hesabın var mı? giriş yap

  • zil çalmış, hoca sınıfa girmiştir, arkadaş geç de olsa sınıfa dalar...
    -nerdesin olm sen?
    -şeyy hocam tuvaletteydim
    -zili duymadın mı be!
    -duydum hocam
    -eee nie gelmiyosun kaç saat oldu bıdıbıdı
    -e hocam yarım mı bıraksaydım!
    -!?**?!*

  • yapmadığım aciklama.ben ailemden sadece abime soyledim bosanacagimi.yolunda gitmedigini.anne baba iyi gidiyor saniyordu.ki zaten yeni evliydik.bosanmaya karar verdik.bi dilekce yazdik beraber.gittik adliyeye cok sira vardi 2 3 ay sonrasina gun veririz dediler.bi tanidik ilçeye gidin diye akil verdi.ilce adliyesine gittik.biz sizi ararız dediler.ciktik adliyeden 2 saat sonra aradilar yarin davaniz var diye.gittik.4 dakika sürdü dava.bosandik.o gece oturup içtik beraber.ertesi gun isten dönünce birkac ozel esyami bi koliye koydum.kiyafetlerimi bavula doldurdum.gece eve gelmesini bekledim.geldi son bi ayak ustu konusup ayrıldım evden.gece 2 gibi babamlara gittim.bilirim uyumaz babam o saatte.zile basmadim cepten aradim kapiyi ac diye.noldu olğum diyor.baba ac kapidayim dedim.acti valiz ve koliyle gorunce dondu kaldi kapida.ne oldu yavrum dedi.bosandik baba dedim.bisey diyemedi.bos bos bakti yuzume.oluyor oğlum bunlar, insanin basina hersey geliyor hayatta, uzme kendini gec iceri dedi :) baska bisey sormadi.yatagini ust kattaki ogrencilere vermistik yarin gideyim yeni yatak alayim sana dedi.gozlerim doldu :) eskiden hep sorunlu bi iliskimiz vardi babamla.o an orada cozduk tum sorunlari.salonda yatak hazirladik bana.uyudum.aylar sonra en guzel uykumdu.gozumu actigimda annemle konusuyorlar.annem oyle sacmalik mi olur ? esek basimiyiz biz ? konusulsaydi bi yol bulunurdu, o kadar masraf yapti esyalar aldi vs diyor.babam diyor ki s.kerim esyasini malini parasini.cocuga bisey sorma.sikma cocugu.gecinebilseler zaten ayrılmazlardi.dedim baba sen nasil bi adammissin yahu ! ailenin kiymetini bilin dostlar.herkes gidiyor onlar kaliyor yaninizda.

  • geçenlerde, internette gezinirken gözüme takılan ve okuyup araştırdığımda da'' vay be'' dediğim olay.
    diğer bir adı ise suni yağış ,yani havanın insan eliyle değiştirilmesi olayı.biraz daha açacak olursak şöyle başlayabiliriz.

    çoğu zaman mevsimlerdeki anormal değişiklikler insanları etkilemişlerdir .işte bu etki kuraklık zamanlarında daha fazla görülmüştür.çünkü her canlı gibi bizimde besin maddelerine ve suya ihtiyacımız vardır.bundan mütevellit insanoğluda evrimin kendine verdiği gelişmiş aklı kullanıp ,hava olaylarını kendi lehine çevirmeye çalışmıştır.bunu ilk olarak vincent schaefer ve ırving langmuir adlı kişiler(1940'lı yılların sonuna kadar) bulutları tohumlamak için uçaktan, ezilmiş kuru buz (katı co2) parçacıkları attılar.

    1947'de bernard vonnegut adlı kişi ise, gümüş iyodürü bulut tohumlama işleminde kullandı. gümüş iyodür, buz kristaline benzer bir kristal yapısına sahip olduğu için -4°c ve daha düşük sıcaklıklarda etkili bir buz çekirdeği olarak hizmet eder. gümüş iyodürü kullanmak, kuru buzdan daha kolaydır . çünkü bir uçağın kanadından çıkan veya yer yüzeyindeki kaynaklardan çıkan yanıcı maddelerden buluta taşınabilir. diğer maddeler örneğin kurşun iyodür ve bakır sülfür de etkili buz çekirdeği olmasına rağmen, gümüş iyodür bulut tohumlama işlemlerinde en yaygın olarak kullanılmaktadır.

