hesabın var mı? giriş yap

  • ankete bakarsanız tamamen manpüle edilmiş sorulardan oluştuğunu göreceksiniz. play-off gibi ucube ve saçma bir sistemi getirmek için burada bulunan sorulara verilen yanıtlar sizi mecburen bu sistemi istemişsiniz gibi göstermeyi hedefliyor.

    örnek 1:

    + ligin zirvesi için rekabetin son ana kadar gitmesi senin için ne kadar önemli?
    - yani olsa güzel olur tabii, neden olmasın.
    + o zaman play-off sistemi istiyorsun sen :)

    örnek 2:

    + ligin kalitesinin artması sizin için ne kadar önemli?
    - tabii ki çok önemli sayın dallama.
    + hmmmm o zaman sen play-off sistemi istiyorsun.

    örnek 3:

    + en iyi takımlar birbirine karşı daha fazla maç yapsın ister misin?
    - olabilir aslında ama ne alaka şimdi
    + o zaman sen play-off istiyorsun :)

    örnek 4:

    + izlediğin maçın sonunda bir takımın kupa kazanması ihtimali ne kadar iyi olur sence? 1 çok iyi 5 çok kötü
    - yani olabilir tabii ama işte türkiye kupası falan var onun için.
    + yok yok, ligi play-offa çevirelim biz daha iyi olur.

    ayrıca bu soru oksimoron bir sorudur. lig usulünde de oynansa kupa usulü de oynansa kazanan takımın kupa aldığı maçlar olmuştur. ligimizde birçok örneği de vardır.

    saçma sapan başka bir soru:

    +genç türk oyuncuların kendilerini daha çok geliştirebilecekleri maçlar oynaması sizin için ne kadar önemli? 1 çok önemli 5 çok önemsiz.

    yani bu soruya hayır ya da çok önemsiz diyecek kim var allah aşkına? neye varmaya çalışıyorsun bu soruyu sorarak?

    manipülatif sorulardan bir başkası:

    + küme düşme play-off'ları için tercih ettiğiniz takım sayısı nedir?

    ya ben küme düşme play-offu istemiyorum ki. önce bi o soruyu sorsana bana. evet dersem otomatik olarka bu soru açılsın.

    saçmalıklar bununla da bitmiyor. ilerleyen sorularda bir takım lig+kupa kaç maç oynamalıdır diyor. yani şimdi bence lig dediğin 18 takımdan oluşur.* bir takım da 34 maç yapmalıdır. ama sen kupa+lig dersen, gönül ister ki benim takımım kupada yapabildiği kadar fazla maç yapsın. bu yüzden de 44 maç oynasın isterim. ama sen benim buraya yazdığım 44 maçlık isteğimi, "aaa bak 44 maç oynansın istiyorsun, demek ki fazla maç istiyorsun sen. o yüzden ligin sonuna bir play-off ekleyelim, sen mutlu ol." gibi alakasız bir yere de çekebilirsin. mevzuya avrupa kupalarında mücadele eden takım taraftarlarının yaşayacağı kafa karışıklığını eklemiyorum bile.

    sonrasında da en az ve en fazla kaç maç yapılmalıdır, lig ne zaman başlayıp ne zaman bitmelidir gibi saçma sapan sorular koymuşlar.

    özetle, tff'nin "ben yaptım oldu" kararlarından birisi geliyor yine. bu defa milyon eurolar bayılıp bi şirketle anlaşmışlar. anket yaparak demokrat görünelim diye de tavsiye almışlar sanırım. hayır her şeyiyle ortada olan bir sistem için* niye yabancı bir firmaya bu kadar para bayılırsın onu da anlamıyorum ama neyse, zaten taraftarın malı deniz, yemeyen keriz.

    biz bu işe karşıyız. sistem değişikliğinizi de, hakemlerinizi de, kuntzunuzu da hamitinizi de alıp türk futbolunun yakasından düşün.

    edit: çeşitli yazım hataları ve imla kuralları.

    ----------------

    edit 2:

    entry büyük ihimtal yarın debeye falan girer. girmese de gündemde kalacak gibi duruyor. hazır yakalamışken birkaç şey eklemek istiyorum.

    başlık altında bu kararın başka takıma yarayacağını iddia eden 3 büyük takım taraftarlarının tartışmasını görüyorum. arkadaşlar, saçmalamayın. bunların amacı ceplerine daha çok para indirmek. ne taraftarı, ne takımları ne lig kalitesini düşünüyorlar. özellikle bu sene 3 büyük takım taraftarlarının hepssi akp'li dayılar gibiler. herkes kendilerine kompo kurulduğunu düşünüyor. hepsi herkesin kendilerine karşı olduğunu falan düşünüyor. hayır arkadaşlar. kimseye özel komplo kurulmuyor, bu adamlar be-ce-rik-siz. iş bilmez, yönetimden anlamaz, sürekli birilerinn baskısı altında ezilen, sorumluluk almayı geç emir almadan adım bile atamayan insanlar yönetiyorlar şu anda türk futbolunu. ortadaki kaosun nedeni de bu.

    yıllardır tff'nin başına seçilen değil atanan birileri geliyor. tff başkanlığına en son ne zaman çok adayla gidildi, en son ne zaman birileri vizyon koyup, dosyasını ve planlarını açıklayıp ben oylarınıza talibim dedi? memur gibi çalışıp rapor veriyorlar üst tarafa. üst taraftan gelen "ligin kalitesini artırın" ya da "naklen yayına olan ilgiyi artırın" gibi baskılardan dolayı sudan çıkmış balık gibi kararlar veriyorlar. tabii ki bu kararları verirken de ceplerini de en güzel şekilde doldurmayı unutmuyorlar.

    demem o ki, hakemler kalitesiz, yöneticiler kalitesiz, oynanan futbol kalitesiz, kurallar ve kaideler kalitesiz, alınan kararlar da en az bu kadar kalitesiz. belki biz de kalitesisizdir de bundan dolayı bu kadar boka batmasına izin vermişizdir futbolumuzun. onu bilemiyorum. ancak ne olursa olsun, taraftarlar, yani bizler, bunu haketmiyoruz. birbirimize bok atacağımıza bu adamların saltanatını sonlandıracak hareketlere girişmemiz lazım. vesselam.

