hesabın var mı? giriş yap

  • avrupa'dan bildiriyorum. 1 tane bile başıboş köpek görülse adamlar tüm orduyu polis teşkilatını itfaiyeyi seferber eder onu uyuturlar. adamların canı çok değerli bu konu tartışmaya açık bile değil. türkiye'de tartışılıyor olması dahi türkiye'nin bir ortadoğu ülkesi olduğunu kanıtlıyor aslında. ayrıca 10-20 milyon köpeğin kısırlaştırılması, barınak kurup maması, veterineri, işletme giderleri ve diğer aklıma gelmeyen giderlerini karşılanmasına bırak türkiye'nin, almanya'nın bile ekonomisi yetmez. o sebepten uyutuyorlar muhtemelen. herkes yalan söyler, matematik yalan söylemez. kağıdı kalemi elinize alın kendiniz yapın hesabı.

  • bir fenerbahçeli olarak çok az bulduğum ceza. aziz yıldırım'ı hapse atmıyorsunuz; volkan'a, emre'ye şöyle okkalı cezalar vermiyorsunuz. yeter artık amk kurtarın bizi şu adamlardan.

  • trenlerdeki lokanta vagonunun olması ve orada alkol satışının yapılması.

    ailelerin gittiği çay bahçelerinde kimi zaman canlı müziğin olması ve çok ucuza insanların güzel vakit geçirebilmesi.

    özel okulların çok az olması, devlet okullarındaki eğitim sisteminin şimdikinden çok daha iyi olması.

    yerli üretim kaliteli ürünlerin olması.

    büyüyen çocuğun kıyafetleri ve eşyalarının komşu ya da akraba çocuklarına verilmesi.

    alkollü nekanların, sinema ve tiyatro salonlarının daha çok olması. sansür olmaması.

    hükümet, cumhurbaşkanı ve başbakanın eleştirilmesi hatta tarafsız haber ve eğlence programlarında bunun yapılması.

    protesto, eylem ve grev yapmanın terör eylemi değil demokratik bir hak olduğunun herkesçe bilinmesi ve yapılması.

    debe edit: sma hastası için ufak bir destek lütfen. https://www.instagram.com/…?igsh=mxn5btc1ng44amo2oq

  • aynı adam:

    -rohan gondor koalisyonu bu ülkeyi krize sokar. sauron yiyor ama ekonomimiz de bir yandan büyüyor.

  • aile ve sosyal politikalar bakanı fatma şahin açıklaması.

    şuradan ve şuradan okunabilir.

    'şahin'in verdiği bilgiye göre 2007'de 775, 2008'de 474, 2009'da 197, 2010'da 101, 2011'de 106 ve 2012'de 24 çocuğun sokakta yaşadığı tespit edildi ve bu çocukların bakanlık hizmetlerinden yararlandırılması sağlandı.'

    'verilen bilgiye göre, 2012’de en çok çocuğun sokakta yaşadığı il istanbul oldu. istanbul’da 15, ankara’da 5, izmir ve samsun’da 2’şer çocuk sokakta yaşıyor.'

    çok güzel değil mi ya? ne güzel bir ülke haline geldik. çiçekler, böcekler falan. çekemeyenler çatlasın. hıh.

    god bless türkiye

  • apple ve facebook arasındaki çekişme son zamanlarda etkisini daha çok göstermeye başladı. iki firma reklam takibiyle ilgili karşı karşıya gelmiş durumdalar ama facebook bu mücadelesini duyurabilmek için gazeteye reklam vererek apple'a saldırmaya başladı.

    bu savaşı facebook'un kazanması neredeyse imkansız. apple bu mücadelede her ne kadar önde olsa da kesinlikle kazanması gibi bir şey söz konusu değil. haliyle iki firmanın da kaybetme ihtimali bulunuyor.

    peki bu savaş neden çıktı, neden bu seviyeye geldi ?

    apple, mobil cihazları için çıkardığı son güncelleme ile kişiselleştirilmiş reklamların gösterilmesi için kullanıcıların onayını istiyor. birçok kullanıcının bu onaya izin vermeyeceği, haliyle uygulamaların da kullanıcılara kişisel reklam gösteremeyeceği anlamına geliyor. kullanıcıların ilgi alanlarına göre gösterilen reklamlar, facebook ve diğer geliştiriciler için diğer reklamlara göre daha fazla para kazandırıyor.

    bu değişikliğin facebook üzerinde büyük bir etki bırakacağı düşünülüyor çünkü gösterilen reklamlar artık kişilere özel olmayacağı için ilgi çekici reklamlar yerine rastgele reklamlar gelecek ve kullanıcılar bu reklamlarla daha az ilgilenecek. facebook ise burada değişikliğe karşı durmalarının sebebini küçük işletmeleri destekledikleri için diyerek belirtiyor.

    ancak iki firma da insanlara yanlış yönlendirme yapmakta.