    gelelim nasıl çalıştığına:

    bulutta yağmur damlalarının oluşması bergeron— findeisen teorisine göre şekillenmektedir. bu teoriye göre, buz kristalleri olmadan yağış olmaz. ancak daha sonra yapılan araştırmalar bazı bulutlarda buz kristalleri olmadan da yağış meydana geldiğini ortaya koymuştur. bu tip yağışlar daha çok okyanus üzerinde oluşan kümülüs tipi bulutlarda meydana gelmektedir. bergeron ve findesien buz kristallerinin yağışın ettiklerini şöyle açıklamaktadırlar; içinde buz bulunan, bir de su bulunan ayrı iki ortam düşünelim. her iki ortamda da sıcaklık aynı olsun. buzun buhar basıncı, suyun buhar basıncından daha azdır. aynı ortamda su ve buz bulunması durumunda buza göre havanın nemi %100 doymuş halde iken, suya göre doymamıştır. bunun bir neticesi olarak su için yoğunlaşma henüz başlamamasına rağmen buz kristalleri üzerinde yoğunlaşma devam eder. buz kristalleri büyümeye devam ettikçe bulut damlacıkları da buharlaşmaya başlar. böylece büyüyen kristaller aşağıya düşmeye başlar. düşerken diğerleriyle birleşerek daha iri bir hal alırlar. eğer düşme esnasında bulutun altındaki hava bu buzu eritecek kadar ılıksa, onlar yere yağmur olarak, eğer o kadar ılık değilse dolu veya kar olarak düşer.yani buzlu bir bardağın etrafında havadaki su buharı nasıl yoğunlaşır veya buz dolaplarında buzlanma da havadaki su buharını hızlı bir şekilde dondurur.

    işte suni tohumlamada gümüş iyodür amonyum nitrat, kadmiyum iyodür, diğer higroskopik materyaller çekirdek vazifesi görmek üzere yağmur bulutuna püskürtülmektedir. bu durum havadaki su buharını hızlı bir şekilde yoğunlaştırır veya dondurur. en tesirli olanı ise gümüş iyodürdür. ancak bu maddelerin tesir derecesi sıcaklıkla değişir. örneğin, bir gram gümüş iyodürün oluşturduğu kristal sayısı -6 °c de 10 iken 14 °c de bu sayı 1010 ise çıkar. netice olarak suni tohumlama olabilmesi için öncelikle nem oranı yüksek bir bulutun mevcut olması ve bulut üstü sıcaklığın belli bir değere düşmesi gerekir.yani komplike bir durumdur rüzgar hızından tutunda her şey olayı etkileyebilir.tohumlamadan 15 dakika veya birkaç saat sonra yağış olabilir. orta şiddetle sağanak üreten yaz kümülüs bulutları ve alçak kış bulutları uygun tohumlama imkânı sunar.

    ayrıca bulut tohumlamada 3 yöntem vardır.
    1-statik bulut tohumlama : gümüş iyodür gibi kimyasal maddeleri bulutların içine yaymak
    2-dinamik bulut tohumlama: yerden dikey hava akımlarını artırarak bulutların daha fazla suyu yağmura çevirmek
    3-higroskopik (nem çeken) bulut tohumlama: bulutların alt kısımlarına patlayıcılar ve fişekler ile tuz dağıtmak.

    yağmur bombararı

    nasıl olduğuna dair şekil

    dünyada suni yağış/hava modifikasyonu kullanan ülkeler

    son söz:bu konu benim ilgimi çekmişti ,umarım sizde beğenirsiniz paylaşmak istedim.birde bu konu hakkında uzman değilim okuduğum bilgilerden derleme yaptım saygılarla.

  • ilk kimin aklına geldi bu yalan acaba ? adamı tebrik etmek lazım. bu kadar insana kendini inandırdı ve ülkede kötü olan her şeyi bu yalana bağlattı.

  • öncelikle,bu başlıktaki olumsuz entrylere inanmayın.herkes unutmanın ya da kendini bulmanın farklı bir seviyesinde çünkü.yolun yarısındakiler yolun sonunu bilmez.

    kilit soru:unutmak istiyor musunuz gerçekten? buna evet diyene kadar kendinizi zorlamayın.acıyı yaşayıp tüketin,yasınızı tutun.unutmayı gerçekten istemeye başladığınızda tebrikler,yolun en zor kısmını aştınız.bu kısımdan sonrası şöyle ilerleyecektir;

    tamamen unutana kadar ara ara nüksedecek,umutsuzluğa kapılacaksınız.acı bir gidip iki gelecek iki gidip bir gelecek böyle böyle tamamen yok olacak.birden kaybolmaz.

    umut etmeyi bırakmanız gerekecek.hiçbir şekilde olmayacağını kendinize yedirin.sindirin bunu.en ufak bir ümidiniz kalırsa bu içinizdeki aşkı sinsice taze tutar.hiç beklemediğiniz anda yüzünüze çarpar unutamadığınız ve sarsılırsınız.

    içinizde bir şey kalmamalı.bir şekilde her şeyi söyleyin ona ya da içinizde kalanları yazıya dökün,sanata dökün,müziğe dökün veya zaten dökmüş olanların eserlerine bakın.bunu yaptıkça rahatlattığını göreceksiniz.

