hesabın var mı? giriş yap

  • anneye anlatır gibi anlatıyorum.

    2 çeşit nükleer reaksiyondan enerji elde edilir.

    fizyon ve füzyon.

    fizyon, izotopların parçalanması sonucu enerji açığa çıkarır, füzyon birleşmesi sonucu.

    uranyum, plutonyum gibi radyoaktif elementler ve izotoplarının fizyonu, yani parçalanması, klasik anlamda bildiğimiz nükleer santrallerdir.

    füzyon ise güneşte ya da hidrojen bombasında olduğu gibi yüksek sıcaklık ve basınç altında plazmaya dönüşen hidrojen izotoplarının birleşerek helyuma dönüşmesi ve bu sırada enerji açığa çıkarması reaksiyonuna denir.

    dünyadaki yaşamın kaynağı bu enerjidir. fizyona göre temiz ve çok daha güçlüdür.

    fakat füzyon gerçekleştirmek için çok yüksek ısı ve basınçlara ihtiyaç vardır. güneşte süregelen ve dünyamızın yakıtı füzyon, güneşin sıcaklığı kadar korkunç kütlesinden kaynaklanan muazzam yerçekiminin oluşturduğu basınç sayesinde mümkündür.

    insanoğlu şu ana kadar füzyonu kontrollü şekilde gerçekleştirememiş, hidrojen bombası gibi yapıcı değil yıkıcı amaçlarla kullanabilmiştir. çünkü ne reaksiyonun gerçekleştirilmesi için gerekli ısı ve basınç ne de reaksiyon sonrası açığa çıkan enerji kontrol edilebilir değildir.

    bu son gelişme ise bir süper mıknatıslama tekniği ve düzeneği sayesinde oluşturulan çekim kuvvetinin hidrojen izotoplarını plazma haline getirerek kontrollü füzyona olanak sağlaması hakkında. bu teknoloji geliştirildiğinde nispeten çok küçük, mobil ve çevre dostu reaktörlerde akılalmaz boyutlarda enerji üretilebilecek. yakıt olarak da tehlikeli radyoaktif elementler yerine hidrojen izotopları kullanılacak.

    üretilecek enerji yine ısı ve dolaylı yoldan elektrik enerjisi, ısınan suyun çevrimiyle jeneratörler döndürülecek, orda işin temelinde bir değişiklik yok. sadece çok daha ucuza, kolay ve temiz.

  • süper çizgi filmin süper karakteri. ayrıca yozlaşan değerler, aile yapısı, toplumsal yapıdaki değişiklikler üzerine eleştirel bir bakış olarak okunabilecek olan bir çizgi film. çocuksu düşler, aşkın o saf hali, beklentisi,tükenmezliği belki de en çok 8 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatılabilirdi. sabah tutkum.

  • 65 yaş üzeri kullanıcılar için getirmesi bedava ve “getirevlat” kodlu %10 indirim

    sağlık personeli için de aynı şekilde getirmesi bedava ve “minnettar” kodlu %10 indirim

    yapan uygulama. böyle ufak jestlerle mutlu oluyor insan.

  • işte o arkamızı döndüğümüz avrupa birliğinde böyle olayların yaşanmaması için çeşitli standartlar, bu standartları takip ve kontrol eden, rüşvet almayan çeşitli birimler, ve bu olaylar karşısında hatasını kabul eden yöneticiler vardır. önümüzü döndüğümüz birliklerde, örnek aldığımız arap ülkelerinde ise insan canının önemi yoktur. çünkü kaderdir, fıtrattır.

  • durum o kadar kötü hale geldi ki kendini göstermeye asla ilgi duymaz dediğim kadın arkadaşlarım bile kafayı yemiş durumda.

    dm'ye giriyorum. neredeyse hepsine online ya da beş on dakika önce aktifti yazıyor. yanlarına gidiyorum ellerinde sürekli instagram yukarı kaydırıp duruyorlar, sırf daha çok görünmek için her gün en az 3-5 tane story atıyorlar hatta filtreler yetmeyince birkaç tanesi gitti estetik oldu.

