hesabın var mı? giriş yap

  • ya amk merici gelmis bunu da normallestiriyor. erkekler hep boyleymis de bilmem ne. agzina işesin o kızlar senin.

    t:iğrenç olay.

  • bak şimdi şunu yazan hatundan/erkekten mi hoşlanırdın;

    "aşkdada işdede kazanırım arkadaş rahat ol bendesin hahahahahah...." *

    yoksa bunu yazandan mı hoşlanırdın;

    "aşkta da işte de kazanırım arkadaş, rahat ol bendensin hahahhahhaa..."

    ben bu iki cümleden hangisini yazarsa yazsın böyle bir zırtapoza aşık olmazdım; "rahat ol bendensin" diyen kadından veya adamdan hayır gelir mi yahu?

    ayrıca ben de bu güruhun içindeyim, selam :))

  • ulan biz musluklarımızdan bok akıyor diyoruz, bırak içmeyi, bırak meyve sebze yıkamayı, elini bile yıkarken lağım gibi kokuyor diyoruz, daşşağına kurban olduğum delikanlı bir dayı elindeki cihazlarla ankara'nın suyunun ne kadar rezil durumda olduğunu gösteriyor, anca işi gücü goygoy olan sözlük ergenleri de çıkmış yok nestle virali, yok dayı rizeli, yok çilek koymuş ehaha diye taşak eğlendiriyorlar.

    musluktan bok akıyor diyorum aloooo. silkin de kendine gel pezevenk. şu videoda görmen gereken adamın şivesi, suyun etiketi, çilek falan değil kafasına sıçtımın beyinsizi. azıcık da ciddi ol. insanlar ishalden kırılıyor bu suyu kullandığı için hıyar.

    sen gerizekalı olduğun için hangi su şişeden, hangi su musluktan onu anla, karıştırma diye çilek koymuş temiz suyun önüne ama onu bile anlamamışsın.

  • olm videonun başından sonuna kadar gözüm yere düşen telefondaydı.

    üstüne ha bastılar ha basacaklar diye gerildim lan amk yerinde.

    yeter artık teknoloji :(

  • beş dakika önce;

    -abi bana biraz avans ateşlesene.
    +geç kaldın birader, dağıttım bütün parayı.
    (sesini değiştirerek)
    -kısa kuyruk bu avdan da evine aç dönüyor.

    belgesel tadında şirket amk.

  • geçenlerde, internette gezinirken gözüme takılan ve okuyup araştırdığımda da'' vay be'' dediğim olay.
    diğer bir adı ise suni yağış ,yani havanın insan eliyle değiştirilmesi olayı.biraz daha açacak olursak şöyle başlayabiliriz.

    çoğu zaman mevsimlerdeki anormal değişiklikler insanları etkilemişlerdir .işte bu etki kuraklık zamanlarında daha fazla görülmüştür.çünkü her canlı gibi bizimde besin maddelerine ve suya ihtiyacımız vardır.bundan mütevellit insanoğluda evrimin kendine verdiği gelişmiş aklı kullanıp ,hava olaylarını kendi lehine çevirmeye çalışmıştır.bunu ilk olarak vincent schaefer ve ırving langmuir adlı kişiler(1940'lı yılların sonuna kadar) bulutları tohumlamak için uçaktan, ezilmiş kuru buz (katı co2) parçacıkları attılar.

    1947'de bernard vonnegut adlı kişi ise, gümüş iyodürü bulut tohumlama işleminde kullandı. gümüş iyodür, buz kristaline benzer bir kristal yapısına sahip olduğu için -4°c ve daha düşük sıcaklıklarda etkili bir buz çekirdeği olarak hizmet eder. gümüş iyodürü kullanmak, kuru buzdan daha kolaydır . çünkü bir uçağın kanadından çıkan veya yer yüzeyindeki kaynaklardan çıkan yanıcı maddelerden buluta taşınabilir. diğer maddeler örneğin kurşun iyodür ve bakır sülfür de etkili buz çekirdeği olmasına rağmen, gümüş iyodür bulut tohumlama işlemlerinde en yaygın olarak kullanılmaktadır.

