hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    ilk black panther filmi benim en sevdiğim marvel cinematic universe filmlerinden biri. yönetmenliğini, hikayesini, oyunculuklarını, atmosferini gerçekten çok seviyorum. bireysel olarak başarısının yanında evrene kattığı şeylerle de ön plan bir filmdi. özellikle yönetmen ryan coogler, her marvel okuyucusunun perdede görmeyi çok istediği o mükemmel wakanda'yı yaşayan, nefes alan bir şekilde, sokaklarında dolaşıyormuşçasına gerçek biçimde yansıtmayı başarmıştı. film hem eleştirmenler tarafından çok beğenilmiş, hem de seyirci tarafından bir kültürel fenomene dönüştürülmüştü. avengers: ınfinity war ve avengers: endgame öncesi yaptığı 1.3 milyon dolarlık gişesi ile birlikte black panther en büyük marvel markalarından biriydi artık. iki avengers filminin ardından gözler ikinci filmdeydi ve üzücü haber geldi.

    chadwick boseman 2020 yılında 43 yaşında kolon kanserinden hayatını kaybetti. haber hollywood'da bomba etkisi yarattı. t'challa rolü ile en sonunda çıkışını yakalayan boseman, önünde çok güzel bir kariyer varken bu hastalığa yenilmişti. captain america: civil war'un çekimleri ardından kendisine hastalığın teşhisi konmuştu. black panther, avengers: ınfinity war ve avengers: endgame çekimlerinde hastalıkla mücadele ediyordu ama hastalığın işinin önünce geçmesine izin vermemişti. boseman'ın ölümünün üzerinden belli bir süre geçtikten sonra akıllara elbette bir soru geldi; şimdi ne olacak ? ikinci film iptal mi edilecek ? karakter recast mı edilecek ? yoksa o olmadan mı devam edilecek ?

    kevin feige, black panther'in devam filmi olan black panther: wakanda forever'ın ryan coogler'ın yönetmenliğinde t'challa rolünün recast edilmeden çekileceğini duyurdu. tabii ki bu karar interneti ikiye böldü. bir kısım recast edilmesi gerektiğini zira t'challa'nın karakter olarak bir kesim için çok önemli olduğunun ve hikayesinin anlatılması gerektiğini düşündü. diğer kısım ise chadwick boseman'a duyulması gereken saygıdan ötürü recast edilmemesinin daha doğru olduğunu ve black panther'in hikayesinin t'challa olmadan da anlatılabileceğine inandı. şahsen filmi yapan insanların duygusal durumları ne gerektiriyorsa onun yapılması gerektiğini düşündüm hep. duygusal anlamda recast etmemek daha doğru hissettirdiyse doğru karar verilmiş demekti benim için.

    wakanda forever filmini bu duygusal yüklerden arındırılmış şekilde izlemek ve değerlendirmek pek mümkün değil açıkçası. zira film karakter olarak t'challa'nın da ölümü ile birlikte chadwick boseman'a karşı çok büyük bir saygı duruşu niteliğinde. t'challa fiziksel olarak filmde yer almasa bile aslında filmin ana karakterlerinden biri. film boyunca başta shuri olmak üzere, ramonda, nakia, okoye gibi bütün karakterler üzerinden t'challa'nın ve tabii ki chadwick boseman'ın kaybının etkilerini görebiliyoruz. karakterleri ve motivasyonlarını belirleyen ana unsurun wakanda'nın kralının ve elbette ki ülkenin koruyucusu black panther'in artık olmaması olduğunu söyleyebiliriz.

