ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
otomatik vites
-
bu vitesten nefret eden ne sennalar ne schumacherler varmış da haberimiz yokmuş. 250 ms tepki süresiymiş, sürüşün temposuymuş. mahmutbey - maslak arası gidip geliyorsun, havan kime yabancı?
laptop alacaklara tavsiyeler
-
dizüstü bilgisayar alacağınıza, dizaltı çorap alın 300-400 tane. denişik denişik giyersiniz ne güzel.
yazar olduğum için çok şanslısınız sizi gidi köftehorlar..
boku çıkan kargo iade çılgınlığı
-
boku çıkan sitelerdeki 'görsele uymayan ürün' gönderme çılgınlığının yanında bir şey değildir.
antidepresan kullanan kişiye kullanma diyen kişi
-
bi bok bildiği yoktur,
çünkü hayat ona güzeldir.
bilmez ki depresyon, anksiyete ve panik atak aslında güçlü insan hastalığıdır, fazla yükten, sabretmekten, hassasiyetten olur.
nasıl başın ağrıdığında ilaç kullanıyorsan, ruhun için de kullanmakta hiç bir sakınca yoktur.
fatih terim'in başkanlığa aday olması
-
ayrıca teknik direktörlük için fatih terim ile görüşmelere başlamış.
dolar artarken işyerlerinin son durumu
-
sektör = mobilya
mağazada öyle boş boş takılıyoruz. girip fiyat soran bile yok.
arada bloomberg'i açıyorum. pariteye bakıyorum.
film açayım dedim heyecan vermiyor. pariteyi izlemesi daha heyecanlı resmen.
yaran diyaloglar
-
5 dk önce yaşanmıştır :
70'li yaşlarda bir amcamıza çikolata ikram edilir. kutuda iki çeşit çikolata vardır. biri dark, diğeri ondan daha dark. sütlüsü hiç yok yani.
amcamın eli en siyah olana uzanır. ikram eden arkadaş der ki : "amca sen şunu al, onu yiyemezsin" amcam bozularak nedenini sorar, zira dişlerini yeni yaptırmıştır. başka bi arkadaş da durumu açıklamak istercesine "amca o bitter" der. ama elbette amacına ulaşamamıştır. zira amcam şöyle cevap verir :
"eşşoleşşek biterse bitsin."
2 lahmacun + ayran + salata + tatlı 5 tl
-
doğrudan kağıt 5 lirayı yemenin daha sağlıklı olduğu menü.
#evrimgerçekdeğildir
-
twitter'da denk geldiğim popüler heşteg.
on dakika inceledim ve anladım ki bizdeki okulların tamamı işlevsiz.
ben şu gün temel bilimlerden birinin öğretmeni olsaydım kahrımdan oturur ağlardım. bir halkı hiç eğitmesen bile insanlar bu kadar cahil kalmazlar.
demek ki sadece eğitim vermiyor değiliz
aynı zamanda yanlış yönde de dolduruyoruz insanları.
bakın evrim yoktur diyene sussun konuşmasın falan demiyorum. deme hakkını gasp etmiyorum.
dünya düzdür diyen adama da hak gördüğüm fikir ifade etme özgürlüğüne sonuna kadar destek oluyorum. rahatsızlığımın kaynağı, itiraz ettiği olgu hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı halde inatla bilimsel yayınlara kafa tutan inanılmaz bir kitleyle nasıl yaşayacağımı bilmediğim için duyduğum huzursuzluktur.
ben dayanamıyorum birader.
olmuyor.
başımı çevirip bu kitleyi yok sayıp hayatıma devam edemiyorum.
mesele evrim teorisi falan da değil.
bu insanlar diplomasi kurulabilecek uzlaşılabilecek bilgi paylaşılabilecek bir platform bırakmıyorlar. beni onaylasınlar istemiyorum ama oturup konuşalım, saygın bir dialog kapısından iletişim kuralım istiyorum.
bilgiye saygı duyulmuyor, bilgiyi üretene saygı duyulmuyor, idealist öğretmenler giderek ay sonunu bekleyen memurlara dönüştürülüyor.
kalıp bozulmuş bu memlekette ürün çıkmıyor.
biri beni bir şeyle oyalasın yoksa sabaha kadar insanlara laf anlatmaya çalışacağım.
