hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • türkiye de golf sporunu öğrenmenin ve oynamanın yaklaşık maliyetleri ;

    kiralık golf seti (çanta ve 14 sopa) : 60 tl/günlük

    ders ücreti : 150 tl/saat (paket dersler ile 10'lu 20'li gibi; bu rakam ders başına 100 tl civarlarına gelmekte). yaklaşık 10 ders ile handicap alıp sahaya çıkmaya başlanabilir.

    (bkz: tgf) handicap ücreti : 150 tl / senelik .

    golf seti ücreti (golf çantası, golf sopaları) : başlangıç için güzel bir golf seti yurt dışından 3000 - 4000 tl, yurt içinde 6000-7000 tl. oyun seviyenize göre minumumda 5 6 sene bu setler ile oynayabilirsiniz. ikinci elleri çok daha ucuzdur.

    golf antreman sahası (driving range ve puttin green) : bir sepet top (yaklaşık 40 adet top : 10 tl)

    18 çukur bir round golf oyunu ücreti (golf arabası dagil) : 250 tl. oyun yaklaşık 4-5 saat sürmektedir. yıllık sınırsız üyelik rakamları golf sahalarına göre 6500 tl - 20.000 tl arasında değişmektedir. türkiye dahil bir çok golf otelinde konaklama ücretine dahil ücretsiz golf oyunu imkanı vardır.

    ortalama yıllık ücret ;

    10 ders x 100 tl : 1000 tl
    golf seti : 4000 tl / 5 sene : 800 tl
    yıllık sınırsız golf oyun ücreti : 6500 tl
    yıllık jeton ücreti: 40 x 10 tl : 400 tl
    ekstra harcama : 150 tl (top - aksesuar...)
    handicap ücreti : 150 tl

    toplam : 9000 tl / senelik. aylık 750 tl

    zengin diye tabir edilen kesimden herhangi bir eksiğiniz olmadan bu sporu yapmanın yaklaşık maliyeti aylık 750 tl. sürekli ders almayacağınız varsayılır ise daha da uygun rakamlara gelmekte.

    yani yeni bir spor öğrenip, gireceğiniz sosyal ortamın çekiciliği düşünüldüğünde komik rakamlar. sigarasına, alkolüne daha fazla harcayanlar biliyorum.

  • yeni yikanmis, yumos kokulu, tertemiz carsaf ve yorgana gomulup yine ayni temiz/mis kokulu pijamalardan giyinmis vaziyette uykuya dalmaya hazirlanmak. tam porsiyon kuzuyum yeminle, misil misil uyurum, beni kimse tutamaz.

  • zamsninda almanya da calismis bir bir muhendis olarak,

    almanyadaki giderlerinizi yazayim;
    650€ kira (kucuk merkezi olmayan bir ev, ekstalari (isinma, elektrik vs icinde))
    350€ arac masrafi (eviniz ile is yeriniz arasi 20km gibi oldugunu dusunun, bakim , vergi, kasko)
    250€ evin zorunlu masraflari (mutfak, temizlik malzemesi vs)
    250€ haftada 1 disarida yeme, eglenme vs.
    250€ tatil fonu( senelik 30gun izniniz var, senelik 3000€ luk tatile gider.)
    150€ gorunmez masraflar. (saymakla bitmez)

    toplarsak: 1900€

    almsnya da tek basiniza bu tutari kazanmazsa iz tek basiniza zor gecinirsiniz. bekar biri icin bu tutarin elinize gecmesi icin yaklasik brut tutar olarak 3200€ aylik kazanmaniz lazim.

