hesabın var mı? giriş yap

  • çok yerinde açıklama. öldürüldü gibi gösterilen şehzadeler ise yurt dışına okumaya gönderildi. ama orada karıya kıza alkole verdiler kendilerini ve geri dönmediler.

    bugün pek çok avrupalı da aslında bu şehzadelerin torunu.

    ayrıca osmanlı'da hiç taht kavgası da yaşanmamıştır. şakacıktan onlar hep, gavur kafir ülkeleri yanıltmak için.

  • kendisi, "dünya üzerindeki en uzun bilimsel çalışma"nın sahibi. hala çalışmasına devam etmektedir.

    orta halli aileden geldiğinden dolayı üniversite okumaya durumu el vermez. afrika'ya gitmek için garsonluk yaparak parasını biriktirir; antropolog louis leakey'in asistanı olarak afrika'ya gider, burada şempanzeleri gözlemler. louis leakey'in amacı ise, ilk insanların davranışlarını öğrenmek için şempanzelerden istifade edilebileceğini düşünmesidir. tabi daha öncesinde şempanzelerle temas kurabilen kimse yoktur, sadece haklarında bir kaç ufak tefek makale vardır.

    ilk yaptığı gözlemlerden çok fazla sonuç alamaz, zaten şempanzeler de insanlardan kaçmaktadırlar. bir süre onları gözlemledikçe şempanzeler de ona alışmaya başlar ve kısacası zamanla devamı da gelir. jane'nin kampının olduğu bölgeye bile gelirler. jane, onlar için de muz otomatları kurar, acıktıkça gelip buradan muz bile alırlar. zamanla aralarında samimiyet kurar ve şempanzeler onu bir dostu gibi görmeye başlar. oysa şempanzelerin biz insanoğlu gibi hırsları, öfkeleri, kıskançlıkları vardır; kendi aralarında ilkel savaşlar bile yapmaktadırlar, insanlar için oldukça tehlikeli olabilmekteler. tabi o dönemler hiçbir kaynak olmadığı için jane de bu gerçekleri bilmemektedir. ilk zamanlar bir kaç kez toplu olarak kamplarını basmışlardır, fakat yine de şempanzeler büyük bir tehdit oluşturmamışlar, jane'yi benimsemişlerdir.

    bu süre zarfında gözlemlediği şempanze grubunun başından iki büyük felaket geçmiştir: birincisinde, güneyden insanlar aracılığıyla gelen bir salgın hastalık şempanzelere bulaşmış ve büyük zararlara yol açmıştır. hatta bu salgında ilk temas kurduğu şempanze; önce iki bacağını, daha sonra da vücudunu kullanamaz duruma gelmiştir. bunun sonucunda, acı çekmesin diye silahla vurarak öldürmek zorunda kalmışlardır.

    ikinci felaket ise şempanze grupları arasında çıkan savaştır. bu savaşta jane'nin gözlem yaptığı şempanzelerin büyük kısmı ölmüştür. (evet, onlar da bizim gibi savaşabiliyor)

    belgeseli ile ilgili video

  • haydut gezegenler yörüngesinde dolanabilecegi bir yıldızı olmadığından, uzayda başı boş süzülüp yüzerek kendi başlarına evrende seyahat ederler.

    yörüngesinden kopan göçebe dünyamızda, öncelikle her şey soğumaya başlayacak. ihtiyatlı bir tahminle bile birkaç yıl içinde gezegen yüzeyinin artık sıvı suyu destekleyemeyeceği bir kartopu dünya senaryosu ile karşı karşıyayız.

    sahip olduğumuz enerji kaynaklarının mihenk taşı nihayetinde güneş radyasyonuna dayanır. zamanla bunu tamamen kaybedeceğiz. iyi haber ise gezegenimizin çekirdeğinin radyoaktif bozunma tarafından desteklenmesidir. bu milyarlarca yıl pişirmeye devam edeceği anlamına geliyor.

    okyanuslar yüzeyden aşağıya doğru donacak ve dondukça daha derindeki katmanları yalıtacaklar. okyanusların katı halde donması yüzbinlerce yıl alabilir, bu da okyanusların daha derin kısımlarında, özellikle aktif volkanizmanın sıcak tutduğu bazı bölgelerde yaşamın hala binlerce yıl boyunca tutunmayı başarabileceği anlamına gelir.
    birkaç hafta içinde tropik bölgelerde buzun oluşmaya başladığını göreceksiniz.

    donmuş bir dünyanın, donmuş bir marsa göre büyük bir ek sorunu vardır. atmosfer ki bu bir yıl içinde donmaya başlayacak. bu olduğunda üzerinde uzay giysisi olan bir insan dahi buharlaşacaktır. kuzeni nitrojen ile birlikte etrafınızda -298 fahrenheit buharlı oksijene sahip olacaksınız ki bu uzay boşluğundan iletkendir. dünyadaki hiçbir uzay giysisi bununla başa çıkmak için tasarlanmamıştır.

    bizim için temel sorun ise; dünyanın bir haydut gezegene dönüşmesi değil yeterince zamanımızın olmaması. teoride bu senaryoya hazırlanmamız için yeterli zamanımız olsaydı.