    "it's a break up because it's broken."
    en temel gerçek şudur,gerçekten size göre bir şey olsaydı bu ilişki/aşk kesinlikle hayatınızdan gitmezdi.bir yolunu bulur yine olurdu.hayatınıza ya bir şeyleri değiştirmek ya da farkındalık kazandırmak için girmiş demek ki.her şey çok güzel olurdu falan demeyin o yüzden.

    sevmek sevilmek nedir ne değildir psikolojik kaynaklar aracılığıyla öğrenin ya da gözlem yapın.karar verin zaten çok geçmeden o eski ilişkiye bakıp sevmek/sevilmek bu değilmiş diyeceksiniz.

    kendinizi ve onu affedin.affetmemekle sonsuza kadar her gün hatırlamak ve öfkelenmek gibi bir bedel ödersiniz.ona ayılıp bayıldığınız için değil kendi canınızın sağlığı içinizin rahatlığı için tam da affedin onu.

    koyvermeyin.acının ilk ve en zor kısmı geçtikten sonra yasınızı tuttuktan sonra kararlı olun.sonra koyvermek alışkanlık haline gelir iyi olayım derken daha kötü olursunuz süreç uzar.

    aynı yollardan geçmiş,geçmekte olan insanlarla ve arkadaşlarınızla konuşun.yalnız olmadığınızı bilmek burada çok önemli.

    bir şeyler yapmak için mutlu olmayı beklemeyin.ne zamandır planladığınız istediğiniz bir şeyi yapmak için hatta cumartesi günü dışarı çıkmak arkadaşlarınızla takılmak için bile önce bunu yapacak kadar iyi hissetmeyi beklemeyin.enerjim yok içimden gelmiyor falan demeyin önce bir yerlere takılır bir şeyler yapar sonra iyi hissedersiniz.önce iyi hissedip sonra bir şeyler yapmak gibi bir şey yoktur.takılın gezin tozun planlar yapın muhabbetlere katılın.

    sırf yalnız kalmamak için hemen biriyle sevgili olmaya kalkmayın.onu unutana kadar değil de yalnızlığı sorun etmeyecek güce ulaşana kadar karşılaşacağınız,takıldığınız herkes yalnızlığı dindirmekten başka bir şey ifade etmez.çok daha kötüsünü ifade eder.sizin ona muhtaç olduğunu hisseden insan sizi yağmalar ve manipüle eder.diğer bir ihtimalle de siz onu yağmalar ve manipüle edersiniz.al sana mis gibi berbat ilişki.öylesine konuştuğunuz birileri olabilir ama hemen yeni bir sevgili yapmayın.siz bir insanı yaranızı sarmak için değil sadece o olduğu için sevmediğiniz,sevemediğiniz sürece zaten bunun ne anlamı var.intikam için böyle şeyler yapınca gerizekalı gibi gözükürsünüz.eski sevgilinizi üzmeyi başarırsınız belki ama kısa zamanda elinize yüzünüze bulaşır bu emin olun.

    sonuç olarak her şey az çok yoluna girmeye başladığında tek başınızayken de iyi hissedebildiğinizi farkedince (bkz: law of attraction) güzel şeyler zaten kaçınılmaz bir şekilde olacaktır.

    aklıma geldikçe arttıracağım yollardır.

    edit:artırdım.

  • ozellikle hukuk programlarında ve dıger temel bilimlerde abd nın dogu yakasının en buyuk sekız unıversıtesının basta cesitli spor dallarında yarısmak ıcın kurdugu bır topluluk. tabi asıl onemli olan fraternity ve diger gizli erkek topluluklarının cogu uyesi bu ivy league' e baglı unıversıtelerin birinde okumaktadır. her ne kadar bu bır bırlıktelık gıbı gozuksede bu unıversitelerin arasında inanilmaz boyutlara varan bir rekabet vardır, ozellikle cornell ve harvard'ın hukuk fakultelerı arasındaki ezeli rekabeti uyeler okullarını bıtırseler dahı surdurmektedır bunun nedenıde bu ıvy league dekı topluluk ve gruplasmalardan kaynaklanmaktadır. valilerden tutunda belediye baskanlarına kadar tum onde gelen bıreylerı , senatorleri hatta amerikan baskanlarını bunyelerinde bulundururlar.