hesabın var mı? giriş yap

  • yeni romanımın adı. müthiş betimlemelerim var yollar, bakmayanlar, bakanlar, kutular, beddualar...

    romanımı lütfen alın, çoluk çocuk perişan oluruz yosa

  • sadece "ööö öö" ibaresini aratınca (tırnaklar hariç elbette) sürpriz öğütler veren sözlük eğlencesi:

    aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
    aaööööööaaaöööööööaaaaööööööaa
    aööööööööaaööööööööaaööööööööa
    aööaaaaööaaööaaaaööaaööaaaaööa
    aööööööööaaöööööööaaaööööööööa
    aööööööööaaööööööaaaaööööööööa
    aööaaaaööaaööaaaööaaaööaaaaööa
    aööaaaaööaaööaaaaööaaööaaaaööa
    aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

  • burak topal isimli arkadaşın yorumlarda konuyu özetlediği yobaz zırvası.

    hadi bunu da açıklayın yobazlar.

    "bir toma 5.650 litre su almakta.
    gezi olayları kapsamında sadece taksim'de 14 adet tomayı ben gördüm. bu ülkede 77 şehirde eylem yapıldı ve neredeyse hepsinde tomalı müdahale oldu. çok düz bir şekilde 200 adet toma eylemlerde müdahalede bulundu diyelim.
    200*5650= 1130000 litre su yapar.
    bu miktar neredeyse günlük tomalarımızın yapmış olduğu müdahalede harcanan su miktarıdır.
    bunu sadece 1 hafta devam ettirmek 7910000 litre suya tekabül eder.
    mininmum hesapla ülkemizdeki tomaların tükettiği su ile:

    tanesi 10 litre su alan kovalardan 791.000 kova su dökülebilir.
    internette o kadar ıcebucketchallenge videosu maalesef yok.

    ki bu müslüman dostlarımız maalesef suyun buharlaşıp yağmur olarak geri yağdığını da bilmiyorlar."

  • 1984 yılında amerikalı union carbide şirketinin hindistan, bhopal'de kurulu fabrikasından salınan metil isosiyanat gazı nedeniyle oluşmuş çok büyük bir felakettir. felaketin ilk haftasında 8000 olmak üzere toplam 20.000 kişinin ölümüne, 150.000 kişininse sakatlanmasına neden olmuştur.

    union carbide, olayın bir sabotaj olduğunu savunmuşsa da, hindistan hükümeti felaketin şirketin faaliyetteki teknik başarısızlığı ve hatasından kaynaklandığını söylemiştir. şirket maliyet azaltmak için çalışanlarına yeterli eğitim vermemiş, işletmedeki güvenlik sistemlerini umursamamıştır. borular temizlenirken, metil isosiyanat dolu tanka su sızmış; gaz sızıntılarını önlemek için var olması gereken altı güvenlik mekanizması düzgün çalışmadığından felaket meydana gelmiştir. fabrikanın çevreye verdiği zararın bu felaketten ibaret olmadığı da daha sonra anlaşılmıştır. ayrıca fabrika kapatılmasına rağmen fabrikanın bulunduğu çevrede doğru düzgün bir temizlik politikası uygulanmadığından, günümüzde fabrikanın zehirli atıkları halen toprakta ve suda bulunmaktadır.

    işin insani boyutu bir yana hukuki boyutu da ayrı garabettir. 1985 yılında, abd'de union carbide şirketine karşı 5 milyar dolardan 50 milyar dolara kadar tazminat davası açılmıştır. union carbide, amerika'da bulunan şirketin hukuki olarak hindistan'daki şirketten farklı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, hindistan'daki şirketin faaliyetlerinden amerika'daki şirketin sorumlu olmadığını iddia ederek yetki itirazında bulunmuştur. dava sonunda bu itiraz kabul edilmiş ve abd mahkemeleri davayı reddetmiştir. sonrasında 1986 yılında bhopal yerel mahkemesinde dava açılmış, yerel mahkeme 270 milyon dolar ihtiyati tedbir kararı vermişse de, bir üst mahkeme bu miktarı 195 milyon dolara düşürmüştür. dava temyiz aşamasındayken union carbide ile hindistan hükümeti 470 milyon dolar üzerinde uzlaşma sağlamıştır. ama bu miktar bahsedilen felaket için komik bir rakam olduğundan, mağdur başına 2.200 dolar gibi komik bir tazminat düşmüş, mağdurlar tıbbi giderlerini dahi karşılayamamıştır. peki hindistan hükümeti niye bu anlaşmayı yapmış? ülkeye yabancı yatırımcı çekebilmek için milletin gözünü korkutmak istememiş.

    sonuç olarak şirketin sermaye hırsının sebebiyet verdiği felaket, ülkenin sermaye hırsıyla birleşmiş; ölen öldüğüyle kalmıştır. roller değişse; hindistanlı bir şirket abd'de böyle bir felakete yol açsa neler olabileceğini ise hepimiz tahmin ediyoruzdur herhalde.

    felakete dair bazı fotoğraflar şuradan görülebilir. gazdan etkilenmiş bölge halkının çocukları halen engelli olarak doğmakta.

  • muhtemelen bu dili vikipedi'de görüp buraya baktınız. çünkü bu dildeki vikipedi makale sayısı 4 milyondan fazla ve ingilizceden sonra en çok makaleye sahip dil. bu sayı ile dünyada en çok konuşulan ispanyolca ve çince'yi de geçmiş.
    görsel

    bu dildeki makalelerin bu kadar çok olmasıyla ilgili aklıma 2 ihtimal geliyordu;

    1- para karşılığında bir ekibin makaleleri oluşturuyor olması,

    2- iskoçya vikipedi'si gibi birisinin gelişi güzel el attığını sanıyordum. geçen yıllarda amerikalı bir çocuk bir çeviri sitesi üzerinden iskoç vikipedi'si için 22 bin makale çevirmişti. iskoçya tarihinde dil gelişimine en büyük darbeyi istemeden bu çocuk vurmuştu.
    https://seyler.eksisozluk.com/…ediayi-ele-gecirmesi

    filipinler için durumu kurcaladığımda her iki ihtimalim de elendi. çünkü filipin vikipedi'sindeki makaleleri bot bir hesap açıyormuş.

    https://www.esquiremag.ph/…articles-a00304-20210121

    ingilizce vikipedisi'ne 1.113 yönetici ve 126 bin kişi katkı yaparken, 4 milyondan fazla filipin vikipedi'sinde yalnızca 7 yönetici ve 176 kişi aktif katkı yapıyormuş. sabuanca(cebuano) vikipedi'sinin bu kadar çok makaleye sahip olmasının arka planında; fizikçi, filozof ve dilbilimci olan ve bir ara cern'de de çalışmış olan isveçli sverker johanssen adlı kişi var. bu adam vikipedi için 'lsjbot' adında bir bot oluşturmuş. nasıl olduysa filipinliler bu adamın oluşturduğu botu filipin vikipedi'sine alıp vikipedi'deki en çok makaleye sahip ikinci dil yapmış. totalde de vikipedi'deki makalelerin %8'inde bu adamın bot imzası var.

    https://images.squarespace-cdn.com/…as tetzlaff.jpg

    ancak bu bot hesap o kadar mükemmel çalışmıyor. bu bot hesabın elinden çıkan makalelerin büyük kısmında bozuk cümleler var. vikipedi'nin merkezindeki kişiler bu bot'un imzasını taşıyan tüm makaleleri kaldırıp kaldırmama konusunda hala tartışma içindeler.