hesabın var mı? giriş yap

  • neyin peşinde hiç belli değil. bazen görüyorum. siz de görüyorsunuzdur bence. bir sürü kız var tamam mı, bir tane de erkek var. böyle bildiğin erkek. "alla alla, ne yapıyor lan bu orada acaba" diye kendime soruyorum. sonra işte telefonuma bakıyorum mesaj gelmiş mi diye. gelmemiş. hayır gelmeyebilir de o adam ne yapıyor orada onu anlamıyorum.

  • suphi'yi yetiştiren insanın açıklaması oluyor nedense, çünkü yetiştirmek kadının görevi.

    türkçe'den türkçe'ye çeviri yapalım biraz, belki işe yarar. kadın diyor ki; babası sapık ve hasta ruhlu, oğlumu yetiştiren de bu adam. oğlumun böyle olmasının sebebi de bu adam. bir melekten tecavüzcü bir katil yaratıldı, kimse böyle doğmaz.

    kadının söylediklerinden (en azından şu haberdeki kadarından) hiç de öyle oğlunu hasta diye aklamaya çalışma falan yok. hem özgecan'a yapılanlara hem bunu yapanın doğduğunda melek gibi gördüğü oğlu olmasına canı yanıyor kadının. benim oğlum suçsuz demiyor, oğlumdan bu caniyi yaratan kocamdır diyor. içinde bulunduğu ruh halini de az biraz düşünmeye çalışırsanız iyi kötü ifade etmiş işte. kadının isyanı bir bebekten suphi'yi yaratan zihniyete, açıklamanın tamamı bu kadarsa fazlasını çıkarabilmek biraz vicdansızlık oluyor sanki.

    kadın adamı suçluyor açık açık siz sanki o ailede doğmuş büyümüş gibi suphi'yi yetiştiren o ama o suçlu diyorsunuz. bu annenin eşinden şiddet gördüğüne dair haberleri de hatırlatalım bu arada. (kadın niye adamı suçluyorun cevabı bu haberlerde)

    editasyon: kadının konuşmasının tamamı da yayınlandı, hala merak ediyor musunuz kadın niye adamı suçluyor diye? hala düşünebiliyor musunuz kadın oğlunu aklamaya çalışıyor diye? hala inanabiliyor musunuz bu kadının da bu erk'in kurbanı olmayıp bilerek, isteyerek bir cani yarattığına?

  • osmanlı devleti de dahil olmak üzere 6 kıtada onlarca ülkeyi yürüyerek gezen, yanında taşıdığı 30 kilogramlık defterine, dolaştığı ülkelerdeki önemli kişilerin imzalarını toplayan joseph mikulec'dir. 1900'lerin başında başladığı yolculuğu 1929 yılında sona ermiştir. görsel

    imzaları ve kendisi için yazılan sözleri içeren defteri bugün 250.000 amerikan dolarına satışa çıkarılmıştır. defterde imzası ya da yazısı bulunan herkes bizzat kendisi ile görüşerek defteri doldurmuştur. en az 33 ülke gezmiştir ve defterinde en az 23 dilde yazı tespit edilmiştir.
    görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel

    mikulec, antarktika hariç her kıtada yüz binlerce km seyahat etti, dünya liderlerinden yerel tüccarlara, theodore roosevelt'ten topeka'daki sigortacıya ve gittiği yerlerdeki hükümdarlara ve liderlere kadar, seyahati hakkında düşüncelerini defterine yazan on binlerce insanla tanıştı.

    yolculuğu, ziyaret ettiği yerlerdeki yerel gazete haberlerinin yanı sıra new york times'da yayınlanan 4 makaleye ve yüzlerce röportaja konu olmuş. amerika birleşik devletleri'nde tüm sinema salonlarında gösterilen kısa bir sessiz filme de konu olmuştur. video

    altı abd başkanı, iki hükümdar ve bir büyük britanya başbakanı, çin hükümdarı, japonya, avustralya, hindistan, singapur liderleri, kanada başbakanları dahil olmak üzere defterine not düşenlerle bizzat tanıştı. thomas edison, andrew carnegie, enrico caruso gibi kişiler de defterinde yer almıştır.

    osmanlı devleti, ingiltere, iskoçya, danimarka, isveç, belçika, italya, almanya, çekoslovakya, hollanda, yugoslavya, fransa, polonya, irlanda, isviçre'de, japonya, çin, kore, singapur, filistin, burma, hindistan, filipinler, amerika birleşik devletleri, kanada, meksika, brezilya, küba, uruguay, arjantin, kosta rika, avustralya ve yeni zelanda, afrika ve mısır'da bulunmuştur. buralarda 30 kilogramlık defterini yanında taşımış ve imza ile notlarla doldurmuştur.

    defter içerisinde ingilizce, fransızca, italyanca, yidce, arapça, sırpça, hırvatça, lehçe, ispanyolca, ermenice, hintçe, çince, japonca, rusça, danca, isveççe, ukraynaca, rumca, norveççe, macarca, farsça, siyamca, portekizce ve litvanca notlar tespit edilmiştir.

    yolculuğu sırasında 44 çift ayakkabı eskitmiş, 8 dil öğrenmiş ve 60.000'den fazla imza/not toplamıştır. defteri 1929 yılında ortadan kaybolmuş, 2021 yılında tekrar ortaya çıkmış ve 250.000 dolara satışa çıkmıştır.

    hayatına dair daha fazla detay için: smithsonian - raab collection (defteri bu adreste satışta.)

  • avrupa'da politik yaşamın içinde sürekli olarak ortaya çıkıp kaybolan sayısız kent konfederasyonundan biri ve en uzun soluklusu. hansa birliği, 1241 tarihinden 1699 yılına kadar varlığını korumuştur

    (bkz: flaman birligi)

  • başlık : selam ben suriyeden said

    şu anda istanbulda tarabyada toplu konutta kalıyoruz. her gün denize giriyorum. * istanbul çok güzel.
    haftada 4-5 gün taksime gidip geliyorum. yol parası da vermiyorum özel kimliğim var sağolsun
    başbakanınız onlardan çıkarttı gösterince bedava her şey. neyse sanırım 2-3 gün sonra bizim ülkeye bizi
    kurtarmaya gireceksiniz. kalbim tarabya sahilinde sizlerle olacak * hoşçakalın..

  • türkiyedeki suriyelileri göçmen kabul edip bir de almanya'ya giden türklerle kıyaslama yapması gerçekten akıllara ziyan. türkiyedeki suriyelilerin hepsi (bkz: sığınmacı) statüsündedir ve türkiye bu suriyelileri göçmen statüsüne alıp ülkeye adapte etmek zorunda değildir. bunu akplilerin de bu tuzu kuru liboşların da iyi anlaması gerekiyor.

    (bkz: ülkemde suriyeli istemiyorum)

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.