ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran fıkralar
-
adamın biri ve danışmanı birgün konuşmaktadır.
adam sorar.
" söyle bakalım. ben mi daha büyüğüm yoksa turgut özal mı? "
" o nasıl soru efendim? tabiki siz daha büyüksünüz.
sayın özal halktan çok korkardı. siz ona göre çok daha cesursunuz. "
" peki söyle bakalım. süleyman demirel mi daha büyük yoksa ben mi? "
" tabi ki siz büyüksünüz haşmetlim. sayın demirel de askerden korkardı mesela. siz askerden de korkmuyorsunuz. "
" peki son bir soru. hz. ömer mi daha büyük yoksa ben mi? "
"tabi ki siz efendim."
"amma da abarttın haa. yalakalık yapıyosun şuan. doğruyu söyle kızmıycam"
" doğruyu söylüyorum efendim. hz. ömer de allahtan korkardı.
ama sizde allah korkusu da yok.
edit: pardon adam demişim.
zafer algöz
-
cem yılmaz henüz leman kültür'de sahneye bile çıkmamışken ağır roman'da okan bayülgen, savaş dinçel, müjde ar gibi isimlerle beraber oynamışlığı olan beşiktaşlı tiyatrocu.
bu tiyatrocu lafını, uzun yıllar istanbul devlet tiyatrosu'nda çalıştığı için vurguladık. hatta istanbul devlet tiyatrosu müdür yardımcılığı da yapmış, cinali'ye teşekkürler bu katkı için.
hamiş: saygılar bizden'i birçok suser kardeşimiz hatırlatmış, elbette o daha da eski (1992 olacak). ve fakat "zafer algöz kim mk cem yılmaz yarattı onu" tezi hepten çöker de troller susup kalır, az daha konuşsunlar da eğlenelim diye mahsus anmadım.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
karadeniz tv.
bilmem ne belediyesi bir bölgeyi mezarlık olarak satışa çıkarmış, millet hücum etmiş. alanlarla röpörtaj yapıyorlardı. ne kadar yer aldınız? kaça aldınız? vs..
muhabir: siz ne kadar yer aldınız?.
-: bir kişilik.
muhabir: siz neden bir kişilik aldınız?
-: biz zaten dört arkadaş ortak aldık. dedik nasıl olsa hepimiz beşer yıl arayla ölürüz üst üste gömülürüz. gerek yok fazla almaya dedik.
muhabir: ne diyim, umarım dediğiniz gibi olur.
metrobüs
-
is cikis saati zincirlikuyu'dan metrobuse binmeye calismamis kisilerin nankorluk yapiyosunuz dedigi hede.
lan erkek halimle uc cocuk dogurdum metrobus sayesinde. devlet de yardim etmiyor. cocuklarin babalarini bile tanimiyorum amk.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"geçen hafta enseme allah yazan dövme yaptırdım cumaya gittim arkamdaki adam görmüş doğum lekesi sandı mucize diye bağırdı.. beni omuzladılar beş gündür geziyoruz daha yeni geldim eve."
halk arasında ingilizce telaffuzu en doğru kelime
-
(bkz: chesterfield)
bir halk düşünün viceroy markasını tövbe okuyamasın*ama chesterfield derken bir çırpıda hiç duraksamadan ve şak diye doncaster doğumlu gibi okuyuversin. gerçekten ilginç
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
-
(bkz: forrest gump)
jenny: - çok korktun mu?
forrest: - bilmiyorum.ama bazen yağmur diner gökyüzü açılırdı.gökyüzü milyonlarca yıldızla dolardı.ya da dağdaki gölde gökyüzü iki katmış gibi görünürdü.çölde güneş doğarken yeryüzünün nerde başlayıp nerde bittiğini anlayamazdım
jenny: - keşke ben de orada olsaydım
forrest: - oradaydın ...
depe edit: (bkz: geri dönülesi yaşam kesiti) yeniden yaşama şansınız olsa nerden başlardınız?
michael phelps'i denizde tokatlarım
-
denizde kısmının altını çizerek ortaya attığım iddia. iddiamı tek tek nedenleriyle belgeliyorum:
adam havuzda yüzüyor. tuzsuz suya alışık. bizim gibi denize değil. biz daha yürüyemezken denizdeymisiz, fotograflarla sabit. yüksek yüzmeye alışkınız. deniz onun için deplasman.
adam havuzda bile gözlük takıyor. demek ki narin, zora gelemez. denizde gözü yanar. ben gözlüksüz biçimde denizde aşağıda ve yukarıda bir saniye bile kırpmam, su kacirmamayi biliyorum ama agzima, burnuma, kulagima su kactiginda da gik demem. onun gözlük sürtünmesinden dolayı +10 hp (beygir) bana ekle.
maykıl slip mayo giyiyor. biz şortla yüzmeye alışığız, bu da yavaşlatır. bir gören olmayacaksa maykılın slipten ben de giyeyim 10 hp oradan gelir de gerek yok.
maykıl bong-ot falan içiyormuş. ben normal sigara bile içmem. alkolüm yoktur. yoktur derken oyle degil, disiplinle: bir yudum, bir nefes dahi içmiyorum. sosyal içici bile değilim, içici değilim, sosyal de değilim. dolayısıyla ciğerler temiz. iyotlu havayı yiyince büyük ihtimal maykılın ağzına 10. kulaçta içtiği tütünden dolayı balgam gelecek, benim en büyük sıkıntım 30 dakika önce yediğim lahmacundan dolayı ağzıma mide özsuyu gelmesi olabilir.
ondan sonra sakallarım çeneden suya surtup fren yapıp yavaşlatıyor. sakalı da kessem 10 hp de oradan gelir. dikkat edin maykıl ayro-dinamiği sağlamak için sinekkaydı tıraşlı biçimde yarışıyor. öbür türlü suya çenenizin oradan bir sürtme hissediyorsunuz.
kelebekte falan tabi ki yoruluyorum, hem kurallarına uygun yapmayı bilmem, zaten samimi fikrimi sorarsanız maykıl gibi yarışıp eve ekmek getirmiyorsanız kendinizi gereksiz yere yormaktan başka bir şey değil. ama kulaçlıda ilk 10 metrede çok net tokatlarım. (onlar artistliğine serbest diyor buna. gerçek adı kulaçtır. siz serbestte köpekleme giden adam gördünüz mü amk, fark yersin.)
ilk 10 metreden sonra geri kalabilirim, profesyonel sporcudur sonuçta. yuzme idmani yapıyor. boyu 193'müş ve kim bilir ortaya çıkmayan ne dopingler vuruyorlar. (şarapova gibi) ama ilk 10 metrede roket gibi fiırlar arayi yarim metre açar salarim ben. sonra o geçtiginde "ben zaten salmıştım" derim.
hele bir de fırtınalı havada 1 metrelik dalgalara karşı kapışacaksak net 10 metre ayırırım. gerci o havayı tecrube etmediyse yuzebilecegini de sanmiyorum. offroad yuzme teknikleri farkli. buyuk ihtimal "stilim bozulur" fln diyip havuzuna geri doner.
hastası olunan sözler
-
"karıncayı bile incitmem" deme, "bile"den incinir karınca...söz söylemek irfan ister anlamak insan... *
not: ben rıdvan hakyemez'den duymuştum, ama sözün aslı fuzuli'ninmiş. "babaminselamivar" uyardı ve düzelttik, sağ olsun.
sözlükçülerin içinde çişini yaptığı ülkeler
-
(bkz: liechtenstein) ama civardaki birkaç ülkeye de sıçradı.