ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
belçim bilgin
-
müthiş kıskandığım kadın.
bunca yıllık hayatımda tek bir gün -bırakın desteği- yardım, torpil göremedim. hatunun kocası kıymet bilir bir adam vesselam. burnunu yaptırdı, efendim bkm'nin filminde oynattı, dizide başrole yerleştirdi, mehmet günsür'le, kıvanç tatlıtuğ'la, nejat işler'le oynattı, yetmedi monica belluci'yle aynı havayı soluttu.
herkese böyle güzel huylu bir koca ve belçim bilgin şansı diliyorum daha da konuşmam.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"komşudan gelen kısır tabağının "boş göndermek olmaz" denilerek kısır koyulup geri gönderilmesine kısır döngü denir."
erkan naldemirci
-
allah, kelam gibi dini sözler kullanıp 10 yaşındaki küçücük çocuğa tecavüz etmekten bahsediyor..hiç mi şaşmaz bu sözde müslüman insanlar be..bu ülkeyi bu hale getiren leş insan topluluğundan sadece biri..
kulak temizlerken gelen öksürük
-
sebebini açıklıyorum ama tabi çaylak olmamdan kelli bu kutsal bilgiyi okuyamayacaksınız. evet başlıyorum.
beyin sapımızdan çıkan 12 çift sinir vardır. bunlardan en uzun seyir göstereni nervus vagus dediğimiz sinirdir. duyusal ve parasempatik sisteme ait iletileri taşır. bu sinir dış kulak yolundaki küçük bir alanın duyusal inervasyonunu yapar. yani o alana gelen duyusal uyarıları beyne taşır. aynı zamanda toraks yani göğüs kafesinde de seyreder ve öksürüğe neden olan bir uyarı olduğunda beyne "abi ortam tozlu, dumanlı öksürsek mi" diye sorar. dolayısıyla dış kulak yolunda vagusun geçtiği ve duyusal inervasyonunu sağladığı alanı kulak çöpü ile kurcaladığınızda vagus uyarılır ve bu hareketi kaşınma olarak algıladığı gibi aynı zamanda öksürükle ilgili lifleri de uyarıldığı için öksürük refleksini harekete geçirir.
hem g.saray'ı hem milli takım'ı çalıştırabilirim
-
(bkz: hem galatasaray'ı hem milli takımı sömürebilirim)
sen önce bi milli takımı çalıştırabil de, bakarız.
not: milli takım taraftarı.
gestalt psikolojisi
-
gestalt psikolojisi, duyusal elementlerin birlesmesiyle yeni bir desen veya sekil olustugunu savunur. ogrenme konusuna iliskin gestalt psikolojisi alaninda yapilmis bir cok calisma var. bunlar arasinda psikoloji tarihine damgasini vuran en onemli deneyler, kohler'in maymunlarla yaptigi deneylerdir. kohler'e göre uyarıcılar arasındaki baglantilari birdenbire kendiliginden gorme yaşantısı, bir nevi icgoru ogrrenmesi var. deney ortaminda farkli esyalar ile birlikte 2-3 tane kasa, bir sopa bir de tepeye asilmis bir muz bulunuyor. maymun, ilk denemelerinde muza ulasma konusunda basarisiz oluyor ancak sonra, aniden iki kasayi ust uste koyup sopayla muza vurarak muzu aliyor. daha sonra ayni islemi tekrarladiginda ise hic hata yapmiyor. kohler'e gore, mevcut algisal organizasyondaki uyaricilarin tumuyle, gestalt ilkeleriyle uyumlu bir bicimde iliski kuruluyor ve problem, algisal alanin yeniden duzenlenmesiyle cozuluyor. yapilan bu calismalardaki ogrenmenin psikolojik cevreyi yapilandirdigi gorusu, bugunku bilissel psikoloji ve egitim psikolojisine temel olusturmustur.