    bu durumda mevcut jeotermal enerji kaynaklarına ulaşım iyi bir başlangıç noktası olacaktır.
    yere indiğimiz her kilometrede sıcaklık yaklaşık 25c artar. yüzey sıcaklıkları -200°c'ye düştüğünde bile (plüton'u geride bıraktığımızda) gezegenimizin kalbinden gelen ısıyı doğrudan fisyon reaktörleri aracılığıyla veya dolaylı olarak jeotermal enerji kaynakları aracılığıyla kullanabiliriz.
    gezegenin çekirdeğinden gelen bu ısı, nihayetinde türlerin kurtuluşunu sağlayabilir.

    ilk olarak, kabuğa tünel açmak yeraltı yerleşimleri oluşturacak kadar büyük kazı alanları yapmak ve sualtı habitatları oluşturabilmek için hangi kapasiteye sahip olduğumuzu belirleriz. dünyanın dört bir yanındaki hükümetler kaynaklarını bir araya getirip, dünya çapında eş zamanlı olarak;

    -jeotermal güç kaynakları çevresinde yeraltı habitatlarının inşası.
    -kompakt hidroponik üretim için ultra besin açısından zengin alg ve mayaların yetiştirilmesi.
    -mobil nükleer enerjili araçların geliştirilmesi.
    -ultra soğuğa dayanıklı robotik geliştirmeler ve robotik teknolojinin başarılı ve eksiksiz uygulanması.
    -yeraltı derinliklerindeki sahalara ekip ve robotik madencilik ekipmanlarının taşınması.
    -uzun süre kullanılamayacak olan nadir toprak elementleri ve eser metallerin madenciliğinin yapılması.
    -havayı içeride tutmak için gereken sızdırmazlık teknolojisinin geliştirilmesi.
    -fosforun geri kazanılması adına teknolojik gelişim.
    -minimum malzeme ile üretilebilen son derece yalıtkan, hava geçirmez kumaş yalıtkanının geliştirilmesi.
    -taşınabilir, nükleer ısı kaynaklarının inşası gibi uzayıp giden bir listeyi bitirmeyi amaçları edinir.

    aday bir bölge seçip kazmaya başlıyoruz;
    geçici “kamplar” daha sığ derinliklerde kazılırken, gelecekteki hareketler için kazma ilerlemektedir. bu arada, gelecekteki kolonilerin her biri hayatta kalmak için ihtiyaç duyacakları kaynakları hazırlarlar. derin yeraltında, zorluklardan bazıları oksijen ve temiz su olacak; ancak suni güneş ışığı ve uygun hazırlık ile ekinleri yeraltında bile yetiştirmek mümkün olabilir. muhtemelen et yemeye veda etmek zorunda kalacağız, çünkü yiyecek için hayvan yetiştirmek kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasına fena halde ters.

    yaşam alanlarına giriş için bir seçim sisteminin uygulanması gerekecektir.
    bir noktada kimin aşağı inip hayatta kalacağına dair bir çeşit seçim süreci başlayacak. çoğumuz donarak ölmek üzere yüzeyde kalacağız. ama bir kez yapıldığında, seçilen gruplar dünya'nın derinliklerine inebilir ve yeni bir yeraltı varoluşuna başlayabilirler.

    başarılı olur mu? söylemesi zor. yeterince derine inmeleri gerekiyor ve bu da kendi içinde tehlikeler sunuyor. koloniler, onları çökerten sismik aktivite ile yok edilebilir. bu tür yakın çevrelerde, bir hastalık salgını tüm grup için ölümcül olabilir. yiyecek temini veya su temini ile ilgili sorunlar bir grubu mahvedebilir. herhangi bir yeraltı kolonisinin başarısız olmasının birçok yolu vardır ve bunlardan bazılarının olacağı neredeyse kesindir.

    ancak yeterince şans, azim ve sıkı çalışma ile bazıları bunu başarabilir ve nesiller boyunca bu yeni yaşam tarzına uyum sağlayabilir. belki de donmuş araziyi keşfederek, diğer yeraltı kolonilerini ziyaret etmek için buzun üzerinden geçerek yüzeye geziler gönderebilecekleri noktaya kadar gelişebilirlerdi. belki gezegeni terk etmek için gemiler inşa etmenin yollarını bulur ve tabiri caizse yaşam virüsünü başka bir gezegene taşıyabilir.

  • "başbakan ensar'ı savundu, aile bakanı ensar'ı savundu, cumhurbaşkanı ensar'ı savundu, müsade edin de çocukları da ben savunayım"

    kemal kılıçdaroğlu

  • şak diye yapıştırdı tokadı.helal olsun bu kızlara.

    bizim ülkemizin en güzel ışığı kadınlarımız.birbirimize böyle destek olup yücelttikçe kimse türk kadınını yıkamayacak.

  • tam bir sene önce fransaya tasınmıs ve asgari ucert ile calışan biri olarak, bugün itibariyle biriktirdiğim para 80 bin tl'yi geçti. gurbetçiler neden akp'ye oy veriyor daha iyi anlıyorum şu an.