    önceki filmden buraya taşınan iki çok önemli konu var. birincisi t'challa vibranium'u dünya ile paylaşacağını söylemesi. ikincisi ise killmonger'ın bütün heart-shaped herb'ü yakması. bitkinin yakılması ile birlikte yeni biri black panther olamıyor. black panther'in olmaması da wakanda'yı dış tehditlere açık hale getiriyor. o sırada wakanda diğer ülkelerden baskı görmeye başlıyor. vibranium'un artık genelce bilinir hale gelmesi bir çok farklı kuvvetinde vibranium'un peşine düşmesi anlamına geliyor ve o noktada namor ve talocan'lılar ile tanışıyoruz.

    namor benim mcu'da görmek için sabırsızlandığım karakterlerden biriydi. 1939 yılında motion picture funnies weekly'nin ilk sayısında yaratılan karakter için marvel'ın en eski karakteri diyebiliriz. günümüze kadar gelen süreçte namor, marvel'ın en merkez karakterlerinden biri oldu. avengers ekibinde yer aldı. defenders ve ılluminati gibi ekiplerin kurucu üyeliklerini yaptı. sue storm'a duyduğu efsanevi aşk ile fantastic four ile yakınlaştı, mutant olmasından ötürü x-men ile hep bir araya geldi. anti-kahraman tabiatı ve sert şeyleri yapmaktan çekinmemesi yüzünden cabal gibi daha kötücül ekiplerde de yer aldı. namor büyük potansiyeli olan ve mcu'nun geleceğinde bolca göreceğimiz bir karakter.

    çizgi romanlardaki namor ve atlantisliler ile mcu'daki namor ve atlantisliler arasında bazı farklar var. öncelikle atlantis ismi şu an için rafa kalmış vaziyette. ryan coogler çizgi romanlardaki atlantislileri gerçek dünyada var olan bir medeniyet haline getiriyor. atlantisliler mcu'da maya ve aztek uygarlıklarından esinleniyor. atlantis ismi yerini talocan'a bırakıyor. mezoamerika'da yaşayan yerli bir topluluk aynı wakanda'nın vibranium'a sahip olması gibi vibranium'a sahip oluyorlar. onlarda bitki su altında yetişmeye başlıyor. zamanla organik besinlerle iyice yayılıyor. bitkilerin özünü içen halk suda nefes alabilir hale geliyor. yüzeyde maviye dönüşüyorlar suya girince tekrar ten renklerine kavuşuyorlar. kendilerini yüzeydeki her şeyden soyutlayan talocan'lılar okyanus'un derinliklerine çekilip vibranium'u da kullanarak talocan şehrini kuruyorlar. namor ise onlardan farklı. su altında ve su üstünde nefes alabiliyor. rengi değişmiyor ve mutant olmasının avantajı ile çok uzun süre yaşayıp, ayaklarında uçmasını sağlayan kanatlara sahip oluyor. k’uk’ulkan ve feathered serpent god gibi isimlerle anılıyor. halkının kral tanrısı haline geliyor. yüzeyde ise el niño sin amor yani namor olarak isimlendiriliyor.

    namor'un filmdeki her karesine bayıldım. çizgi romanlardan filmlere uyarlanırken yapılan değişiklikler gerçekten karakterleri ve hikayeyi ileri taşıyorsa değişiklik yapılmasını seviyorum. namor'da kesinlikle böyle olmuş. gerçek bir medeniyet ile kurulan bağ, karakter ve halkını daha iyi anlamamızı ve onlarla daha rahat empati kurmamızı sağlıyor. üstelik talocan'lıların geçmişte ispanyol conquistadors ile olan tarihini de düşünürsek talocan ve wakanda, namor ve shuri arasında da çok ciddi bağlar kurulabiliyor. coogler bütün bunları yaparken namor ve talocan'lıların çizgi romanlardaki temel özelliklerinin de kaybolmasına izin vermiyor. yüzeyde mavi olmaları çok iyi düşünülmüş mesela. wakanda'yı beyaz perdeye yansıtırken ki başarısı talocan'ı yansıtmada da geçerli. özellikle talocan'ı ilk kez gördüğümüz sahne beni kendisine aşık etti. o sahnede çalan con la brisa şarkısını da anmadan geçmek istemiyorum.

