hesabın var mı? giriş yap

  • babası 5 doktorun yanlış teşhisi ve 15 yıllık doktorunun ihmali sonucu öl(dürül)müş biri olarak, babamın semptomlarını google'a bakıp şak diye aylarca konulamayan teşhisi bulmuştum.

    neden 5 doktora (gata, international, acıbadem, çeşitli profesörler vb.) gittik de aklıma google'a semptomları yazmak hiç gelmedi diye çok ağladım.

    siz siz olun hiçbir ama hiçbir doktora güvenmeyin. kendiniz araştırın. en azından araştırdım yanlış bulmuşum dersiniz, kendiniz etmiş olursunuz, bir başkasının yanına kar kalacak hatasının sonucu ile yaşamanız gerekmez.

    (doktor nefretimi cehaletime bağlayacak doktorlara bir anımı anlatayım ki olayın duygusal kısmını kabullenip kendileri için "ex" ya da "hasta" olan "şey"lerin birilerinin canı olduğunu iki gıdım idrak etsinler.
    bir hastane odası, doktora en sevdiğiniz insanın durumunu soruyorsunuz, tedavi nasıl olacak, hangi aşamada vb.
    elindeki mektup açacağı ile o esnada faturalarını açmakta olan prof bölüm başkanı bilmemne doktor, (ki kendisini 10 yıldır tanımaktasınız)

    -yavrum çekirge bir sıçrar iki sıçrar, senin baba bu sefer gidici.

    diyor.
    o mektup açıcağını onun böğrüne saplamadığınız için her gün pişmanlıkla yaşıyorsunuz senelerce... ve hala bazen keşke diyorsunuz, keşke ilk duyduğumda google'a yazsaydım belirtileri, doktorlardan medet umacağım yere)

    (bu arada doktor nefretime laf edecekler için:
    babamın pilot olduğunu ve geç teşhis sebebiyle kanserden öldüğünü belirteyim.
    pilotların düzenli kontrolden geçmeleri gerektiğini yani hani 10 yılda bir hastaneye giden bizler gibi olmadıklarını hatırlatayım.
    kanseri kemik metastazı yapana kadar teşhis edemediklerini ve fıtık olabilir dedikleri için metastaz ağrısı çeken hastaya aylarca egzersiz yaptırdıklarını (3 doktor birden farklı egzersiz programları verdi) ileteyim.
    ailede kanser öyküsü olduğunu da (hem babaanne hem dede de kanserden "gitmişti") çekirge esprileri yapan 15 yıllık kişisel doktorunun bilmemesinin söz konusu olmadığını belirteyim.
    babam doktoruna "abi" derdi, doktoru onun için kızına "çekirge" dedi.
    benim hikayem budur.)

  • "sokak köpeklerini zehirlemeli yoksa bu iş bana kalacak" diye hakaret ve tehdit suçu işleyen bir apaçinin internette hakkında yazılanlara dava açması. valla kafası çalışmıyor hiç.

  • dün gece maruz kaldığım dizi. yamaç karakterinin mükemmelliği bende mide bulandırması uyandırdı resmen.

    pros:
    + yakışıklı
    + karizma ismi var
    + esprili
    + başarılı bir kimyager
    + istanbul'da bahçeli evde oturuyor
    + müzisyen ve sahneye çıkıyor
    + erkin koray'in kankası (yaşıyor mu lan adam?) ve onun gitarına sahip
    + bir kerede altı aylık kirayı çıkarıp sayabiliyor
    + herkesle çok iyi diyaloğu var
    + gamer
    + delikanlı, yeri geldiğinde gözü kara
    + şövalye
    + güzel sevisiyor
    + özel uçakla gezmeler falan
    + fluent fransızca
    + bu özelliklere rağmen yalnız (en azından kalbi)
    + prens (mafya ailesi veliahtı)

    affedersin erkek halimle ben bile hayır demem bu adama.

    kızın özellikleri ne?

