hesabın var mı? giriş yap

  • adini fransa'da orne sehri yakinlarindaki soligny-la-trappe nahiyesinde bulunan la trappe manastirindan almistir.

    trappist adiyla bilinen bu kesisler, zamaninda cistercian tarikati reform gecirirken, bircok noktanin fazla gevsetildigine kanaat getirerek, eski ve agir kurallara bagliliklarini korumus, bu sayede ayri ve daha kati bir cistercian tarikati kolu durumuna gelmislerdir.

    (bkz: strict observance)

  • evde erkek varken kadının doğurması.

    edit: baslik basa kalmis.
    ilk entryde bir erkek kisi hanim arkadasi ile yemege cikmis. erkek garson siparis almaya gelince, masadaki hanim kizimiz siparisini vermis, bizim erkek kiside dosemis entry. aklimda boyle kalmis.

  • gezi parkı ile ilgili son konuşmasını gözlerim gördü, kulaklarım işitti ama bir türlü inanamadım. yıllardır programıyla sabahladığım hınzır, aykırı, cesur, muhalif adam bu değilmiş heralde; ya ben çok yanlış anlamışım ya da kendisi haysiyet kavramını belli bir menfaat karşılığı askıya almış. düşünebildiğim en iyi ihtimal çocuğu ile tehdit edilmiş olması. para karşılığı satılma olasılığını düşünmek gençliğime ihanet olur.

    gelelim %0 ihtimal veriyor olsam da, gerçekten dediklerine yürekten inanıyor olabilmesine, veya kendini bunlara inandırmış olabilme ihtimaline..

    sevgili okan, "hava güzeldi", "tek sebep bu" demişsin.. 31 mayıs cuma akşamı ben arkadaşlarla teras partisindeydim, hava da güzeldi evet. çok eğleniyorduk, mangal + içki + kızlar anlarsın. hiçbir kuvvet beni oradan alamazdı o gece, keyfim yerindeydi; ta ki facebooka girene kadar... taksimde oturma eylemi yapan insanların kafasının gaz kapsülü ile patlatıldığını, tomalar ile havada takla attırıldığını, böcek muamelesi yapıldığını gördüm. gözlerim doldu, sinirden nefesim kesildi, yerimde duramaz oldum, fırladım. insanlar nasıl başka insanları bu kadar kolay yaralayabilirdi? orada göz göre göre demokrasi katliamı yapılırken, benim ve herkesin konuşma özgürlüğünü savunan insanların öldürülmesini nasıl evde oturarak izleyebilirdim? biramı yudumlamaya devam etsem çocuğuma ne diyecektim, nasıl yüzüne bakacaktım ileride? sen nasıl bakacaksın? ona da mı palavra sıkacaksın? eğlenmeye gidiyorlar demişsin, oraya her gidişimde başıma bişey gelirse diye aileme yazdığım notu çalışma masamın üstünde bıraktığımı biliyor musun?

    "ne sizden ne onlardanım, tarafısızım" demişsin.. burada taraf yok okan, yanlışa yanlış diyebilmek var. sen yanlışa yanlış diyemediğin için tarafsın.

    sen mi çok iyi oyuncuydun bu anarşist muhalif adamı oynarken, yoksa biz mi çocuktuk o zamanlar?

    edit: http://www.youtube.com/watch?v=nbuje8kto-i

  • bir paylaşımında "kadınlarımız" ifadesi geçiyor diye zülfü livaneli'yi linç eden, çoğunluğu feministlerden oluşan kesimdir.

    gerekçe şu:

    "neden 'kadınlarımız' deyip sahiplik ifadesi belirtiyorsun?"

    "biz, kimsenin bir şeyi değiliz."

    "sadece 'kadınlar' diyeceksin."

    hiç beklemediği bu tepki karşısında adamcağız şu açıklamayı yapmak zorunda kalmış:

    -----
    beyinlerdeki hastalık korkunç düzeyde. bazı kadınlar korkunç cinayetleri unutmuş, “kadınlarımız” dememi eleştiriyor. peki , çocuklarımız, yurttaşlarımız, yoldaşlarımız , işçilerimiz de demeyelim. kadınlarımız diyen nazım hikmet’i de sansürleyelim. oldu mu?

    peki bu kadar soğukkanlı biçimde davrandığınız öldürülen, yakılan kadınlar için öneriniz ne? kadınlarımız’ı kadınlar’a çevirmek mi?

    sahiplenmek ile sahip çıkmak iki ayrı kavram.
    -----

    "kadınlarımız"lı paylaşım
    açıklama

    neden bu ülkenin hiçbir şeyi normal değil?