    film her ne kadar önceki filmlerden gelen bütün karakterleri odak noktasına alıp, onları işlese de elbette shuri diğerlerinin önüne geçiyor. acıyı, yas tutmayı, intikam aramayı ve en sonunda affetmeyi onun üzerinden görüyoruz. ilk filme kıyasla karakterinde çok büyük değişimler oluyor. abisinin ölümü onu ciddi şekilde değişmeye zorluyor. annesinin ölümü ise artık tamamen değişmesine neden oluyor. killmonger üzerinden verilen intikam ve seçim hikayesi de filmde çok çok iyi işlenmiş. shuri'nin kesinlikle böyle bir hikaye arc'ına ihtiyacı vardı. zaten genel anlamda black panther olma sürecini film çok iyi işlemiş. shuri'nin inandırıcı şekilde black panther'e dönüşümü kağıt üzerinde filmi en çok zorlayacak şeylerden biriydi ama bunun altından başarılı şekilde kalkmayı bilmiş ryan coogler. letitia wright'ın da oyunculuk olarak bu değişimi yansıttığını ve level atladığı söylemek mümkün. filmi ve hikayeyi taşımayı başarmış. oyunculuk demişken angela bassett inanılmaz bir iş koymuş ortaya. mcu içerisindeki en iyi oyunculuk performansını izlemiş olabiliriz. buradan ödüller ve adaylıklar çıkacaktır bassett için. namor'u canlandıran tenoch huerta'da çok dikkat çekecektir bu filmdeki performansı ile.

    mcu'nun geleceği içinde bir çok gelişme yaşandı filmde. bunlardan birincisi elbette riri williams yani ıronheart karakterinin evrene girişi. williams çizgi romanlarda çok yeni yaratılmış bir karakter. daha çok ıron man mitosuna ait bir karakter aynı zamanda. zira ilk kez 2016 yılında yayınlanan ınvincible ıron man sayı 7'de okuyucu karşısına çıkıyor. karakter genel olarak başarılı olmuş. önümüzdeki sene çıkacak kendi solo dizisinde williams'ı izleyeme devam edeceğiz. filmde hikayeye katkısı yüksek tabii ki ama bu hikayede ne kadar olması gerekiyordu tartışılır. black panther mitosundan bir karakteri benzer bir rolde görmeyi tercih edeceğimi söylemek zorundayım.

    okoye de filmde çok büyük değişimler geçirdi. seride yıldızı en çok parlayan karakterlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. onunla ve aneka karakteri ile birlikte midnight angels konsepti evrene geldi. çizgi romanlarda midnight angels, black panther'in yakın korumaları ve çok üstün yetenekli dövüşçüler olan dora milaje'nin saldırı timi. wakanda forever filminde daha yeni oluştuğunu gördük. evrende ne şekil alacakları önümüzdeki döneme kaldı. midnight angels odaklı bir projenin gelmesi bekleniyor. gerçekleşirse onları evrende bol bol göreceğiz.

    ekran süresinin fazlalığı ile beni biraz şaşırtan valentina allegra de fontaine karakteri de gelecek için önemli sinyaller verdi. kendisini daha önce the falcon and the winter soldier ve black widow'da da görmüştük. thunderbolt filminde de ana kadroda yer alacak. vibranium için wakanda ile savaşa girmeyi bile göze alacak gibi duruyor. mcu önümüzdeki dönemde çok büyük bir wakanda işgali ile karşılaşabilir.

    marvel'ın phase 4 filmleri ve dizileri son 2 yılda çok tartışıldı. şahsen filmler içinde thor: love and thunder dışındakileri kötü bulmuyorum. eternals olsun, doctor strange in the multiverse of madness olsun bence bunlar iyi filmler. black panther: wakanda forever ise sadece phase 4'ün değil genel anlamda mcu'nun en iyi filmlerinden biri olmuş. üst üste thor: love and thunder ve she-hulk gibi projeler izlediğimiz için genel anlamda enerjimiz düşmüştü. bu yapımlar mizahi yönünün fazlalığından değil, başarısız mizah kullandığından kötüydü. wakanda forever, phase 4'ü kapatırken bize ihtiyacımız olan enerjiyi geri verdi. captain america: the winter soldier'a benzer şekilde politik gerilim hikayesiydi. mcu'nun büyük olayları içerisinde bu tip hikayelere ciddi şekilde ihtiyaç duyuyoruz aslında.

    genel olarak filmden çok memnun ayrıldım. ryan coogler'ın bu kadar zorlu bir işten, bu derece başarılı çıkması takdire şayan. hem black panther serisi adına, hem de black panther'in mcu'daki yolculuğu adına çok güzel bir yeni adım atılmış oldu.