kitap satın alma hastalığı
-
bir bagimlilik cesididir. hastamiz gosteris olsun ya da kutuphanede sik duruyor diye kitaba yatirim yapanlardan bircok noktada farkliliklar gosterir. oncelikle hasta kisi, kitabi sadece satin almaz, okur da. yalniz okuma ve edinme hizlari birbirlerine uyum gostermediginden, aradaki fark, yani okunmamis kitaplarin okunmuslara orani gitgide buyur. bu durumda hastaligin ilk etaplarinda bir hayiflanma sureci yasanir. sikayet edilir zamansizliktan, hicbirseye yetisemiyor olmaktan, daha okunacak aha su kadar kitap bulundugundan. zamanla bu durum kaniksanir, zira okunan ya da gozgezdirilen bir metinde, bir arkadas sohbetinde, ilgi duyulan bir konu, yazar, vs. ile karsilasildiginda hemen soluk kitapcida alinmakta ve evde biriktilmekte olan kitap sayisi gunbegun artmaktadir. bir gun gelir kitaplikta yarisi, dortte biri okunmus, hic okunmamis, ya da soylece bir goz atilmis kitaplar ustunde bir baski olusturmaya baslarlar. o zaman hastamiz bu gidise bir son vermek lazim der ve bagimliligi kontrol altina almaya calisir, fakat genelde cabalari beyhudedir. bir sure bagimlilik kontrol altina alinir, kutuphaneye dadanilir, odunc alinan kitaplarin teslim tarihi gelip catinca soluk en yakin kitabevinde alinir. buradan da anlasilacagi gibi kisinin derdi yalnizca okumak degil, okunan metinlere sahip olmak, yaninda bulunmak, bir gun birseye bakmasi icabettiginde elini atacagi kaynaklari yakin cevresinde bulabilmektir. boylelikle okunmamis kitaplardan ozur dilenip baris antlasmasi imzalandiktan sonra bir ferahlama donemi gelse de artan kitap sayisini kaldirmayan kitapliga yenilerini eklemek, evin orasina burasina konuslandirilmis kitap yiginlarini duzenlemek gibi mekana ve mobleye dair problemlerin peydahlanmasi yakindir. etrafla konu uzerindeki konusmalarinda ise savunmaci bir havaya burunur. kitapciya yollandigini soyledigi arkadasi, -e daha gecen gun almadin mi sunu bunu? dediginde - birader bu meyve sebze degil ki curusun, bittikce alinsin, teessuf ederim! gibi bir cikista bulunup kabarsa da icten icte, 'yahu hakli, hayallah, ama geldik iste simdi elim mecbur...' bir tane daha. neyse efendim, bilincli ve bagimliliginin farkinda olan hastamiz cesitli ruh hallerine bata cika kah okur kah kitap alir, bu is boylece gider. dilegimiz gun gelip de okunmamis kitaplarin agirligi altinda ezilen hastamizin, 'ben bu kitaplari simdi baslasam omrumun sonuna kadar bitiremem' hesabi yapip okumayi topyekun birakmamasidir.
metroda gördüğü her şeye aforizma yazan adam
-
maalesef benim arkadaşımdır ve facebook haber kaynağından soğumama neden olmuştur. arkadaşlarımdan çıkarmadım ama takip etmeyerek kurtuldum bu işkenceden. bunlar ne lan ?
http://i.imgur.com/neb05ue.jpg?1
http://i.imgur.com/8vrgwsg.jpg?1
http://i.imgur.com/qnkeare.jpg?1
http://i.imgur.com/a2rfrh1.jpg?1
http://i.imgur.com/gpesxwn.jpg?1
http://i.imgur.com/8r0bnjx.jpg?1
debe editi : madem ki başlık debeye girmiş , o zaman metro harici aforizmaları da ekleyelim teşekkür niyetine. uçan kamyona özellikle dikkat ama , uçan kamyonu nerden buldun be mübarek , nasıl bi kafa aforizma yazdırdı uçan kamyona ?
uçan kamyon
milli piyango bileti
ağaç
solmuş çiçekler
kurumuş dallar
türk filmi replikleri
-
+ ne bağrıyonuz lan dükkanımın orta yerinde?
- sen garışma lan! biz ali rıza denen pezevengi arıyoruz.
8 mayıs 2015'te gelen edit: nur içinde yat zeki alasya...
ebru gündeş
-
az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.
kendisine buradan sormak istiyorum:
ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?
ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?
ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.
siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.
son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.
masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.
funda özkalyoncuoğlu'nun kitap özetleri
29 ağustos 2021 cafede gelen hesap
-
24 bardak çayın 228 lira tutması dışında ciddi bi problem göremediğim hesap. kim içti lan o kadar çayı ?
canan karatay'ın meslekten 15 gün men edilmesi
-
eğer dedikodu gerçekse, hadi protein ve yağınıda al git buralardan denmiştir. kadın en azından işlenmiş karbonhidrattan uzak durulması konusunda bir farkındalık yarattı ülkede. sırf bu yüzden bile saygı duyulmalı kendisine.