  • felsefe sınawı :
    -"nasıl olsa kader yok mu, felsefe ne işime yarayacak diyen birine felsefeyi nasıl savunurdunuz?"
    maniaque: savunmazdım , birakirdım allahından bulsun...
    sonuc: 11/100

  • uzun bir aradan sonra diziye tekrar başladığımda fark ettiğim ayrıntı.

    polatın gerçek kimliği, aslında 3. kişilerce hep biliniyordu. buna göre aslan akbey ya büyük bir yalancı veya hain olabileceği ihtimali hiç de yok değil.

    bilmeyenler için önce özet:
    mafyayı çökertmek amacıyla, kgt ajanı ali candan'a öldü süsü verilip polat alemdar'a dönüştürülmüş ve polatın gerçek kimliğini bilen, duran emmi ve hatta estetik ameliyata giren doktorlar dahil herkes aslan akbey tarafından öldürülmüş, aslan akbey'de polat'a; senin ali kimliğini bilen sadece sen ve ben varız demişti.

    lakin bunun yalan olduğu ilk bölümlerdeki ip uclarından anlaşılıyor. zira;

    tespit:
    1-) bilindiği üzere 1. bölümde aslan akbey'e şifreli bir posta geliyor, aslan şifreyi çözdüğünde ise " operasyon hedef kurtlar vadisi" cümlesi çıkıyordu. bu andan itibaren aslan ali'yi anavatana geri çağırıyor ve kurtlar vadisi operasyonunu başlatıyordu. yani operasyonu başlatan aslan akbey değil. (sakin olun doğu esrefoğlu da değil, açıklayacağım)

    2-) ali candan ameliyat sonrası polat alemdar olduğunda, aslan akbey'e (2 veya 3. bölümde) kitap kapağının içinde yine şifreli bir posta geliyor. bu sefer ise aslan akbey'e, polatı süleyman çakırın yanına yerleştirmesi gerektiğini söylüyordu. ( çakırın fotoğrafları falan çıkıyor). yani operasyonu başlatan 3. kişi operasyonda izlenecek yolu da bizzat gösteriyor. aslan akbey sadece bir icracı. bu andan sonra polat, bir şekilde çakırın yanında yer ediniyor ve yükselmeye başlıyorlar.

    3-) dolayısıyla operasyonu başlatan da, yöntemi söyleyen de, aslan değil bir başkası ve polatın gerçek kimliğini biliyor. çünkü polat ve çakır tanıştıktan kısa bir süre sonra ortak oluyorlar ve gazetelerde boy boy fotoğrafları çıkıyor. yani operasyonun yöntemini söyleyen adam eğer aptal değilse, polat'ın aslanın ajanı olduğunu sırf bu sebeple bile anlaması işten değil.

    4-) doğu eşrefoğlu operasyonu başlatan isim değil. hatta operasyonun başladığından bile haberi yok. şöyle ki;
    - dizi esnasında aslan akbey ile defalarca bir araya gelseler de, operasyonun asla sözü geçmiyor.
    - doğu eşrefoğlu; operasyon başladıktan çok sonra, aslan akbey ölünce kgt raporlarına ulaşıyor ve ali candan'ın öldüğünü, bir ajana estetik ameliyat yapıldığını ve yapan doktorların da öldüğünü ancak öğreniyor ve operasyonun çoktan başladığını ancak o an farkediyor.
    - eğer doğu bey operasyonu başlatan isim olsa, belki ali candan'ı bilmese bile polatın ajan olduğunu bilmesi gerekirdi fakat polatın ajan olduğunu ancak polat kendisine silah çekince ve kendi itiraf edince öğreniyor. dolayısıyla operasyonu planladığını söyleyen doğu herşeyden habersiz.

    5- doğu beyin, aslanın ölümü sonrası, olup biteni görmesi ve aslana hitaben; "aslan değil çakal bu" demesi de buna en büyük gösterge.

    yani anlaşıldığı üzere aslan akbey 3. kişiler hesabına çalışmakta ve bunlardan emir almakta.
    polata; "cesursun ama safsın çok güvenmişsin aslana" diyen pala anlaşılan haklıymış.

    edit: bazı arkadaşlar hala o kişinin doğu eşrefoğlu olduğunu söylüyor. hayır beyler. doğu beki polatın ali kimliğini bilmiyordur fakat dediğim gibi, eğer doğu bey bu emirleri gönderdiyse ve polatı çakırın yanına yerleştir dediyse, çakırın yanında parlayan, alemin hiç görmediği bu yabancı delikanlının, "aha bu bizim aslanın ajanı" demesi en azından tahmin etmesi lazım. lakin doğu bey'in böyle bir ne bilgisi ne de tahmini var. hatta bir defasında polat ve doğu bey konuşurken, doğu bey polat'a: "seni kim yetiştirdi?" diye soruyor polatta sokaklar diyor. bunun üzerine sokaklarda yetişilmez ölünür diye cevap veriyor. yani doğu polatın ajan olduğunu bilmiyor, polatın vatan millet laflarının dikkatini çekmesi üzerine şaşırıp, polatı zarflıyor.

