben askerdeyken ev taşındı. bahsi geçen uzun kollumu annem atmış. yastayım. beyler :(

  • bu halk yüzerek gene gelir amk. ne yapsalar boş kaderin üstünde bir kader vardır.
    her şey çok güzel olacak.

  • yahu influencer’lar falan hadi yine neyse, iş insanı sayılırlar. bu kadına ne sorup neyin cevabını alacağız amk? eser’in geceleri horlayıp horlamadığını mı soracağız?