  • (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    protesto edecek herhangi bir şeye yer açmadan, suçlu bulunmuş ve tutuklanmış öğretmen.

    bak şimdi gerizekalı:

    1) olay hakkında yayın yasağı getirilmiş mi?

    hayır.

    2) eğitim-sen olayın üstünü örtmeye çalışmış mı?

    hayır.

    3) bazı(!) medya kurumları bu olayı uzunca bir süre görmezden gelmiş mi?

    hayır.

    4) bakanlar vs çıkıp "eğitim-sen'i karalamaya" çalışıyorlar diye olayı saklamaya ve kurumu korumaya çalışmış mı?

    hayır.

    5) yasal olarak dernek ve vakıflar ilköğretim için yurt açamazken; böyle bir durum var da eğitim-sen için, hükümet tarafından, görmezden geliniyor mu?

    hayır.

    6) "'çocuk istismarını engelleme komisyonu"nun kurulması; birilerini korumak adına, belli bir parti tarafından engellenmiş mi?

    hayır.

    tekrar edelim: (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    bu insanlar güya müslüman diye oy veriyor malum partiye: ahlaksızlık ve akılsızlık dinleri olmuş.

    edit: jelibonlar yitiren adam uyardı; 5. maddenin anlamı hatalıydı, düzeltildi.

  • şahsen ben kırmızı ruja bakarak 31 çekmekten derin bir haz alıyorum. tek sebebi bu. laikçi olduğum için aklım fikrim hep sik sokta.

  • ekşi sözlük bu sene de tıp öğrencilerinin oylarıyla turkmsic "yılın en beğenilen sitesi" ödülünü aldı. törende "ama gök yeleli bozkurt hariç" diye de not düştüler.

  • belli ki marifettir. burada gururla anlatıldığına göre hırsızlar tarafından yönetiliyor olmamız şaşırtıcı değil. hırsızlar yönetici olarak kimi seçecek ya? tabii ki içlerinde en becerikli olanları. yazık benim annem çağ dışı kalmış, bize hırsızlık yapmamayı öğretti, sonra biz kopya bile çekmedik hırsızlıktır diye. meğer ahlak algısı değişeli çok olmuş, hırsızlık marifet olmuş. zavallı annem, zavallı ben. siz burada yediğiniz küçük (!) boku böyle keyifle anlatırsanız başka hırsızlar tabii övünür gemicikleriyle. aranızda hiçbir fark yok, biliyor musunuz? sizin çaldığınız küçük bir şey değil, onların imkanları sizde olsa aynı boku yiyeceksiniz. midem bulandı...

    edit: hiç gençlik aklı demeyin, ben de genç oldum. koca üniversiteyi bir tane kot pantolon, iki çift ayakkabı ile bitirdim. ama böyle şeyler yapmadım. ahlaksızsınız sadece.

  • az önce markete giderken bu manzarayla karşılaştım. market sahibi, birkaç belediye çalışanının sessiz sedasız, kimseye reklam yapmadan gelip defteri hesaplattığını, sonra da ödeyip gittiklerini söyledi. twitter'dan mansur yavaş tagine baktığımda da tek marketin bizimki olmadığını fark ettim. ne diyeceğimi bilmiyorum, bir oy en fazla bu kadar hak edilir, bir şehir en fazla bu kadar iyi yönetilirdi sanırım.

    t: sosyal devlet vizyonunu tek başına üstlenmiş başkanın yeni icraatı.

    edit: uyarı üzerine eksiup linki değiştirildi

    bir alttaki susere ithafen edit2: zaten şehrimizde ihtiyacı olup başvuru yapan ailelere gıda yardımı yapılıyor. ben öğrenciyim, benim de borcum vardı, gelip kapatmışlar. oturduğum yerde de öğrenciler ve emekli insanlar var genelde. sizin kalplerinize kötülük hakim olduğu için iyilik kavramından haberiniz yok. mansur yavaş'ın bu kadar iyi çalışması kimyanızı bozdu biliyoruz. korkunuzda da haklısınız çünkü bu adamı cumhurbaşkanı yapacağız

  • 2 gün önce mcdonald's ta bir şeyler yedim. saat gece 10 gibiydi ve masaları toplayan minimum 55-60 yaşında bir abiydi. ihtiyacı olmasa o saatte orada olmaz değil mi ?

    benden önce masada oturanların boşlarını aldı sadece 1 kere teşekkür ettim inanılmaz mutlu oldu.

    kalkarken de kendi çöpümü kendim attım, kolay gelsin iyi akşamlar dedim gene inanılmaz mutlu oldu ve bir sürü olumlu dilekte bulundu benim için.

    insanları mutlu etmek aslında bu kadar kolay.