    edit2: herkes operasyonu doğu beyin planladığını yazıyor. evet arkadaşlar bende planlamadı demiyorum ama operasyonu başlatan da, hangi yöntemle olacağına da başkası karar vermiş. yani doğu bey operasyonun ne zaman başlayacağını, kime başlayacığını, kimin yöneteceğini bilmiyor. sadece bir zamanlar böyle bir proje ortaya atmış. zira doğu bey, ancak polat herşeyi anlattıktan sonra "ulan bu benim proje amk" diye düşünüp kurtlar vadisini ben planlamıştım falan diyor.

    edit 3 ve yeni tespit. bir çok yazarında uyarılarıyla yeni bir olay farkettim. aslan akbey tapınakçalara çalışıyor ve aslanı öldüren tapınakçılar.

    aslan operasyon emrini tapınakçılardan alıp operasyonu başlatıyor ve polatı çakırın yanına koyuyor. tapınakçılar polatın, kgt ajanı olduğunu biliyor ama gerçek kimliğini bilmiyor. ( karahanlının oğlunu da tapınakçılar kaçırtmış olabilir ama operasyondakinin karahanlının oğlu olup olmadığını bilmiyorlar). bu yüzden aslanı sorguya çekip elindeki belgeleri açıkla diyorlar. (aslanı sorguya çeken mito'nun konseye, tapınakçılara çalıştığı zaten malum). burada amaç polatın karahanlının oğlu olup olmadığını öğrenmek.
    sonuç olarak, aslan tapınakçıların emriyle operasyonu başlatıp, dikbaşlılık ettiğinden(sonuçta kendisi avrasyacı bir ideolojiye sahip) ve hatta tapınakçıların bombayla öldürmek istediği karahanlıyı kurtardığından onlar tarafından da öldürülüyor.
    tapınakçılar, polata boşuna demiyor; "seni tüm hayatın boyunca izliyorduk", " babana kurdurduğumuzu sana yıktırmak için biz yetiştirdik vs."
    yani aslanın kardeşi, karahanlı tarafından öldürülünce(yanlışlıkla)aslan intikam almak istiyor. bu sırada tapınakçılarla temas etmiş olacak ki, onların talebiyle efeyi kaçırıyor. (dizide ne diyorlardı, intikam isteyene fırsat en büyük vaattir.) zamanı geldiğinde(karahanlının 1. mart teskeresini geçirememesi ve artık gitmesi gerektiği) tapınakçılar emir gönderiyor ve aslan, doğu beyin projesini araklayıp, tapınakçıların emriyle, operasyonu doğudan bile habersiz başlatıyor. sonrası malum..

    doğu eşrefoğlu'nun, polatın karahanlının oğlu olduğunu öğrendiğinde bu kadar şok yaşaması ve sinirlenmesi (adam kendini kaybetti) tam bu dönemde tapınakçılar konusunun işlenmesi ve dahi doğunun tapınakçılar tarafından öldürülmesi de bu yüzden.

  • çok doğru bir açıklama. çünkü gece klubü denilen yerin tadı en çok 50 yaşlarında çıkar wtf?

    kardeş ben 22 yaşında üniversiteyi bitirmiş, işime güce bakıyordum. sanki bana 15 lik kızdan bahsediyor..

  • beleşe yüzlerce entry yazıp sedet'e ev, araba aldıran, apartman diktiren sözlük yazarlarının zoruna gitmiş ilan. tatlımsınız hepiniz.

  • web sayfasinda "harem kalkis saati" ve "üsküdar kalkis saati" tablosu da var, ama saatler henüz konmamis. öyle tek basina yürümek yok yani, dag başi mi lan burasi!! 15-20 kisi toplanacak, saati geldiginde hep beraber yürünecek.

    (bkz: metrofoot)

  • antalya- frankfurt seferi yas 11
    en onde tek basina uncompanied minor pozisyonu. hostesin gelip "sizi pilot bey kabine cagiriyor" demesi. gidince pilotun "sen x in kizi misin bakayim" diyerek babamla anilarini anlatmaya baslamasi.
    ardindan "yapmak istedigin bisey var mi bakalim" diye sorup "sarki soylemek isterim" cevabini almasi. yolcularin kafa ustundeki ses zimbirtilarini acarak almanca ingilizce turkce beni anons etmesiyle- mikrofonu kapmam. ilk once egil salkim sogut egil, sonra sevdigine sozu olan bir kilim dokur, ardindan beni hor gorme gardasim icra edilmesi. ucuncuden sonra pilotun "sen istersen yerine gec artik" diyerek beni kibarca yallahlamasi.

    gelen mesajlara yonelik edit: babam unlu munlu degil. pilot beyle ayni kahveye takiliyorlarmis.

  • tembeldir (ama tek kelime harekete geçmesini sağlayabilir), inatçıdır (ama hatalıysa özür dileyebilir), ağzı çok iyi laf yapar (ama söyleyecek şey bulamadığı zamanlar da olur), sanata yatkındır (ama inat edince yapıtını göstermez), gösteriş meraklısıdır (göstereceği şey genelde görmeye değerdir), tutarsızdır (ama denge kurmaya çalışır), gıcıklık yapma yetisi çok gelişmiştir (ama sevilebilir)...