    --- spoiler ---

  • "ama devlet masum, ama sadece bir polis var, ama olay münferit, ama başbakanımız mısır'a üzülüyor ağlıyor, ama devletimizi rahat bırakın, allah rahmet eylesin ama kahramanlaştırmayın. ama ama ama..."

    bazıları tarafından hep "ama"larla anılan hatta anılmayan, katledilmesine içten içe oh olsun denilen kardeşimizdir. bu devletin, bu devletin zihniyetinin ve onun katıksız destekçilerinin katlettiği onlarca insandan biridir. bir polis varmış sadece katledilmesinde, bu da devlete yüklenemezmiş. ulan ethem'i öldüren, onlarca kişiyi çoluk çocuk demeden gaza boğan, gözünü çıkaran, tekerlekli sandalyeli adama bile tomadan su sıkan, sahilde kızın saçlarını yolan, ocakbaşlarından sürükleyerek adam toplayan, 68 gündür 15 yaşında çocuğun komada olmasına sebep olan kimler?

    hangi dava uğruna can vermeye değermiş? ulan çocuk isteyerek, bilerek öldü sanki, hatta sopalara kafa attı, duran tekmelere vücudunu çarptı. öldürenler senin zihniyetindeki şerefsiz pezevenkler, polise de yardım ettiklerini söylemişler. hala daha kahramanlaştırmayın diyorsun.

    katilsiniz ve bunun her gün hatırlatılmasından rahatsızsınız. evet klavye başındaki akpli, bu zihniyeti, bu yapılan zulümleri destekliyorsan, hak veriyorsan, polis iyi iş yaptı diyen bakanları, başbakanı alkışlıyorsan sen de katilsin, sen de dilsiz şeytansın. yarım yamalak ağızla allah rahmet eylesin diyerek kimseyi kandıramazsın. bu çocuk da, öldürülen diğer insanlar da unutulmayacak, her gün hatırlanacak, her gün isimleri tekrarlanacak, her gün sizin katil olduğunuz suratınıza çarpılacak onlarca kez. siz bizim kardeşlerimizi öldürdünüz ve bu işten öyle kolayca sıyrılamayacaksınız.

  • - haci senin kardesin nereyi kazanmisti?

    - izmir dokuz eylul

    - hadi be, vay anasini satayim, artik 4 sene boyunca varya sikisten basini kaldiramaz.

    - ..... ( kisa bir sessizlikten sonra)

    - pardon senin kardesin kiz miydi, erkek miydi?

  • pastanelerden aldığınız pastaların pandispanyasında ovaleks kullanılır, amaç kekin bayatlamasını geciktirmek, daha güzel kıvamda kek elde etmektir. ayrıca pandispanya yapımında fazlaca iş gücü de gerektirmez. pandispanyalar piştikten sonra kesilirken içinde yeşil plastik katman şeklinde bir kitle oluşabilir, bazısında çıkarken bazısında çıkmayabiliyor, sebebini bilmiyorum, bizzat gözlerimle şahit olmuştum. o kekler kullanılmaz, atılır.

    zaten o içindeki çilekler de yıkanmıyor, pastaneden pasta almayın.

  • shakespeare araştırmacılarının ve sevenlerinin içini kemir kemir kemiren bir sorun öbeğidir macbeth'teki üçüncü katil. durumu özetlemek gerekirse, macbeth, banquoyu ve fleance'ı öldürtmek için iki katil ile anlaşır. fakat öldürme sahnesinde, (perde 3, sahne 3) içeriye üç katil girer.

    birinci katil bu duruma pek şaşırır ve "kim gönderdi seni yanımıza" gibi bir soru sorar ortaya. üçüncü katil buna kısaca "macbeth" diye yanıt verirse de, tek marifetinin bu olmadığı kısa sürede anlaşılır. nitekim üçüncü katil ne hikmetse, banquo'nun saray kapısına nasıl gittiği konusunda ayrıntılı bilgilere sahiptir ve bu sayede suikastin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynar. banquo'yu tanıyıp diğerlerine gösteren ve fleance'ın kaçtığına işaret eden de yine odur.

    işin ilginç tarafı, üçüncü katil, diğer ikisi ile birlikte parasını macbeth'ten almaya da gelmez. yani, bütün oyun boyunca yalnızca bu sahnede görülür. peki shakespeare salak mıdır ki, tek sahnede görünüp iki laf edecek bir karakter yaratsın, ucunu da hiçbir yere bağlamasın? hatta sırf bu karakteri oynatmak için bir de oyuncu tutsun?