    geçen biriyle konuştum, instagram'a bir tane fotoğraf atmak için yüz tane fotoğraf çekiyorum sonra yarım saat uğraşıyorum güzel görünsün diye dedi. 300'den az beğeni alırsa da kaldırıyormuş fotoğrafını. şok oldum. psikolojisi normal kadın kalmayacak sanırım yakında.

    edit: dünden beri bu konuda bilimsel araştırmaları okuyorum. bilgi açısından buraya da eklemek istedim.

    instagram, facebook, twitter gibi kişinin kendisini ve yaşamını paylaştığı sosyal medya platformlarının en çok narsisizm üzerinde etkisi varmış.

    hem narsistler kendini daha çok paylaşıp başkalarının hayatını daha çok takip ediyormuş hem de bu platformların bu amaçla kullanımı narsisizmi de anlamlı bir biçimde artırıyormuş. tam bir bok çukuru.

    özellikle son yıllarda gençlerde görülen narsisizm düzeyi daha önce olmadığı kadar artmış.

    ben bu platformları sadece bilgi paylaşımı için kullanan kişilerin bu gruba dahil olmadığını düşünüyorum.

    ekşi sözlük'te de mesela iki grup insan var. normal kişiler sözlüğü bilgi, fikir ya da eğlence amaçlı paylaşım yapmak ve okumak için kullanıyor, narsistler ise daha çok kendini ve derdini anlatmak, ilgi çekmek, ekşi itiraf, anın fotoğrafı gibi başlıklara yazmak için kullanıyor. aynı şeyleri ekşi sözlük için de söylemek mümkün.

    birinin narsist eğilimlere sahip olup olmadığını anlamak eskisinden daha kolay artık. sosyal medya profiline bakıp az çok anlayabiliyorsunuz ne olduğunu. belki böyle bir faydası olmuştur instagram'ın*.

  • sanırsın en-cinnu diyarından gelen kötü bir ruhu hapsediyor; kem alametlere nişan olmuş ruhani varlıklara pıranga vuruyor ki bir daha dünyaya hiç çıkmasınlar...

    ...kavanoz kapağı kapatıyor yaa! içinde salça, hadi bilemedin turşu olan cam bir kavanozun kapağını.

    bu ne hırstır, ne gözü dönmüşlüktür anlamıyorum. bir kavanoz kapağını kendine namus meselesi yapmayı ise hiç kavrayamıyorum; sanki acı çekmeden açılan kavanoz kapakları törelerimize ters, kan davasına gebe objeler.

    hayır bir de daha sıkı kapatınca değişen bir şey yok ki? alırsın kavanozu, sonuna dek çevirirsin... en sonunda da şöyle yarım saniye sıkarsın içine hava almasın diye.

    bunun için kafadaki kılcak damarları çatlatmanın, spartalılar gibi manyaklaşmanın anlamı nedir allahasen...

  • evinde bile kamuflaj olsun diye koltuk döşemesinin artan kumaşından giyinen bir insanın evindedir.

  • hanımeli çiçeğinin kokusu, ve hatta tadı.

    çocukken ki bu bir yüzyıl öncesiydi, oturduğumuz yerde bahçeler filan vardı. bazı bahçelerde ve bizim bahçede bu hanımeli çiçeği açardı ve bayılırdım kokusuna. çiçek olgunlaşınca koparıp dibinden özünü emerdik. aman yarabbim o nasıl bir zevkti.

    bir kaç sene önce bütün gece arkadaşlarla takılmış, sabahın ilk ışıkları ile eve dönüyorum. durakta inip eve doğru gözlerim kapandı kapanacak şekilde yürürken, otoyol yolun kenarında bir koku hissettim. yemin ediyorum o kadar mutlu olduğun an çok azdır. uyku filan kalmadı. içim içime sığmadı bir anlığına. böyle içimden 3-5 saniyelik bir coşku seli geçti. bir kahkaha atasım geldi. sanırım çocukluğumu çok özlüyorum. belkide oturup ağlamalıydım o an.

