hesabın var mı? giriş yap

  • gün ortasında cep telefonum çalar.
    -alo, naciye sen misin?
    -yanlış aradınız sanırım beyefendi.
    -niye?
    -çünkü ben naciye değilim.
    -dıt dıt dıt

    iki dakika sonra yeniden aynı numaradan aranırım.
    -alo, naciye.
    -beyefendi siz hangi numarayı arıyorsunuz.
    -napıcan?
    -yanlış mı arıyorsunuz yoksa size yanlış mı verildi o numara onu anlamaya çalışıyorum.
    -ya orası benim on beş yıllık evimin numarası, niye yanlış arayayım.
    -enteresan, bu numara cep numarası ama, evinizde cep numarası mı kullanıyorsunuz on beş yıldır.
    -nasıl (bu ‘’niye’’ ve nasıl’’ sorularını soruşu çok komik olduğu için adama kızamıyorum ve gülmeye başlıyorum)
    -sanıyorum siz başına arayacağınız ilin telefon kodunu koymadan arıyorsunuz.
    -kod mu koyuluyor.
    -evet, hangi şehirdesiniz siz?
    -napıcan?
    -kodunu koyucam, töbe töbe.
    -tamam bi de öyle deneyeyim.
    -bi zahmet.

    on dakika sonra tekrar arar.
    -alo
    -kodunu koydum aradım, doğru demişsin, sağol demek için aradım.
    -rica ederim.
    -benim kafam biraz zor basıyor da bu işlere. telefonu yeni aldım.
    -hayırlı olsun. lütfen koduyla beraber kaydedin, yoksa her seferinde benim numaram çıkar.
    -tamam, hadi görüşürüz
    -görüşürüz (ne, nasıl, niye, yok ya görüşmeyiz, hopp amcaaa…)
    -dıt dıt dıt

  • cuma günleri bilişim sektörü için "read only" günüdür.

    sen kodunu cuma günü canlı bir sisteme entegre etme riskini alıyorsan, sonuçlarına da katlanırsın.

  • fatih terim hocamızın az önceki basın toplantısında kurduğu cümle. "beklediğim ancak boyutunu tahmin edemediğim sorunlar yaşandığını zaten daha önceden söyledim. oyuncuların buraya gelmeden önce hazırlanmasını beklerdim. şampiyonaya burada hazırlanılmaz. ülkece de bu turnuvaya hazırlanamadık. gruptaki son maçımızda ya biz bitti diyeceğiz bitecek, ya da biz bitti demeden bitmez diyeceğiz. böyle bir krizden fırsatı çıkarabilirsek, sonraki turda başka şeyleri konuşabiliriz." demiş tam olarak.

    hocam haklısın, son zamanlarda çok tembellik ettim, kondisyonum düşük. yarınki çek maçı öncesine kadar bir toparlamaya çalışayım ama kolay olmayacak. ben yedekte kalayım, 80 milyondan biri başlasın. ikinci yarı oyuna girerim.

    http://www.hurriyet.com.tr/…as-aciklamalar-40120051

  • haftaiçi off olup caddede gezinirken gördüğüm midpoint'u kırıntı'yı filan tıklım tıklım dolduran havalı güruh! kimsiniz olm siz? mirasyedi misiniz nesiniz? diye haykirmak istemisligim vardır benim de, evet.

  • nasıl olsa bana vurmaz diyerek her erkeğe kafasının estiği gibi vurmaması gerektiğini öğrenmiş kadındır. vurduğun adam da rus amk, allah'ın ayısı 250 gramın hatrına sana acır mı sandın. tokattan sonra ne güzel uslu uslu saçlarını düzeltip kalktı ama.

  • üretimi 2009 da son bulan türkiye'nin ilk ve son tekel viskisidir.
    prof. dr. turgut yazıcıoğlu' nun başında bulunduğu bir ekip tarafından1956 yılında gaziantep'te özel bakır imbikler yaptırılıyor. fransa'dan meşe fıçılar getirtiliyor. ülkemizdeki fıçı ustalarına fıçılar yaptırılıp gerekli ekipman ve hammadde sağlanarak ilk damıtım 1957 yılında ankara bira fabrikasında yapılıyor.
    islendirilmiş ve özel üretilmiş fıçılarda 6 yıl dinlendirildikten sonra viski tadım kavramı dünyada yokken iskoçya'dan uzmanlar getirilip bir heyet kuruluyor. kör tadım yapılıp sonucunda bir rapor yayınlanıyor. avrupa viskileri arasında orta klasmanda kendine yer buluyor.
    (heyetteki iskoçların tadım sonrası bu ne ya çok güzel bir içki ancak viski değil cümlesi uydurulmuş bir şehir efsanesidir)
    hiçbir zaman hakettiği değer bu içkiye verilmemiştir.
    2000 ' li yıllarda ki entrylerde bahsedilen bu ne yeahh böyle viski mi olur. gibi cümleleri abartılı buluyorum.
    tadının konyak tadına benzediğini kabul etmiş olsamda bu kesinlikle bir malt viskidir.
    tekel' in özelleştirilmesinden sonra da üretime son verilip bu topraklarda üretilen bir değerin yok olması sağlanmıştır.
    edit: imla