    gelelim nasıl çalıştığına:

    bulutta yağmur damlalarının oluşması bergeron— findeisen teorisine göre şekillenmektedir. bu teoriye göre, buz kristalleri olmadan yağış olmaz. ancak daha sonra yapılan araştırmalar bazı bulutlarda buz kristalleri olmadan da yağış meydana geldiğini ortaya koymuştur. bu tip yağışlar daha çok okyanus üzerinde oluşan kümülüs tipi bulutlarda meydana gelmektedir. bergeron ve findesien buz kristallerinin yağışın ettiklerini şöyle açıklamaktadırlar; içinde buz bulunan, bir de su bulunan ayrı iki ortam düşünelim. her iki ortamda da sıcaklık aynı olsun. buzun buhar basıncı, suyun buhar basıncından daha azdır. aynı ortamda su ve buz bulunması durumunda buza göre havanın nemi %100 doymuş halde iken, suya göre doymamıştır. bunun bir neticesi olarak su için yoğunlaşma henüz başlamamasına rağmen buz kristalleri üzerinde yoğunlaşma devam eder. buz kristalleri büyümeye devam ettikçe bulut damlacıkları da buharlaşmaya başlar. böylece büyüyen kristaller aşağıya düşmeye başlar. düşerken diğerleriyle birleşerek daha iri bir hal alırlar. eğer düşme esnasında bulutun altındaki hava bu buzu eritecek kadar ılıksa, onlar yere yağmur olarak, eğer o kadar ılık değilse dolu veya kar olarak düşer.yani buzlu bir bardağın etrafında havadaki su buharı nasıl yoğunlaşır veya buz dolaplarında buzlanma da havadaki su buharını hızlı bir şekilde dondurur.

    işte suni tohumlamada gümüş iyodür amonyum nitrat, kadmiyum iyodür, diğer higroskopik materyaller çekirdek vazifesi görmek üzere yağmur bulutuna püskürtülmektedir. bu durum havadaki su buharını hızlı bir şekilde yoğunlaştırır veya dondurur. en tesirli olanı ise gümüş iyodürdür. ancak bu maddelerin tesir derecesi sıcaklıkla değişir. örneğin, bir gram gümüş iyodürün oluşturduğu kristal sayısı -6 °c de 10 iken 14 °c de bu sayı 1010 ise çıkar. netice olarak suni tohumlama olabilmesi için öncelikle nem oranı yüksek bir bulutun mevcut olması ve bulut üstü sıcaklığın belli bir değere düşmesi gerekir.yani komplike bir durumdur rüzgar hızından tutunda her şey olayı etkileyebilir.tohumlamadan 15 dakika veya birkaç saat sonra yağış olabilir. orta şiddetle sağanak üreten yaz kümülüs bulutları ve alçak kış bulutları uygun tohumlama imkânı sunar.

    ayrıca bulut tohumlamada 3 yöntem vardır.
    1-statik bulut tohumlama : gümüş iyodür gibi kimyasal maddeleri bulutların içine yaymak
    2-dinamik bulut tohumlama: yerden dikey hava akımlarını artırarak bulutların daha fazla suyu yağmura çevirmek
    3-higroskopik (nem çeken) bulut tohumlama: bulutların alt kısımlarına patlayıcılar ve fişekler ile tuz dağıtmak.

    yağmur bombararı

    nasıl olduğuna dair şekil

    dünyada suni yağış/hava modifikasyonu kullanan ülkeler

    son söz:bu konu benim ilgimi çekmişti ,umarım sizde beğenirsiniz paylaşmak istedim.birde bu konu hakkında uzman değilim okuduğum bilgilerden derleme yaptım saygılarla.

  • yıllar önce bir arkadasim kredisine kefil olmami istemişti zor durumda olduğunu biliyorum dedimki ben sana kredi alayim kefil olmamak için yeminim var. gözden çıkardığım tutar için kredi aldim ve verdim . artık vermese de ne yapayım dedim. taksitleri gecikterek de olsa ödedi. ben kredi tarihinde kendim ödeyerek kredi skorumu bozmamıs oldum .kredi bitti ben bir oh çekmişken bir hafta sonra aradi bana tekrar kredi alırmısın dedi. bende isyerimi degiştirmemi düsünuyorum kısa surede iş bulurmuyum bulmazmıyim belli değil
    durumu kendisine anlatip tekrar kredi alamiyacagımi ilettim. bana küstu ve bir daha da aramadi.yorum size kalmış

  • diyalog tekrarı: tahminen üç saniyede bitmesi gereken karşılıklı bir diyalogun sürekli tekrarlarla uzatılması yöntemiyle gerçekleşir. sadece üç kelime ile anlatılabilecek olay örgüsü işkenceye dönüşür.

    -mert'i en son kemal'in evinden çıkarken görmüşler
    -kemal'in evinden mi?
    -evet kemal'in evinden
    -evden çıkmış ve gitmiş öyle mi?
    -mert kemal'in evinden çıkmış arabasına binip gitmiş
    -mert'in kemal'in evinden çıktığına emin misin?
    -mert'in evden çıktığını duydum, görmedim
    -kemal'in evinden mert'in çıktığını görmüşler demek...çok enteresan
    -evet ben de ilk duyduğumda şaşırdım. mert'in kemal'in evinden çıkarken görülmesi insanı şaşırtıyor

    (allah belanızı versin)