    - güzel
    - kedi seviyor

    hass

  • platonik aşkın bünyeyi aptal ettiği durumlarda akla gelebilitesi olan bir durumdur.. karşı cins (genelde hatun olur bunlar) pek bi güzeldir, iyi kalplidir, lakin bir türlü etkileyemezsiniz, diliniz tutulur, açılamazsınız vs... sonra planlar yapmaya başlarsınız, "nasıl dikkatini çeksem?" "ne yapsam da bana aşık olsa?" diye kafa yorarsınız (ya da sadece ben yoruyorum).. çok yaratıcı bünyenizin aklına "hayatını kurtarırsam kesin bana aşık olur" fikri gelir (çok film izliyorsunuz gözümden kaçmadı).. sonra hızlı hızlı gözünüzün önünden sahneler geçmeye başlar..

    boğuluyordur.. imdat çığlıklarına yetişip sahile kadar taşırsınız.. suni solunum filan (sizi gidi sizi).. sonra hayata döner ve size sımsıkı sarılır.. evet! başardınız!!

    karşıdan karşıya geçiyorsunuzdur okul çıkışında.. bir anda hoşlandığınız kişi yola atlar.. hızla gelmekte olan kamyonun acı fren sesiyle birlikte çevik bünyeniz onunla birlikte karşı kaldırıma düşer.. bütün arkadaşlarınızın gözü önünde olmuştur bu olay bir de! karşı cins kişisi size minnettardır, sıkı sıkı sarılır.. o da nesi? aşık mı olmuş ne? bravo! başardınız!!

    teröristler okulu basmıştır!! hoşlandığınız karşı cinsi rehin almışlardır.. siz de çaresiz durumdasınızdır.. sonra ağzınızdan o sözcükler çıkar.. "onu bırakın beni alın.." aşkınızın gözlerinden süzülen damlaların anlamını hepimiz anladık sanırım.. mekandan sağ salim çıkarsanız pembe panjurlu ev fantaziniz için para biriktirmeye başlayabilirsiniz, kefilim..

    birlikte yemek yiyiyorsunuzdur.. bir anda zat-ı muhteremin boğazına bir şeyler kaçar... hemen sırtına vurursunuz, olmadı ters çevirirsiniz... hastaneye kaldırırsınız.. evet!! hastanede gözlerini açtığında başında siz varsınızdır!! o aşık olmayacak da kim olacak?

    bu örnekler uzar da uzar...

    lakin hayat acımasızdır.. hoşlandığınız karşı cinse çıkma teklif etme arifesinde, gözünüz ondan başkasını görmezken bir anda bir fren sesi duyulabilir ve kolunuzdan kenara çekilme durumu söz konusu olabilir (başıma geldi ordan biliyorum).. akabinde " hele hölö, ben senden hoşlanıyorum" demeyiniz.. zaten gözünde saf salak aşık imajı çizmişsinizdir, gözünün önünü göremeyen bir bünyeye aşık olmasını beklemeniz bünyenizi daha da yıpratır..

    boşverin gitsin yahu! hayat devam ediyor.. ne güzel kuşlar böcekler! hayat kurtarmayla aşık olacaksa hiç olmasın değil mi ama? sizden iyisini mi bulacak?
    karşılıklı olan sevgi bütün bu fantazilere layıktır.. gerisi sözlüğe başlık olur.. hatırlanınca dalga geçilir..

  • hem alkollü araç kullanıp hem de polisi görünce çakallık yapmaya kalkan trafik canavarlarına göz açtırmayan trafik polislerine sahip olduğunu öğrendiğim şirin belde.

    polislerin vatandaşa gaz - su sıkıp copla saldırmak yerine asli görevlerini yerine getirdiklerini görmek güzel.

    alkollü sürücüye göz açtırmayan polis iyi polistir arkadaşım. yok eskiden üflemezmiş de, şimdi üflemek zorunda kalıyormuş da... beter olun ulan, alkol alıp trafiğe çıkıp birinin canını yakacağınıza ehliyetinizden olun.

    bana kalsa değil altı ay, ömür boyu sürücü koltuğuna oturtmazdım sizin gibileri. bu kafa yüzünden edebiyle içenlere de diş biliyor alkol almayan adam.

    hem alkollü araç kullanıp hem de saf gibi polisin gözü önünde sürücü değiştireyim derken yakalanıp ehliyeti kaybedince zırlamak ne lan? allah akıl fikir versin. pes bu kadar yüzsüzlüğe.