hesabın var mı? giriş yap

  • benzer olayı başka bir petrol ofisinde yaşamıştım. yerler parlak fayansla kaplıydı ve kapılar yere kadar uzamıyordu bir karış yukardaydı. ben pisuvarda işimi hallederken kabinde klozette hacetlenen bir abiyle yerdeki yansımadan göz göze gelmiştik.

  • arabalarda emniyet kemeri takmak zorunluyken millet otobüste ayakta gidiyor işte ben bunu anlamıyorum.

  • maske isteyen takar isteyen takmaz diyelim. birçok defa beni hastalıktan koruduğunu biliyorum. benim bilmem yeterli. diğer yandan, aklından geçenleri geri zekâlı demeden ifade edemeyen, başkalarının düşüncelerine saygı duymayı beceremeyen başlık sahibini suçlamamak gerekir. çünkü tv'lerde her gün milleti ayrıştıranlarla karşılaştıkça ne saygı duymayı ne de hakaret etmeden kendini ifade etmeyi öğrenebildi.
    imla

  • abd'de sağcıların kongre binası basmasından bile mağduriyet çıkarabilmiş.

    görüldüğü üzere siyasal islamcılar tüm varlığını mağduriyete borçlu, her koşulda/şartta mağdurlar.

  • zorlu $ehir $artlarinda kocaman kamyonlar, kendisini kuyrugundan cevirip duvara firlatmak isteyen ilkokul cocuklari arasinda dogan; yurumeyi ogrenen, cop kari$tiran, olecegini anladigi zaman ormanlik bir yere kadar zorla yuruyup kimseye cesedini gostermeyen $ey.. ki$ gunleri yeni parketmi$ arabanin sicak kaportasi uzerinde gozlerini kapatmi$ bir $eyler du$unurken gorebilirsiniz.

    rahat ev $artlarinda yumakla oynarken, radyatorun kenarinda pencerenin pervazinda uyurken, 4 aylik yavru-bodur boyuyla sicak sobayi merakla patiledikten sonra can havliyle bir yerlere ko$tururken de $ahit olabilirsiniz kendisine..

    ku$ avlayayim derken ciktigi direkten inemeyip aglarken de gorulebilir, bahar aylarinin sonlarinda kendisine yeti$meye ugra$an yavrularini gezdirirken de..

    genelde cikarlarinin bilincinde, tek ba$ina olmayi fazlasiyla seven, yakindan takip ettiginizde kendi ki$iligini olu$turup diger turda$larina gore daha 'agresif', 'cikarci', 'oyuncu', 'dost' gibi sifatlar kazanabilen estetik ve kadinsi yaratiklardir.

    gunde 18 saat uyurlar.

  • kfc unicef gibi hesapların da içinde bulunduğu hacklenme olayı

    twitter

    edit:thecounter'dan açıklama gelmiş

    --- spoiler ---
    we're aware that our service was hacked and have started an investigation into the matter.we've already taken measures to contain such abuse
    --- spoiler ---

  • uzun zamandır en çok etkilendiğim kitaplardan biriydi. “dünyanın sonu geliyor herhalde” diye düşünüp endişelendiğim bu karantina günlerinde okuduğum için midir nedir bilmiyorum ama son birkaç haftadır dünyanın geldiği durumu gördükçe kitapta yaşananlar çok daha gerçekçi görünmeye başladı gözüme.

    “gölgesizlik” temasını işlemiş yazar. distopik bir kurgu. insanlar gölgelerini kaybediyorlar ve bununla birlikte bütün anılarını, sevdiklerini, kendilerini hatta en sonunda yemek yemek, tuvalete gitmek gibi en temel ihtiyaçlarını bile unuttukları bir noktaya geliyorlar. yavaş yavaş bu illete yakalanan insanların artmasıyla dünyanın yok olmanın eşiğine geldiğini görüyoruz. her şey önce yavaş yavaş başlıyor. gölgesizliğin uğramadığı ülkeler, şehirler olayları uzaktan izliyor. önce kimse pek önemsemiyor, ta ki onların da başına gelene kadar…tanıdık geldi mi?

    bilim adamları bu durumu açıklamaya, bilimsel yollarla bir çözüm bulmaya çalışsalar da sonuç olarak başarılı olamıyorlar. dünya, gölgeli ve gölgesizler olarak ikiye ayrılıyor ve bir kaosa sürükleniyor. kitaptaki bazı yerleri okurken tam anlamıyla kanım dondu. bu günlerde hayatı durdurma noktasına getiren koronavirüs vakalarında yaşananlar sanki yazar tarafından öngörülmüş ve gölgesini kaybeden birinin başına gelmiş gibi anlatılmış:

    (sayfa 48)

    “…birkaç gün geçti ama düşündüğüm kadar acıkmadım. olayların başladığında bilim insanlarının ne söylediğini hatırlıyor musun? bir gölgesiz her şeyi unuttuğunda aç ya da susamış olduğunu ve hatta nefes alması gerektiğini de unutur, diyorlardı. tanrım, umarım nefes almayı unutmadan önce yemek yemeyi ve su içmeyi unuturum. boğularak ölmektense açlıktan ölmeyi yeğlerim. düşünebiliyor musun? çekeceğin o acıyı, akciğerinin yanmasını, yavaş ve sessizce gelen hareketsizliği. hem de tek yapman gereken bedeninin nefes alması gerektiğini hatırlamak iken…”

    bu aralar manşetlerde virüs yüzünden boğularak ölen, akciğerlerine cam parçaları battığını söyleyen insanları düşündükçe bu kitap daha da anlamlı geliyor gözüme.

    “the book of m: kıyamet başlıyor” alın okuyun. belki de bizim kıyametimiz de çoktan başladı…