hesabın var mı? giriş yap

  • - daha kimin yaptığı belli bile olmadan "kesin müslümanlar yeaa, biriş dini islim" cılar. check.

    - daha geçen gün oradaydım cılar, check.

    - siz ortadoğuda yaparken iyiydiciler, check.

    - siyasi iklimden kıyas yapan şuku dilencileri, check.

    - mal mal espri kasan ergenler, check.

    - check listesi yapan dallamalar (bu ben oluyorum), check.

    hmmm. sözlük sağlam, çalışır durumda. sıkıntı yok dürüm reyiz. las vegastan uzak dur bugünlerde yeter.

  • kadınların cadı diye yakıldığı ortaçağ karanlığından 500 yıl sonra ortadoğu bataklığında yaşanmış bir olayın nesnesi olmuş zavallı kadın.

  • kayıt için falan anneniz ya da babanız yanınızda gelirse ondan utanıp iki metre önünden yürümeyin, suratınızı asmayın. farkedilirse hem siz çok komik bir duruma düşersiniz hem de onlar çok üzülür. o iki metre önden yürüdüğünüz üniversite yollarına onların desteğiyle geldiğinizi de unutmayın sakın. tamam mı çocuklarım.. hadi öptüm yanaklarınızdan.

  • ya ne cehennemi babacım adam diyor ki ortada veri yok. musa asayı vurmuş kızıldeniz'i ikiye ayırmış arkasından gelen firavun ordusu suların altında kalmış, ama her şeyin kaydını tutan mısırlıların böyle bir, aniden ortadan kaybolan binlerce kişilik ordu, diye bir kaydı yok. yani bütün bu mucizeler milyarlarca yıllık geçmişin sadece 3-4 bin yıllarında gerçekleşiyor ve sonra bitiyor ne hikmetse diyor.

    özeti bu. ayrıca birkaç kez gördüm “inkar etmek” diye. ya arkadaş sen kendi inandığın şeyi ne kadar önemsiyorsun öyle ya. yani böyle bir mantık olabilir mi? bu mantığa göre sen de noel baba gerçeğini “inkar” ediyosun.

    kibre bak heriflerde. inanan doğru yolda inanmayan yanlış yolda değil, doğruyu inkarda. he amk senin ana babadan nesilden nesile aktarılan peri masalına inanmadı diye gerçeği inkar ediyor oluyor he. bu kadar kolaya kaçmayın.

  • konservatuvarda lisans ve lisansüstü olmak üzere 8 senesini geçirmiş bir insan olarak şöyle söyleyeyim, bilal'e anlatır gibi anlatayım hatta; bir şan öğrencisi iki senesi hazırlık olmak üzere 6 sene eğitim görür. hatta bizim okulda (bkz: istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı) hazırlık sınıfında kalırsan direkt okuldan atılmak gibi bir durum söz konusuydu. bilmem bu diğer konservatuvarlarda da böyle mi ama önemli değil, önemli olan bu 6 sene boyunca verilen emeğin ne kadar büyük olduğu. bir nevi tıp eğitimi gibi değil mi? ama tıp okuyorsan ouuuvv, şan okuyorsan "e nolmuş canım herkes yapabilir!". yani konuyla alakasız, opera şan tekniğinden tamamen bihaber amatör bir koro gidip puccini'nin efsanevi la boheme operasında koro olarak yer alabilir. yaav he he...

    buna ne denir biliyor musunuz? emek hırsızlığı! peki neden biliyor musunuz? işte bu gibi rezillikler yüzünden şan bölümünde 6 senelik başarılı bir eğitimden sonra para kazanmak için kitapçıda çalışmak zorunda kalan arkadaşım var benim! adam çok da iyi bir bariton ama bu rezil ülkede, bu rezil şartlar altında iş bilmeyenin iş bilenin emeğini ve hakkını gasp etmesi yüzünden işini yapamıyor...

    bence aranıza serdar ortaç'ı da alın. ne de olsa müzikte sadece 7 nota var...

  • yağmur veya kar sonrası çatıdan zemine kadar uzatılması gereken gider borusunun belli belirsiz bir yükseklikte yeterli görülüp o noktadan sonra suyun şelale gibi aşağıya dökülmesi.

    ulan zaten 4 katlı binanın 2. katına kadar indirmişsin boruyu, oradan sonra ne salıyorsun bütün suyu foşur diye aşağı? kaç para ulan 4 metre boru? bu pinti ve medeniyetsiz mal sahipleri yüzünden mayın tarlasında yürür gibi yürüyor insanlar.

  • cehalet başka birşeydir, herkes her şeyi bilecek veya anlayacak diye bir şey yok, bunda kınanacak bir şey de yok, ama hayatta kalabilmek için her insana bahşedilmiş bir muhakeme kabiliyeti herkeste vardır.

    gelin sokrates usulü bir tartışma yapalım

    ortada 3 tane taraf var
    - devlet
    - emeklilik şirketi
    - birey

    bunların üçünün birden kazandığı bir sistem olabilir mi ya da sürdürülebilir mi?

    olamaz diyorsanız bu yukarıda yazdığım 3 tarafı kazanması muhtemel olanlar ve kaybetmesi muhtemel olanlar diye ayırın, cevabı bulacaksınız.

  • zannedersin roman veya film senaryosu yazmış da onu çalmış amk. altı üstü 10 sn google araştırmasıyla bulunacak bir bilgi vermiş.

    rezalet puanı: 0.5/10

  • hızlı giden dolmuşa yavaş gider misiniz dedikten sonra gelen " istiyorsan inebilirsin" cevabı bunun temel taşıdır.

  • yaklaşık 8 saat sarj süresi, 16 saat kullanım süremiz olması.

    nokia 3310 2 saatlik sarj süresi, kullanım performansına bağlı olarak da aşağı yukarı 48-72 saat kullanım süresi ile insandan çok daha mükemmel bir yaratık bence. bu ne biçim kusursuz tasarım olm?