ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
abdülhamit'in torunlarının t.c.'den istediği miras
-
halktan gaspettiklerini geri istiyorlarmış, üçün başını alacak torunların istediği mirastır.
edit: gg'miş anca bu kadar yumuşattım.
laptop alacaklara tavsiyeler
-
dizüstü bilgisayar alacağınıza, dizaltı çorap alın 300-400 tane. denişik denişik giyersiniz ne güzel.
yazar olduğum için çok şanslısınız sizi gidi köftehorlar..
yanlış anlaşılmış şarkı sözleri
-
tarkan - sen üzülme gülüm incinme --> sen üzüm ye gülüm incir ye.. tey tey
ödediği kiraları fiyattan düşmek isteyen kiracı
-
bende 40 yıldır yediğim çokomellere karşılık ülker'den hisse ve temettü emekliliği istiyorum.
ileri düzey kopya çekme yöntemleri
-
türü: kitlesel
zorluk derecesi: oldukça kolay
risk faktörü: en çoğundan "şüphelenme"
kullanım alanı: testler
gerekli malzemeler: bir sınıf bir de test sinavi
uygulamasi: testli sınavlarda oldukça kolay ve risksiz uygulanabilen bu yönteme göre, sınav öncesi sınıfta bir kodlama sistemi geliştirilir, ve her şıkka bir "ifade" yerleştirilerek sınıftaki insanlara öğretilir.
a) çok kolay
b) kolay
c) zor
d) çok zor
e) müthiş zor
sınav sırasında öğrenciler "hocam 18. soruyu anlayamadim bir bakar misiniz" diye hocaya seslendiklerinde o soruyu yapan ve emin olan kişi cevap a ise "aaa nesini yapamadin, çok kolay bu" , d ise "ben de kavrayamadim, çok zor gibi gözüküyor" diye söyleyecek, böylelikle cevaplar iletilmiş olacaktir.
önceden de derslerde bu tür yorumlar yapiliyorsa hoca normal algılar ve sorun çıkarmaz. eğer derslerde konuşturmayan bir hoca ise bile, kendisine yöneltilen sorudan dolayi birkaç saniye dikkatini farklı yere yoğunlaştırmış olacak ve muhtemelen sizi duymayacaktir bile.
işin suyunun çıkartılmaması için fazla yapılmaması gerekse de 30 soruluk testlerde 29 soruyu bu yöntemle sorunsuz çözdüğümüz olmuştur.
önemli not: henüz psikopat hocalarda denenmemiştir.
kedilerin gariplikleri
-
şimdi şöyle bir şey var ki, kediler nereye def-i hacet edeceklerini bilmiyorlar. bu alışkanlıklarını yetişkin kedileri izleyerek öğreniyorlar. "hmm bir yere giriyoruz, oraya çömeldikten sonra sabit bir yere gözümüzü kırpmadan bakıyoruz ve işimizi görüyoruz. sonra da böyle fışı fışı kollarımızı oynatıyoruz" şeklinde bir öğrenim söz konusu.
ancak olayı yanlış anlayanlar da yok değil.
kum kabına giriliyor, orada hacet gideriliyor. buraya kadar normal. bu noktaya kadar bir problem yok. ders iyi tatbik edilmiş, özümsenmiş. uygulama da kusursuz.
ancak bundan sonra kritik bir hata var; pisliğin üstünü kapatma maksadıyla yapılan fışı fışı hareketinin kumun içinde yapılması gerekiyor. kum kabından çıktıktan sonra, parkelerin üzerinde değil. o yanlış. orada ezbercilik var.
aslında 2014 ekonomisinde yaşıyor olmamız
-
aradaki farkı bir zahmet hesaplayın artık
2014 yılı--------------------------------2023 yılı olması gereken
asgari ücret 846 tl ------------------------------8460 tl
dolar- 2.13 tl---------------------------------------21.30 tl
euro- 2.93tl-----------------------------------------29.30 tl
benzin 5.13tl---------------------------------------51.30 tl
motorin4.63tl--------------------------------------46.30 tl
sigara 6-10tl--------------------------------------- 60 tl -100 tl
et- 25,94tl--------------------------------------------259.40 tl
tavuk, 15,50 tl--------------------------------------155 tl
sıvı yağ 19.45 tl -----------------------------------194.50 tl
çeyrek altın 149 tl --------------------------------1490 tl
500 gr kaşar peynir 7 tl ------------------------70 tl
efes bira 50 cl 4.50 tl----------------------------45 tl
yeni rakı 70 cl fiyatı 57 tl----------------------570 tl
200 gr ekmek 1 tl --------------------------------10 tl
günümüzdeki fiyatlarla aradaki farkı bir zahmet hesaplayın.
hükümetin sanki biraz daha geçirme payı var gibi.
muhtemel seçim sonrasına erteliyorlar. *
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
bak şimdi şunu yazan hatundan/erkekten mi hoşlanırdın;
"aşkdada işdede kazanırım arkadaş rahat ol bendesin hahahahahah...." *
yoksa bunu yazandan mı hoşlanırdın;
"aşkta da işte de kazanırım arkadaş, rahat ol bendensin hahahhahhaa..."
ben bu iki cümleden hangisini yazarsa yazsın böyle bir zırtapoza aşık olmazdım; "rahat ol bendensin" diyen kadından veya adamdan hayır gelir mi yahu?
ayrıca ben de bu güruhun içindeyim, selam :))
alper kamu
-
oğullar ve rencide ruhlar'ın baştan aşağı karizmatik veledi olmasının yanı sıra benim için artık aşık olunan roman kahramanlarından biri o. pis cehennem cücesi!* bana bir hayrın dokunmayacağını biliyordum zaten. boy güdük, yaş küçük, dil papuç, akıl desen dağ kadar. olmaz olmaz dememek lazım, canlanıp gelir mazallah...
cep telefonunu pirince yatırmak
-
rutubeti alsın diye değildir. telefonu pirince yatırırsınız ve gece pirincin kokusuna gelen minik japonlar telefonunuzu tamir eder.
dardanel'in imalı paylaşımı
-
önümüzdeki seçimlerden önce de yayınlarlarsa tadından yenmez.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.
yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:
ben: abi simit kaç para?
büfeci: ... lira
ben: peki meyvesuyu kaç para?
büfeci: ... lira
ben: o zaman bi simit alayım abi
büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?
hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)