    apple, kişisel reklam takibini engellemek istemediğini, sadece bu tercihi kullanıcılara sunduklarını söylüyor. olayın bu kısmı doğru ancak kullandıkları kelimeler, kullanıcıları yanlış yönlendirmeye sebep olabiliyor.

    diğer firmaların uygulamaları ve gezindiğin internet sayfalarının etkinlikleri "facebook" uygulamasıyla paylaşılsın mı ?

    bu şekilde gelen bir uyarı, facebook sanki kullanıcıları gizlice izliyormuş gibi düşündürebiliyor ve birçok kişi bu izne onay vermiyor. apple'ın görevi ise burada sadece bir seçenek sunmak ancak gösterilen uyarı kullanıcıları izin vermemeye yönlendiriyor.

    sorgulanan reklam takip sistemini geliştiren de aslında apple'ın kendisi ve bu sistem kullanıcıların kimliğini gizlemekte yardımcı oluyor. örnek olarak eğer bir cihazda kayakla ilgili belirli bir reklam gösterildiyse, diğer cihazlarda ve belirli sayfalarda kayak elbisesi veya kayak takımı gibi reklamlar çıkarken, konuyla ilgisiz olan bahçe malzemeleri daha az görünüyor. burada facebook'un veya herhangi bir firmanın kişinin kimliği hakkında bilgi sahibi olması mümkün değil çünkü bu apple'ın geliştirdiği idfa (identifier for adversiters) ile engelleniyor.

    apple her ne kadar yanıltıcı kelimeler kullansa da, facebook'un yaptıklarıyla kıyaslamak oldukça zor. facebook kişisel reklamları engellemenin küçük işletmelere zarar vereceğini söyleyerek savunmasını yapıyor ve kendileriyle ilgili herhangi bir söylemde bulunmuyor.

    facebook'un yaptığı açıklama ;

    "her yerdeki küçük işletmeler için apple'a karşı duruyoruz. kişiselleştirilmiş reklamlar bizim gibi büyük firmalar için zarar verici olsa da, şu sıralar karşılaştıkları zorluklarla birlikte küçük işletmeler için yıkıcı olacaktır. küçük işletmelerin de seslerini duyurmaları gerek. sizin endişelerinizi duyduk ve yanınızdayız"

    facebook bu açıklamayla şimdilik kimseyi inandırabilmiş gibi görünmüyor ve facebook'un bu savaşı kaybedeceği bekleniyor.

    facebook'un bu savaşı kazanmasının en ufak bir ihtimali bile görünmüyor ve bu şekilde apple'ın geri adım atmasına veya fikrini değiştirmesine de sebep olamayacaklar gibi.

    facebook'un bu eylemi birçok kullanıcı için iyiye yorumlanacak bir davranış değil. sokaktaki birçok kişi, özellikle konuyla ilgili geniş bilgiye sahip olmayanlar bu mücadeleyi apple kendi kişiselliğini koruyormuş, facebook ise kişisel bilgilere erişmeye çalışıyormuş gibi görecek.

    bu savaşın doğuracağı sonuçlardan bir tanesi de app store'da bulunan uygulamaların açıklamalarında bulunan kişisel veri metni olacaktır. facebook'un kişisel veri metni sayfalarca sürüyor ve bu yazıları neredeyse okuyan kimse yoktur. okumadan onaylanan bu metin facebook için büyük bir veri havuzu sağlıyor. ancak apple ile olan savaş insanların dikkatini bu metne çekmiş durumda ve birçok kişi bu metni okuyarak bilgilenmeye çalışıyor.

    facebook su sebeple aslında kendi kalesine gol atmış durumda, insanlar faceook'a karşı zaten antipati besliyorken üzerine bunun gelmesi ve insanları bilinçlendirmek facebook'dan daha da uzaklaşmaya sebep olabilir.

    ancak apple'ın da bu savaştan kayıpları olabilir.

    apple iki türlü kaybedebilir.

    birincisi, apple'ın mağazalarında bulunan uygulamaların birçoğu reklam içeriğine sahip. kullanıcıların reklam takibine izin vermemesi, geliştiricilerin bu reklamlardan daha az para kazanmasına sebep olabilir. bu nedenle ya daha az uygulama geliştirilebilir ya da ücretsiz uygulamalar ücretli duruma geçebilir.

    düşüncelere göre apple burada kendisini dev aynasında görüyor. müşterileri firmaya sadık olduğu için başka markalara gitmez ve sadece büyük uygulamalar önemli olduğu için küçük uygulamalar fazla zarar veremez. ancak bu durumun değişmeyeceğinin garantisi yok.

