hesabın var mı? giriş yap

  • 2014 yılının yaz dönemi. çanakkale'de bir barda garsonluk yapıyorum. biraların, votkaların havada uçuştuğu hareketli bir cumartesi gecesi. mekan tıklım tıklım dolu.

    bir eleman geldi, tek başına. kendi halinde zararsız bir tip. hepiniz bilirsiniz; tek başına gelen erkekler pek hoş karşılanmazlar böyle mekanlarda. bu yüzden mekanın arka taraflarında bir masaya oturmasını rica ettik. adam hiç ikiletmedi, 'masa masadır' dedi, gitti oturdu. tamamen kendi halinde. söyledi birasını, içmeye başladı. ne yan masasında kimin oturduğu umrunda, ne de mekanda çalan müzikler. kulaklığını takmış, kendi kendine müzik dinliyor.

    3. biranın ortalarındayken; elemana bir şeyler oldu. oturur vaziyette dans etmeye başladı. hepimiz işi gücü bıraktık, lavuğu izliyoruz. gerdan kırmalar, omuz silkmeler, neler neler. sonra oturduğu sandalyeden ayağa kalktı, başladı moonwalk yapmaya. güzel de oynuyor piç.
    ama hiç kimseye bir zararı yok. tamamen kendi halinde.

    bizim patron rahatsız oldu.
    ''kaç kere söylemem gerekiyor evladım. şöyle kekoları mekana almayın bir daha'' diye söylenmeye başladı. ama adamın gerçekten hiç kimseye bir zararı yoktu. kendi halinde eğleniyordu, canı dans etmek istemişti ve kimseyi rahatsız etmeden canının istediği şeyi yapıyordu. ben asla yapamazdım örneğin onun yaptığını. yanlış olduğunu düşündüğümden falan da değil üstelik. utandığımdan, sadece utandığımdan. yan masadaki kız güler mi diye çekindiğimden veya elalem ne der diye düşündüğümden. ama hayatta yapamazdım. eleman dans etmeye devam ediyordu ve müthiş eğleniyordu.

    atın şu kekoyu mekandan dedi bizim yavşak patron. ''burası düğün salonu mu?''

    güvenlikler masaya gittiler ve adamı dışarı davet ettiler. adam hiç istifini bozmadı amk. yerine oturdu, kulaklığını toplayıp cebine koydu ve ''rahatsız etmek istememiştim, kusura bakmayın. hesabı alabilir miyim'' dedi.
    sakince çıkıp gitti mekandan.

    ''yavşaklar ölmez, sadece şekil değiştirir'' der ünlü bir yazar. ve o akşam kendi halinde dans eden o adama 'keko' diyen zihniyetle, dün akşam bu güzel abimize 'sığır' diyen zihniyet aynı yavşak zihniyet.

  • çünkü nasıl açılacağımı bilmiyorum.

    çünkü ağzım laf yapmıyor, en kötü kusurlara sahip de olsan sözlükte de piç olarak bilinen kesim laf lafı açıp, kızı bağlarken ben noktalama işaretine dikkat etmeye kasıp, kızı gerim gerim geren şeyler yazıyorum.

    çünkü onu eğlendiremeyebilirim, sosyal olarak kısıtlı geçmişim var ve öyle ne zaman nereye gidilir, nerede ne yapılır bilemem.

    çünkü başkası kızın orasına burasına rahat dokunabilirken belim elim titrer, gidemem yanına. korkarım ne olursa olsun.

    çünkü başkası hızlı davranırken ben doğru zamanı beklerim ve o zaman gelmeden o kızı kaybederim.

  • "kasirga212 - 972624 sen aksama benim gibi nba kupon yap uyu o zamn birsey olmuyo :) ben yapiyom yatiyom kalkiyom para gitmis kupon yatmis :) uykuda acimiyo"

    uykuda acımıyo.
    olay budur...

  • bayraktar ile uzaktan yakından alakasının olmadığını düşündüğüm durum.

    ukrayna para verdi de aldı bayraktar'ı.

    ab ülkeleri ücretsiz javelinler, nlawlar yolluyor. uçaklar veriyor. bu açıklama onlara karşı olmalı.

    d: ukrayna ile savaştan önce bir işbirliği yapıldı. ukrayna motor verecek, kendisi de üretebilecekti. rusya'nın yaptığı açıklama savaş başladıktan sonra onlara temin edilen silahları kapsamakta.

  • "...bi de uçlarına taramalı tüfek takarız kimse bize saldıramaz...cuv cuv cuv!" diye devam eden umut sarıkaya karikatürü.

  • terör örgütü ile bağlantılı ise bugüne kadar yakalamayan içişleri bakanlığı suçludur.bu insanların adli sicil kaydı temiz ise adalet bakanlığı suçludur. bu adamlar ile ilgili hâlâ işlem yapılmamış ise emniyet müdürlüğü suçludur. sıra ibb'ye gelene kadar suçlu olanlar yakalansa ülke düzelir.