(bkz: evrim yoktur deme hakkı/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim teorisi/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrimcilerin cevaplayamadığı sorular/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim gerçekse neden laboratuvarda deneyemiyoruz/@limon kimyon zorro)
(bkz: marmara üniversitesi evrim karşıtı sempozyumu/@limon kimyon zorro)
(bkz: paris'te büyük evrim-yaratılış tartışması/@limon kimyon zorro)
(bkz: onur yıldız/@limon kimyon zorro)
orta dünya üniversitesi
-
sauron'un ancak 3000 ork'la kampüsüne girebildiği ilim irfan yuvasıdır.
gibi replikleri
-
yılmaz: 39 yaşında mısın oğlum sen?
ilkkan: öyleymiş abi
yılmaz: hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya
yılmaz: ilkkan sen gönlünden geldiğince yumurta mı haşladın çocuğa?
ilkkan: haşladım abi ne var işte, protein çok önemli sporcular için.
yılmaz: bravo. peki benim merak ettiğim şey şu, 14. yumurtaya geldiğinde seni ne durdurdu, niye devam etmedin haşlamaya?
yaran tatlı hayat diyalogları
sümerler
-
kökenleri asya'da dır, asya deyince aklınıza yalnızca uzak doğu gelmesin zira çok geniş bir coğrafya'yı kapsamakta, büyük olasılıkla verimli toprakların keşfi amacıyla göç ettiler mezopotamya'ya, kraliyet mezarlarında bulunan lapis lazuli taşı kullanılarak yapılmış binlerce eşya afganistan'dan çıkarılarak elde edilmiştir örneğin, zenginliğin ve gösterişin taşıdır, göç etmiş olsalar da yerleşiktirler, yazı ve astronomi gibi alanlarda ilktirler, dil, tıp, matematik, din, büyü, mitoloji gibi alanlarda da çağın ilerisindedirler, etrüskler gibi surlarla çevrili kent devlet düzeninde yaşamışlardır, yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu gibi unsurlar onlardan kalmadır sanıyorum, ilk hukuk kurallarını uygulayan devlettir, etrüskler gibi anaerkildirler, çivi yazısını kullanmışlardır, yedi katlı ziggurat'larını tapınaklarını aynı zamanda okul, gözlem evi ve depo olarakta kullanmışlardır, kerpiç, tuğla ve taştan yapılma evlerde yaşamışlardır, tanrının başlangıçta bir olan yer ve göğü ayırmasına dayanan yaratılış inançları vardır, tekerleği de icat eden kendileridir, 60'a dayanan sayı sistemini kullanmış ayı 30, yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır gece ve gündüzü 12'şer saate, bir yılı 12 ay'a ilk kez bölmüşlerdir, ay ve güneş tutulmasını hesaplayabilmiş, aritmetiğin, matematiğin, geometrinin temellerini atmışlardır, çarpma ve bölme cetvellerini icat edip daireyi 360 dereceye bölüp, dört işlemi bulmuşlardır, dairenin alanını da hesaplamışlardır, matematik ve geometriye katkıları oldukça fazladır. çevre halklarla çok sık çatışmaları ve iç çatışmalar sonlarını getirmiştir, nippur’lu ludigirra'dan: "bu yaşam öykümü daha çok gelecek nesiller için yazmaya başladım. bizim ulusumuz, dilimiz, geleneklerimiz, sosyal yaşantımız, sanatımız unutuluyor artık. bu güzel ülkemize her taraftan göz diktiler. göklere uzanan basamaklı kulelerimizin, görkemli tapınaklarımızın, arı gibi işleyen çarşılarımızın, her tarafa ulaşan kervanlarımızın, dümdüz uzanan yollarımızın, boy ürün veren tarlalarımızın, nehirlerimizde ve açtığımız kanallarda salına salına yüzen teknelerimizin, dolup taşan iskelelerimizin, her tür bilgiyi veren okullarımızın ünü uzak ülkelere kadar yayıldığından; ilkel olan bu ülkelerin halkı kıskandı bizi. fırsat buldukça üzerimize saldırdılar. kentlerimizi yakıp yıktılar"
yaran diyaloglar
-
babayla obsesif kompulsif kisilik bozuklugu hakkinda konusuluyor..
- baba bugun eksisozlukte baktim bende galiba ocd varmis eskiden..
+ nasil bir seymis o?
- mesela bazen bana cok fazla oluyor, basamaklari bi daha cikmazsam annem olcek, bagaj kapagini bi daha kapatmazsam babam olcek gibi. ama eskiden vardi simdi astim..
+ nasi astin peki?
- bi kac kere "nolcak lan kapatmiyorum bagaj kapagini" dedim..
+ (gulerek) essoglessek nolur iki kere kapatsan kapagi!