hesabın var mı? giriş yap

  • on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.

  • şöyle bir paylaşımda bulunması yeterli.

    http://hizliresim.com/l1ajrj

    ne kadar çoksunuz. her geçen gün çoğalıyorsunuz. oraya o yorumu yazsan ne yazmasan ne.. bu mudur sosyalleşme anlayışın?

    şu kodumun internetini bizim milletimiz kadar boşa kullanan yoktur herhalde.

  • görebileceğiniz en pasifist, barışçıl insanlardan biriyim. ama "oh iyi olmuş, hak etmiş" diyen sözlüğün cahil muhaliflerinin ağzına kürekle vurmak isterdim. sorsan "düşünce özgürlüğü yok" diye dert yanarlar. sen sadece yazdığı şarkı sözünden tutuklanan birine "oh olsun" diyebiliyorsan, senin demokratlığın da kendine, solculuğun da. o günlerdir salya akıtarak dalga geçtiğin adam gibi kürtaj verebilirsin bence, aranızda bir fark yok: gençlik elden gidiyeah!

    uyuşturucu sorunu ya da öyle bir konsept yokmuş gibi davranmak çok işe yarıyor mu sanıyorsunuz? 14-20 yaş arası onbinlerce çocuk ve genç bu batakta zaten. akşamüstü okuldan, sanayiden çıkıp ilk iş bonzaiye sarılıyorlar, olmadı bali çekiyorlar. 15 yaşında bir insanın hayattan beklentisinin kalmamış olması ne demek kestirebiliyor musun? bu çocuk ezhel'i hayatında duymadı. bu çocuk, kapsayıcı olmayan eğitim sisteminin ve eksik sosyal politikaların kurbanı. ezhel'i tutuklamak, pasta yemeyi özendiriyor diye mumu yasaklamak gibi.

    adam sizin görmezden geldiğiniz sosyal gerçekliği gözler önüne seriyor. olmayan bir şey yaratmaya çalışmıyor ki. avm'den çıkmadığın ve e333 katkılı hamburgerlerle beslendiğin için gerçeklikten bağın kopuk herhalde. git ankara-iskitler'e falan, alacağın koku "is, pas, kir, kömür, plastik. çöplük, lastik, egzos, esrar" olacaktır. ne bir eksik, ne bir fazla. burayı esrar kokutan ezhel değil ki. adam seni avm ile çevrelenmiş izole hayatında göremeyeceğin bir kültürle tanıştırıyor. her şarkı sözü mükemmel mi, bu kadar uyuşturucu referansı gerekli mi? kesinlikle bence de hayır. ama benim bunu abartılı bulmam, adamın tutuklanma gerekçesi olamaz. beğenmediği kişilerin tutuklanmasından mutlu olanlar beğenmedikleri 3. dünya ülkelerinde yaşamayı bile hak etmiyorlar aslında ya neyse.

    bir de müzik türü rap lan. rap yani bu. dünyadaki tüm örnekleri neredeyse böyle underground konular üzerinedir. ingilizcen yeterse şuradaki şarkı sözlerine bi bak, ezhel'in sözleri okul şarkısı gibi gelecek: http://www.xxlmag.com/…/2016/07/rap-lyrics-violent/ sanatın her zaman daha kışkırtıcı, ayar bozucu, tabu yıkıcı olma aralığı fazla olmalı. bir ülkenin gelişmişlik kıstaslarından biri de bu tarz işler üreten sanatçılarına gösterdiği muameledir. en kısa zamanda çıkmasını umuyorum.

  • söyleyeceği şeyi dolandırmada usta, ima yapmada işinin ehlidir:

    - seni buraya hangi rüzgar attı nina? yoksa "ağır" ve "pirinçten" bir rüzgar mı? ha?
    - nicholas'ı pirinç mumlukla benim mi bayılttığımı ima ediyorsun?
    - bilmiyorum nina, sen ne dersin, ha?

    hep böyle bir alaycı hava, abuk subuk imalar... hep böyle bir küçük dağları ben yarattım, siz de şans eseri oradan geçiyormuşsunculuk... "bilmem, sence de öyle mi?" 'ler, lafı şakacıktan bir tarafından anlıyormuşçuklar... cukcuklar, cikcikler...

    - bir içki hazırlamamı ister miydin richard? hah hah... ister misin?
    - evet, lütfen. sert olsun.
    - sert diyorsun... pirinçten bir mumluk gibi sert...
    - nicholas'ı benim bayılttığımı mı ima ediyorsun?
    - senin bayılttığını ima ettiğimi de nerden çıkarıyorsun?
    - ya kafasına ben vurmuşum gibi sürekli imalar bakışlar filan atıyosun...
    - nicholas'ın sadece bayıldığını biliyorduk richard... kafasına vurulduğunu değil! hah ha! kendin söyledin!

    sanki totoşuna vurulsa bayılacak nicholas, heralde kafasına vuruldu. bunu bilmiyor mu? tabi biliyor. ama tehditkar, alaycı, karşısındakini tiye alan, her an patlamaya hazır bir bomba imajını sarsacak bir hata yapmaması lazım.

    - sana bir şey itiraf edeceğim daniel. nicholas'ı ben bayılttım.
    - ne? sen mi? o zaman kaç bölümdür ne diye ima üstüne ima yapıyorsun? hasta mısın kuzum?
    - kuzun? kuzu mu? hah... pirinçten ve ağır bir kuzu heykeli mi ha? kuzu şeklinde bir mumluk mu?
    - rahatsızsın olm sen.

  • 15. yüzyıldan beri lüks olmaktan çıkmış peynirin lüks olması durumudur.

    önceden paramız yoksa peynir ekmek yerdik, çerez parası derdik artık bok yiyip beton kemiririz.

    emeği geçen başta aktroll olmak üzere herkes belasını bulsun.

  • dürüst bir türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı. kurallara uyarsın, borcun ödersin, iş sahibi olmak için sınavlara ve mülakatlara girersin bir karşılığı olmaz. diğer tarafta ceza yersin, vergi kaçırırsın, trafik magandasi olursun, mafya olursun..vs. devlet senin yerine hepsinin bedelini üstlenir. bu tamamen keriz silkeleme degil midir?