hesabın var mı? giriş yap

  • açılın arkadaşlar ben geldim.

    ortam çok komik. bizim sözlükçüler olayı gezi direnişine çevirmiş resmen bir taraf direnişçiler, diğer taraf çomarlar. birisi yazmış '10 milyon tether basıldı, 1-2 güne piyasaya girecek. hold durun bitcoin yükselecek '.
    taksimdeyken 'kadıköyden 50bin kişi yola çıkmış geliyor' geyikleri vardı, ona benzettim.
    bir başkası da 'cme vadeli fonlarının bitişine 2 gün kaldı bıdı bıdı' yazmış. cme 3 gün dirensin hükümet düşecek hehe

    öbür taraf daha fena 'geberin eylemciler. biz evimizde uslu uslu otururken siz burnunuzdan büyük işlere kalkıştınız. ne işiniz var sokakta. sürünün pis eko. teröristler' diyor.
    herneyse.

    arkadaşlar bu bitcoinin büyük hızla yükselmesi değil miydi herkesi endişelendiren? lale balonu grafikleri değil miydi bunun patlayacağına dair olan argümanınız? ben daha önce de bitcoinin düşmesinin, büyük düzeltmelerinin iyi olduğunu ve bunu istediğimi, korkmadığımı yazmıştım. (bkz: #72960992)

    siz de rahat olun. her üç ayda bir olan bir kriz bu. her seferinde farklı biçimlerde oluyor ama bir şekilde aşırı şişen piyasa, bir dönem bunalıma giriyor. bunalıma girsin, hacim azalsın ki tekrar şişsin.
    dünyanın, iktisatın, finansın doğası bu, kuralı bu.
    herkesin bildiği gibi cryptocurrency piyasası daha volatil. aynı şekilde dünya ekonomilerinde 7-10 yılda bir krizler olurken; crypto piyasasında 2-3 ayda bir oluyor.

    bana dünyanın 200 yıllık kapitalist sisteminde kriz olmayan aralıksız bir 20 yılını gösterebilir misiniz peki? 10 yıllık crypto piyasasında neden aralıksız 5-10 ay kazanç bekliyorsunuz?

    en kötü senaryoda 6000 - 6500 dolar desteğine düşer. bu süreçte dip noktasını tahmin edebilecek babayiğit varsa elindeki satsın, dipten geri alsın. ben o kadar yetenekli biri değilim. benim gibi olanlar, elindekini tutsun yoksa satarsanız ya tekrar yükselişi kaçırırsınız ya da sattığınız koin yükselmeye başladığı anda kaçırma korkusuyla biraz daha yüksekten alır, düşmeye devam ederse bu sefer iki kere zarar etmiş olursunuz.

    bazı altcoinler maksimum 2-3 ayda eski seviyesine gelecektir. bazıları 1 yılı bulacaktır.

    şu an tamamen 15 eylülün benzerini yaşıyoruz.
    -öncesinde (temmuz-agustos) btc hızlı yükselip 15.000tl'de tıkanmış bunalıma girmiş, o süreçte birçok altcoin uçuşa geçmişti. btc'nin bunalımından sonra 15 eylülde önce çin'den gelen haberlerin (her krizde fixtir bu) ve bir de jp morgan etkisiyle btc ve tüm altcoinler 2 günde %33 civarı değer kaybı yaşamıştı.

    -ardından (kasım-aralık) bitcoinin fork haberleriyle bitcoin 2 aylık yükselişe geçmiş. sonrasında altcoinler yine çoşmuştu. sonrasında (aralık son yarısı ve ocagın ilk yarısı) bitcoin yine bunalıma girmiş, bu süreçte bir çok altcoinin yükselişiyle devam etmiş. ardında btc'nin bunalımı (çin'den ve kore'den gelen haberlerin etkisiyle) yine krize dönmüş.

    aaa hep aynı şey olmuş lan?

  • kimsenin dikkatini çekmemiş ama çetenin çökertilmesi ile swinger partisine eşsiz giden çakalları da gözler önüne sermiştir. işte upload yapmadan download'a abananlar bunlardır sevgili dostlar

  • hakan akkaya: karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diyoruz
    uğurkan erez: burdan karaman'a sevgilerimi yolluyorum ?!?!?!!

  • asgari ucret alarak saatlerce ayakta, sogukta beklemekte olan insanlar.
    zengin zuppe cocuklarinin xray'den gecerken 2. kez gecmesi istenince verdikleri tepkileri gorunce, iyi ki yerlerinde degilim dedigim cok olmustur.
    zuppe pic 2. kez gecer misiniz diyince oyle bir afra tafra yapip agzina geleni sayiyor ki zannedersin ki kral cocugu.
    ulan gereksiz, hayatindaki en buyuk basarinin ananin babanin parasini avm'lerde yemek oldugunun farkina var ve kir kicini otur.
    pazar pazar sinirlendirme beni (asfdasfdas)

  • meslek: öğretim üyesi
    erkek: maka (neden olmasın. mevcut isimlerin hepsi bundan çok mu daha anlamlı sanki)
    kız: makale
    3. çocuk: makalele

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • çocukluk zamanlarında, balkon korkuluklarının paslı ferforje demirden olduğunu hatırlatır. şimdiki evler ya balkonsuz ya da balkonları parlak, dayanıksız aliminyum gri borularla çevirdiler. o zamanlar üstüne çıkmadığımız müddetçe endişelenmezdi annelerimiz. yani, demire bile güvenirdik..

    şimdilerde malesef demirin tuncuna, insanın piçine kaldık..

  • o zamanlar 19 yaşındayım. zeytinli rock festivali var gündemimde. çok güzel sanatçılar geliyor. kesin gitmek lazım. kesin değil de gitmek lazım işte. zaten yapacak bişey de yok, boş geziyorum. ama etrafımda da kimse yok eşlik edecek. var da öyle kafa dengi değil. dedim ki hadi olum erik iş başa düştü. gittim tek başıma. annem, "oğlum bak şu parayı da al çorabının içine sakla, iç içe geçir çorapları kimse bulamaz bişey olsa bile"

    ulen kadın hissetti mi noldu bilmiyorum 3.günün sabahında uyandıktan sonra duş almaya gittim bi 5 dk sürdü sürmedi, döndüm kiiii benim çadıra giren hırsız allah yarattı demeden telefon, tişört, cüzdan, terlik çalmış gitmiş. zaten ne ara zılgıtlar çektim, ateş yakıp üzerinde hopladım hatırlamıyorum.

    arda kalan bikaç parça eşya ve birkaç çorap ,)

    o çoraptaki parayla eve döndüm bir şekilde.

    telefonu kendi simkartıma ayarlamıştım ilk aldığımda. telefona başka bir simkart takılırsa benim numaraya mesaj geliyordu. hemen gittim bi tane kendi numarama ait simkart çıkarttım. yedek mi oluyomuş neymiş. bi baktım numaralar geliyo. avea mıydı neydi aradım işte ismini verdiler. facebooktan bi arattırırsın ki 3 gün boyunca beraber takıldığım eleman çalmış. hayır bir de piç benle beraber hırsız aradı ahahah. hepsini verdiğim adrese göndermek zorunda kaldı. bi de mahkemeye verdim iti.