    1250€ ya yasanir mi? ev arkadasiniz varsa, biraz da luksten feragat ederseniz yasarsiniz.
    bu arada is yeriniz merkezi bir yetde degilse de araba sahibi olmamayi unutun. toplu tasima cok kisitli bu ulkede.

    ama ne olursa olsun, turkiye de 7500 tl net kazanmak hayat standartlarinizi yukseltir.

    ayni hesabi yapalim;

    1750 tl (kira ve ev masraflari)
    750 tl (arac masraflari)
    500tl (evin zorunlu masraflari)
    750tl (tatil fonu)
    500tl (yeme icme eglenme)
    300tl (gorunmez masraflar)

    almanyada: 1250€-1900€ : 650€ iceridesiniz
    ıstanbulda: 7500tl - 4750 : 2750 kenara koyabilirdiniz.

    hesabi begenmeyen , yuh diyen cikacaktir, kusurumuz olduysa affola.

    ıstanbul diyorum...

    edit: almanyada ogretmenin eli e gecen net thtar 1750€ mertebesibdedir.

    fact check icin: www.numbeo.com a baksbilirsiniz. usengec olanlar icin dogrudan link:
    http://www.numbeo.com/…n&seethepricesformobile=true

  • bir gün istiklalde dört arkadaş elde biralar yürüyoruz. gitar çalıp para toplayan bir şarapçı gördük. biz de sarhoş ve genciz, yanına oturduk. o bizden içki istedi, biz de ondan şarkı. çalıp söylerken adam bize ”ne çalayım” diye sordu. o sıra haluk levent'in kağızman şarkısı her listede bir numaraydı. benim de nereden aklıma geldiyse geldi ve ”kağızman çal be” dedim. tam o sırada arkamdan bir ses ”ne çalsın, ne çalsın!” dedi. kafamı bir çevirdim haluk levent. dört kişi, alkolün bokunu çıkarttık diye düşünürken haluk gülümseyip karşımızda dikiliyordu.

    bizim grupta kahkahalar ve gülüşmeler

    abi dedik gel sen söyle bari.
    yok dedi işim var ama dönüşte uğrarım..
    iç sesimiz direkt ”yalaan” diye fısıldadı. uğramayacaktı.
    ama dönüşte uğradı! ve bizi de utandırdı.

    siz dedi çalın ben amcaya para toplayacağım...
    yoldan geçenleri çevirip gitar çalan şarapçı için tomarla para topladı.
    şarapçı belki iki üç ayda kazanacağı parayı bir gecede haluk levent sayesinde kazanmıştı.

    işi bitince teşekkür edip gitti haluk. sonra biz de dağıldık

    o zamanlar sosyal medya yoktu. adamın kariyeri desen zirvedeydi. peki o zaman bu adam bunu neden yaptı?

    sevin, sevmeyin ama ben iyi kalpli bir insan olduğuna bizzat şahit oldum. o yüzden bana samimiyetsiz de gelmiyor.

  • affedersiniz ama açacağınız başlığa, edeceğiniz muhabbete sokayım.

    kadının ayrıldığı kocasının bir iddiasidir. videoyu izlerseniz "benim üzerime olsan bir gsm hattıyla rastgele 84 numara aranmış" diyor kocası.
    bu sebepten de beni 84 kişi ile aldattı diyor.

    yüzbinlerce kişinin girip baktığı ekşi sözlüğe kadının fotoğrafını koyup, eşini 84 kişi ile aldatan kadın demek, sonra bununla ilgili şakalar yapmak nereden baksan alçaklıktır.

    sonra ortamlarda " ya abi türkiye'de kadına baskı var" dersin ne olacak.

    edit: (#128060332) 0 rh+ trombosit lazım hematolojide yatan hastaya. yakın zamanda ilaç kullanmamış kimse varsa yapsın bir iyilik.

  • vay arkadaş. oy kaybı baya yüksek sanırım, atatürk sevgisi ile başlayıp devam eden, o saatte anca sarhoşlar gezer diyenlerden nerelere geldik, yakında 22:00 sonrası alkol satışının da önünü açarlar bunlar.