    şimdi geliyoruz işin spekülasyon tarafına:
    - en basit teoriye göre, üçüncü katil, macbeth tarafından diğer ikisinin hareketlerini izlemek üzere görevlendirilmiş bir uşaktır, yani katil uşaktır.
    - daha dramatik bir teoriye göre, üçüncü katil aslında macbeth'in ta kendisidir. diğer iki katile güvenmediği için kendisi de katil kılığına girerek aralarına karışır. o kadar bilgi sahibi olmasının nedeni de budur. o yüzden de sonradan para istemeye gelmez.
    - işleri çetrefilleştirmek isteyenler, üçüncü katil'in lady macbeth olduğunu iddia eder. demir lady, kocasının işleri yüzüne gözüne bulaştırmasını engellemek için böyle bir yola sapmıştır.
    - en uçuk "teori" ise (teori değil de bir hikayenin konusu bu aslında), 1980 yılında anne lear tarafından yazılan ve with sherlock holmes through time and space başlıklı derlemede yer alan the adventure of the global traveler adlı kısa öyküde yer alır. buna göre, sherlock holmes ile birlikte şelaleden düşen profesör moriarty aslında ölmez, bir zaman makinesi ile geçmişe gider, fakat bir aksilik olur ve (bozuk bir zaman makinesi ile birlikte) shakespeare'in tiyatrosunun ortasında, tam da macbeth'in ilk sahneye konduğu anda ortaya çıkıverir. birinci katil'in sorduğu "kim gönderdi seni buraya?" sorusu o yüzden şaşkınlık içerir, karşılığında gelen "macbeth" yanıtı da aslında "aa macbeth oyunu bu" şeklinde bir anlam ifade eder. sonradan nerede olduğunu anlayan (ve bir shakespeare fanatiği olduğunu öğrendiğimiz) moriarty ise, zekasını ve hafızasını işleterek, üçüncü katil rolünü baştan sona ezbere oynar. shakespeare ise, macbeth piyesini bu olay sonrasında değiştirerek üçüncü katil karakterini oyuna dahil eder. (bunun arkasından moriarty bir de soru sorar sherlock holmes'a: "üçüncü katil rolünü ben ezberden okudum, shakespeare ise benim sözlerimi alarak bu rolü yazdı. o zaman üçüncü katil'in repliklerini kim buldu?")

    bütün bu teorilerin hangisinin doğru olduğu bilinemez, ancak en akla yakın gelen, shakespeare'in gerçekten de unuttuğu bir repliği söyletmek için geçici bir çözüm olarak üçüncü katil karakterini son anda yarattığıdır. bunu oynamak için de seyircilerden birini veya sonraki sahnelerde yer alan aktörlerden birini seçmiş olması yüksek ihtimaldir, bu nedenle de sonraki sahnelerde üçüncü katil görünmez.

    tabii bu sorunun ayrıntısını shakespeare uzmanlarına* danışmak gerekir...

  • bir finlandiyalının dev gibi bir şantiye haline gelen istanbulla ilgili yorumu:

    "1453'de almışsınız ama, daha hala yerleşememişsiniz"

  • ekşi sözlük işleme düzeni.

    öğretmene saygısızlık yapan öğrenci başlığı altında;

    - öğretmen bir güzel dövse yapamayacak olan öğrenci.

    öğrenciyi döven öğretmen başlığı altında;

    - inşallah çocuğun babası öğretmeni bir güzel döver.

    olayın öncesi yok, sonrası yok, fikir yok neden yok. ama yorum var. popülizm var.

    şiddetin her türlüsüne karşıyız.