hesabın var mı? giriş yap

  • bugün yapmayı düşündüğüm eylem.

    hep resmi hep resmi nereye kadar amk biraz rahat olsak ne çıkar lan?!

    tabi yapamadım, hem işten atılmaktan hem de karımın beni boşamasından korktum.

  • tüm içtenliğimle söylüyorum, keşke ben olsam dediğim erkektir. ,

    hayatım boyunca hep ilk olan erkektim ben. bu ne demek biliyor musunuz? pantolonlar aşınana kadar sürtünmek demek. imkansız hesaplar ödeyerek "zamana ihtiyacım var." lafını duyup tavana bakarak uyuyakalmak demek. hep ertelenmek demek, hevesi kursağında bırakılmak demek. ve hepsinden önemlisi müzakere etmek demek.

    o yatağa girdin mi müzakere edeceksin arkadaş. bu topraklar kolay kazanılmadı. elin bele değmesinin bile şanlı galibiyet olarak addedildiği nice geceler yaşandı o er meydanında. sütyeninin kopçasını açtığımda gözleri yuvalarından fırlayan sevgilim oldu benim. birini elimle yerine taktım. iç çamaşırına dokunduğumda "hayatımda bu kadar kirlenmiş hissetmedim" cevabını aldım. yılmadım, müzakereci tutumumu korudum. "sadece uyuyalım hiçbir şey yapmayalım" dedim ve sadece uyudum. yaz sıcağında kışlık eşofmanlarla girdim yatağa, isilik oldum. yeri geldi ayaklarımız birbirine değsin diye mücadele verdim.

    sonra vay efendim neymiş ikinci olunca rererö. oglum mal mısınız lan?

  • anadolu insanı olmakla alakası olmayan durumdur. cahilin dünyası her zaman dardır. metropol cahilinin de dardır.

  • devletin yapılan yollardan ve köprülerden kullanım ücreti alması şu mantığa dayanır.

    devlet vatandaşın kullanması için yol yapar ve bu yolun yapılmasının ardından bu yolun yapım maliyetini çıkarana kadar kullanım ücreti alır.

    ancak bizim ülkemizde bu şekilde olmuyor. 30 sene önce yapılan yoldan köprüden hala para kesilmeye devam ediliyor ki benim şahsi görüşüme göre bu vatandasa atilan arsizca bir kaziktir.

  • türkiyede yaşayanları hayatlarının en güzel çağlarını akp denen şeyle beraber geçirmişlerdir.

    en büyüğü bu illet başladığında 21 yaşındaydı. şuan 33
    en küçüğü 16 yaşındaydı, şuan ise 28

    bu yüzden gelmiş geçmiş tüm nesiller içinde en şanssızları diyebilirim.

  • spikerin olcan hakkında şöyle dediği maç:

    "kısa boyuna rağmen golü kokluyor."

    kısa boyluysa ölsün mü adam amk, gol de mi koklamasın.

  • kemal kılıçdaroğlu: "bahçeli, 'eğer 1915 çanakkale köprüsü'nü geçmem, beğenmem diyorsanız karşıya yüzerek geçin' demiş. tek bir sorum olacak. sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin?"

  • basarili 2 (ingilizce, isvecce) basarisiz 1 (allahin belasi fince) yabanci dil ogrenme girisimi ve dil ogrenmenin kendisine dair bazi okumalardan sonra bu konuda kendimce cikardigim notlar:

    - insan beyni haftada 10 saatin altinda bir dil ile hasirnesir olmuyorsa o dili cozemiyor. yogun ve saglikli bir ogrenme icin ise min. 20 saat gerekiyor. yani haftada 10 saatin uzerinde ayiramiyorsak zaten dil ogrenemiyoruz.

    - dil ogrenmek icin cok farkli yontemler mevcut. herkesin beyni ve ogrenme yapisi ayni olmadigi icin bunlarin bazilarini deneyip kendisine uygun olanlarini (olanini degil, olanlarini) bulmasi gerekiyor. kendimize uygun olmayan bir yonteme saplanmissak dil ogrenemiyoruz.

    - öncekiyle baglantili olarak: tek bir yontem asla ise yaramiyor. sadece duolingo’dan dil ogrenen varsa sapka cikartirim. onun yanina kelime calistiracak baska app bulmak, onun yanina da dilin akisini, ritmini kavramaya yarayacak dinleme ve pratik kaynaklari eklemek gerekiyor. tek bir kaynakla, kaynak iyi bile olsa, dil ogrenemiyoruz.

    - insan beyni yeni dili ogrendigi kaynagin yontemine alisip bir sure sonra, istemeden de olsa, o yontemin kisayollarina yoneliyor. bunu asmanin yolu yine test icin birden fazla kaynakla hasirnesir olmak. yeni ogrenme, ve soru tipleri gormek. zira beynimiz konfor bolgesinden cikmadikca dil ogrenemiyoruz.

    - kitap okumak onemli, lakin kitaptaki en buyuk sorun ”sadece dil ogrenme amaciyla” kitap secmek. icindeki hikayeyi/bilgiyi merak etmedigimiz kitabi salt dil icin okuyunca bir noktada sikilip birakiyoruz. dil seviyesi cok daha zor da olsa enteresan buldugumuz bir kitabi okumaya calismak daha mantikli. icerigi ilgimizi cekmeyen okumalarla dil ogrenemiyoruz.

    - insanin hayatinin bir kismini o dilin kulturune de adamasi gerekiyor. ogrendiginiz dildeki dizilerle, sinemayla ve edebiyatla ilgilenmemiz gerekiyor. kulturune zerre ilgi duymadigimiz dili ogrenemiyoruz.

    - hangi dili ogreniyorsaniz intermediate asamasindan itibaren tum isletim sistemlerinizi o dile gecirin derim. gunluk yasantimizdaki bazi pratikleri o dile geciremiyorsak dil ogrenemiyoruz.

    - pratik yapma imkaniniz yoksa kendi kendinize konusun. konusmayi sevdiginiz konulari secin. orada kendinize biseyler anlatin. sonra biraz dinlenip ayni seyi bir daha anlatin. 6 aylik askerligimde kendi kendime konusmaktan adim deliye cikmisti ama son gun girdigim ielts sinavini da gecip yurtdisina gidebildim. en sevdigimiz muhabbeti bile o dile uyarlamaya kasmiyorsak dil ogrenemiyoruz.

    - yogun calismak iyi ama uzun vadede surekli yogun calismak da beyni yoruyor. 3 ay yogun calisip 1 ay hafifletmek genelde daha saglikli. ayrica dil calismaktan bikmamak icin de iyi bir ritm. psikopata baglarsak ve arada rahatlamazsak da dil ogrenemiyoruz.

    benden bu kadar. hemen dil calismaya geri donuyorum.