  • https://www.youtube.com/watch?v=eqf7fdeuepa

    ortalama istanbul'lunun sorunu da bu. ankara'ya gider, ankara'yi begenmez. izmir'e gider, izmir'i begenmez falan filan... tersi de dogru. temel mesele, ankara'ya gidip istanbul'u ariyor ya da istanbul'a gidip izmir'i ariyor olmaniz oysa ki. cok dogal olarak, bulamayacak ve hosnut kalmayacaksiniz.

    los angeles'da insanlar sabahin dordunde iskembe corbasi icmeye gitmezler, sabaha kadar eglence adi altinda da tepinmezler (bu cumleden los angeles'da club yok anlami cikarani kaale almiyorum). malibu'da surf yaparlar, venice beach'de drum circle'a katilirlar, sunset boulevard'da comedy club'a giderler, santa monica mountains'da trekking yaparlar, gecenin ilerleyen saatlerinde islak hamburger ya da iskembe corbasi tuketmezler gidip food truck'tan mexican yerler vesaire vesaire... zira her yerin aliskanligi, kulturu ayri.

    bir los angeles'li da istanbul'a gelip "lan burada surf yapilmiyor, ne boktan yer" dediginde agzina terligin tersi ile vurulmayi ne kadar hak ediyorsa, los angeles'a gelip de "burada sabaha karsi iskembeciye gidilmiyor, ne boktan memleket" dediginizde pek farkli konumda olmuyorsunuz.

    "abicim sen sabahin korunde iskembe iceceksen istanbul'da kalsaydin ya? kaplumbaga misin ki gittigin yere bir sehirden beklentilerini, aliskanliklarini goturuyorsun ?" deseler diyecek cok da mantikli birseyleriniz olmadigini farkettiginizde los angeles'dan da haiti'den de zanzibar'dan da tad alabilirsiniz. aksi taktirde tum dunyada bos yere istanbul'u arar durursunuz.

    kaldi ki tum dunyada bosa aradiginiz o istanbul cidden pek de oyle ahim sahim bir yer degil.

  • bence bokunu çıkardınız artık.
    lan olm, aşil gibi yarı tanrı, sapsarı yunan savaşçıyı zenci birine oynatmak ne demek lan.

    hadi o zaman çinli 1.60’lık adamı oynatın akhilleus rolünde..olur mu? o da olmaz. yani ne zencilikle ne çekik gözlülükle ne ırkçılıkla alakası yok bu durumun. bazı şeylerin marjinal olacağım diye
    cılkını çıkarmayın.

    lan zenci akhilleus ne demek?
    hitler’i köfte dudaklı bir pakistanlıya oynatmaktan hiçbir farkı yok.

  • dün brain games'in bi tekrar bölümünde katılımcılara önce antika bir kalem gösterildi ve bunun eisenstein'a ait olduğu söylendi. haliyle herkesin ilgisi daha bir arttı bunu öğrendikten sonra. sonra bir hırka gösterildi ve bunu da bütün katılımcılar ellerinde evirdi çevirdi ilgiyle. hatta sorulduğunda giymek, denemek isteyenler çıktı içlerinden. muhtemelen bu da çok mühim bir isme aittir düşüncesiyle. ama sonra söylendi ki bu hırka amerika'da büyük bir katliamın failine aitmiş. o hırkayı ilgiyle elinde evirip çevirenlerin suratı düştü, hırkayı parmak uçlarıyla tutmaya, hala denemek istiyor musunuz diye sorulunca yok kalsın bakışı fırlatmaya başladılar. neyse ki sonradan hırkayı gösteren bilim insanı hırka benim ehehe dedi de rahatladılar.

    şimdi bunu niye anlattım ben? çünkü bu anlattığım normal olanı. bizim son bir kaç gündür şahit olduğumuz selfieler ise ciddi ciddi sosyologlar, psikologlar tarafından incelenmesi gereken vakalar. katilin birine çok normalmiş gibi ünlü muamelesi yapılması bence toplumun içinde bulunduğu sapkın halin bir yansımasından başka bir şey değil. işin kötüsü kimse bu durumu düzeltmek için uğraşmıyor, uğraşmayacak.

    bu yüzden atalay filiz toplumu okumamız açısından muhteşem bir yardımcı oldu.

  • yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki

    halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.