  • rus 3000 kilometre menzilli anti-balistik füze erken uyarı radarı.

    adı konteyner olunca gemicilikle alakalı bir terim gibi duruyor ama değil. "durumu kontrol altında tutma" anlamında bir container bu. 2013'te prototip olarak sahaya sürülen ve rus ordusundan nato'ya bir şekilde* sızdırılan bilgilere göre çok beğenilen kabiliyetlere sahip bir ufuk ötesi radarı.

    ufuk ötesi radarları klasik radar'ın radar ufku ötesinde kalan alanı iyonosferi bir ayna gibi kullanarak görebilen çok uzun menzilli, yere sabit ve aşırı maliyetli sistemlerdir. 100 ve üstü sayıda anten kulesi yanyana inşa edililiyor. bunlar da kısa dalga sinyalleri troposfere atarak binlerce (bazen yüzbinlerce) km ötede uçan cisimleri saptayabiliyorlar. radar ölü alanı bırakmıyorlar ve balistik füzelerin kalkışı gibi hayati öneme sahip bilgileri edinmede çok avantaj sağlıyorlar.

    29b6 her biri 34 metrelik 144 anten kulesine sahip. bunlar 100 kilometre irtifada 3000 kilometrelik bir alanı tarayabiliyor. ilk sahaya sürüldüğünde natonun bunu soğuk savaş yıllarındaki hava keşfi uydu keşfi gibi yöntemlerle bulması belki on yıl alacakken çok beklenmeyen bir şekilde siviller tarafından keşfedilmiştir. hikayesi de şöyle ki amatör radyo istasyonları 9.2 ila 19.745 megahertz bandında gezinirken 2013 yılı sonbaharında ilginç bir puls yakalarlar. bu dalga kısa dalga bandının daha önce işaretlenmemiş bir noktasında seri aralıklarla saniyede 50 puls gibi korkunç bir tekrarda 14 megahertz aralığında çalışmaktadır. yok uydudur yok sputniktir yok israil atmosferde deney yapıyor derken evinin garajında oturup radyo bandı çeviren adamlar bunun ne olduğunu anlayamazlar. bir süre sonra bu aralığa ağaçkakan adını verirler. zira bandı saptayıp kulaklığı taktığınızda aynı seri bir şekilde ağaca girişen ağaçkakan gibi trrrrrrrrrrrr diye bir ses alınmaktadır. kendi forumlarında falan da uzun uzadıya teknik bilgilerine kadar bu şekilde yazarlar (sağolsunlar)

    bilahare spektrumda böylesi açıklanamayan bir husus tabii ki us eufor ve nato ncia sinyal istihbarat departmanlarının ilgisini çekiyor ve yeni bir rus erken uyarı radar platformuyla karşı karşıya olduklarını anlıyorlar. farklı ülkelerde senkronize çalışan iki radar alıcısının verilerini karşılaştırarak ortalama bir gps haritasında koordinat çıkartıyorlar ve radar alıcılarının yerini kısa bir arazi gezintisi ile googlemapste görebiliyoruz. şunu da aklınızdan çıkarmayın,francis gary powers u2'siyle sizin ekran başından böyle görebildiğiniz netliğin çeyreği kadar casus hava fotoğrafı çekebilmek için 1960'ta g.tüne füzeler yedi stratosferden paraşütle atladı sovyetlerde yıllarca hapis yattı, dünya nükleer savaşın eşiğine geldi falan. şimdi ise durum böyle, evinin garajında ham radyo ile uğraşan adamlarla ofisinde googlemaps inceleyen biri çok gizli tasnifli düşman istihbaratını elde edebiliyor.

    o kadar da değil, hattın alıcı sigint işlem merkezi de açıklayamayacağım bir yöntemle bulundu. o da burada

    google maps ile askeri istihbarata hoşgeldiniz. cetveli gönyeyi koyarsanız radar 240 baş* ile güney ucu varşova kuzey ucu norveç bodo arası bir alanı tarıyor. yani ruslar en modern array radarlarını oraya çevirdiklerine göre, o yaklaşma noktasından balistik füze bekliyorlar. o hattın tam ortasında da baltık kuzey denizi norveç açıkları var. büyük ihtimalle anti-denizaltı slbm kabiliyeti geliştirmeye çalışıyor diyebiliriz putin reyiz.

    radar platformunun ayrıntılı dökümü ve teknik tasnif dışı bilgileri (rusça) burada