    apple'ın kaybetmesinin ikinci bir yolu daha var. facebook son zamanlarda bu olaylar sebebiyle iyice saldırganlaştı. apple'ın yaptığı değişiklikler sebebiyle eline geçen her fırsatta apple'a saldırmaya çalışıyor. reklamlarda yapılan değişiklikler sebebiyle uygulama geliştiricilerinin de para kazanamayacağını, bu sebeple birçok uygulamanın abonelik sistemine geçeceğini söylüyor. yani sonuç olarak geliştiriciler yine para kazanmaya devam edecekken, yapılan değişimden etkilenecek olanların kullanıcılar olacağını söylüyor.

    apple ise bir süredir dünya çapında birçok yerden güven sorunlarıyla uğraşıyor. bunun üzerine dünyanın en büyük firmalarından birisinin de apple'a karşı savaş açması baskıyı daha çok artıracak gibi görünüyor.

    bununla birlikte apple kısa süre önce epic games firmasının oyunu fortnite'ı kendi mağazasından kaldırmış ve epic games olayı mahkemeye kadar taşımıştı.

    (bkz: fortnite'ın appstore'dan kaldırılması)

    daha önceki yıllarda ise fbi birkaç kez şüpheli kişiler hakkında bilgi edinmek için kullandıkları apple cihazlarının tuş kilitlerini açması için apple'a gitmiş, apple ise bu talebi reddetmiş ve suçlu bile olsa kişilik haklarına ihlal edemeyeceğini söylemişti.

    (bkz: fbi'ın apple'dan backdoor talep etmesi)

  • ömrünüzün son demlerine kadar okumamanızı şiddetle önerdiğim fantastik seri. ömrünüzün son demlerine kadar bekleyin, çıkan diğer serileri okuyun, o serilere ait yeni çıkacak kitapları heyecanla bekleyin ve okuduklarınızdan zevk alın. bütün bu önerileri yapmamın nedeni bu seriyi sevmemem değil aksine böylesine mükemmel bir seri olduğu için nefret etmemdir. zira bu seriye başladıktan sonra diğer bütün seriler anlamsız, basit ve gereksiz gelecektir. diğer hiçbir seride aradığınızı bulamayacaksınız çünkü bir fantastik seriden beklentileriniz değişecektir. bu serinin azami 700 sayfalık kitaplarını okuduktan sonra 400-500 sayfalık kitaplar dişinizin kovuğuna yetmeyecektir malesef.
    peki bu seriyi bu kadar iyi yapan nedir? ben herşeyden önce derinliği derim. yaratıcılık açısından bir tolkien olmuşmudur olmamıştır malesef fakat, bu söylediğime çok kızılacak belki ama anlatım, hikayenin işleyişi, karakter gelişimi bakımından tolkine'i duvardan duvara vurmuştur. bu seride adı geçen ülkelerin, toplumların geleneklerini, giyim tarzlarını, mizah anlayışlarını yönetim tarzlarını, sosyal yapılarını bilirsiniz. esas karakterlerin gelişimlerini en detaylı biçimde görürsünüz. bazı karakterler o kadar gerçekçidir ki onlardan nefret edersiniz. sokakta görseniz dövmek istersiniz. hatta o karakterlerin bölümlerini okumak istemezsiniz ama nedeni sıkıcılığından değil, tamamen o karakterleri tanımış olmanızdan ve bu tanışıklıktan kaynaklanan nefrettendir. yine de eninde sonunda okursunuz sinir olacağınızı bile bile. hatta bu nefret ettiğiniz karakterler sevdiğiniz karakterler tarafından ayar aldığında zevkten kaç köşe olacağınızı şaşırırsınız.
    seriyi diğer serilerden ayıran bir diğer önemli özellik, ana hikayeyi sadece ana karakterler üzerinden yürütmemesidir. seride o kadar çok karakter var ki, hepsi aslında resmin bütününü oluştururlar. bu yüzden onlara yan karakterler diyemiyorum pek. kendinizi ana karakterleri bırakıp "ulan acaba ituralde ve bashere savaşsalar nasıl olurdu" diye düşünürken bulabilirsiniz.
    bütün bu sebeplerden ve buraya yazmaya üşendiğim birçok sebepten ötürü bu seriye başladıktan sonra seri beğenmez olacaksınız. bu yüzden benim yaptığım hatayı yapmayıp, fantastik edebiyatta birçok seriyi zevk alarak ve beğenerek okumaya devam etmek istiyorsanız bu seriye 30-40 yıl daha başlamayın. ne zaman ki fantastik edebiyattan soğumaya başladınız işte o zaman bu seriye başlama vakti gelmiştir.

  • bere takmasinin sebebi ne kel olmasıdır ne de şekil görünmek, geçirdiği bir kazadan dolayı kafasında yara izi vardır (lescott'a benzer bir iz); kendi deyimiyle amacı insanların korkmamasıdır. düğününde bile o bereyi çıkarmamıştır. medyadaki en zeki, kendini geliştirmiş kişilerdendir. bu zamana kadar iki kez buluşma fırsatım oldu ikisinde de kültürü ve zekası ile etkiledi.