hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.

  • bu insanlar hayatın her yerinde aslında. torpili, referansı, dayısı, kocası bir yerlere getiriyor işte . bu durumu artık hayatın bir gerçeği olarak kabul ediyorum yeter ki suratımıza tükürür gibi yetenekten liyakatten bahsetmesinler.

  • - bir de çekirdek alayım.
    - tabii. (horş şorş)
    - açık çekirdek olmasın ama. tadım yok mu?
    - tadım yok abi.
    - hiç mi yok?
    - hiç tadım yok abi.
    - hayırdır? ekonomik krizden mi?
    - yok abi, hep böyle. hiç tadım olmadı ki şimdiye kadar.
    - kız meselesi mi?
    - nerden bildin be abi? evet, öyle. ömrümü verdim, o hala mal da mülkte.
    - gözlerinden belli. leblebisi var mı peki tadımın?
    - o da yok abi. açık var. zaten leblebi çerez değildir ki abi.
    - olur mu? birayla iyi gidiyor.
    - hayırdır abi bir derdin mi var? bira mira?
    - öyle.. herkesin bir derdi var. tamam açık olsun. 200 gram.
    - leblebilerimiz güzeldir abi. çifte kavrulmuş.
    - tadımınkiler kaçta kavrulmuş biliyor musun?
    - bilmiyorum abi. dedim ya hiç tadım olmadı burada.
    - peki ilerde olacak mı?
    - allah bilir abi.
    - allah distribütörlüğe mi başlamış, ne diye onu karıştırıyorsun?
    - karıştırmıyorum abi. nasıl karıştırayım ki hem. sadece leblebi istedin.
    - doğru sen de haklısın.
    - leblebiyle lebleyi elbette karıştıracağım abi. tek denemede 200 gramı tutturamayabilirim.
    - kaç yıllık leblebicisin?
    - leblebici değilim abi, kuruyemişçiyim.
    - kaç yıllık kuruyemişçisin peki?
    - 40 yıllık kuruyemişçiyim.
    - peki böyle muhabbet gördün mü?
    - görmedim.
    - son
    - evet katılıyorum.
    - credits.

    kendimden full performans verim alamıyorum, çok iyi değilim, sakinim, durgunum, birazcık da yorgunum anlamında bir deyiş.

  • ortaçağ avrupasında dünyanın yuvarlak olduğuna inanan 1000 değil 100 kişi bile yoktu. ne yani? o zamanlar dünya yuvarlak değil miydi?

    evrim gerçeğini değiştirmez.

  • --- spoiler ---

    tatilcilerden idil kılıç da "bugün yaşadıklarımız karşısında şok olduk. gerçekten bir şey yapılmalı. psikolojim bozuldu. denize girmeye korkar oldum. üstelik yaz boyu teknede yaşayan biri olarak bu benim için çok kötü oldu" diye konuştu.
    --- spoiler ---

    ne yapılmalı lady'm? keselim mi hepsini ateşte kızartırız. sen sırf paran var diye git hayvanın alanını gasp et. sonra yok efendim o beni ısırdı. hanımefendinin yatı daha önemli ekosistemden. çünkü o zengin. o istediğini yapar. hayvan mı? parası neyse alırız canım kaç para bi kaplumbağa.

  • az önce aşağıdaki gibi bir diyalog yaşanan program ;

    - nerelisin ?
    - izmir.
    - neresinden ?
    - manisa.

  • cihan reisin üzerinden atıp rte'nin önemli yerlerini ezdiğini daha yeni fark ettiğim video. kafalara "lan yoksa? acaba?" şeklinde sorular getirip cb'nin şuan ki ruh hali, devamlı iktidar olmak istemesi, maskulen ve huysuz tavırları beni garip garip düşündürmüyor değil.

  • absürt, anormal ama normal aynı zamanda. çocukluk hayali imiş, gerçekleştirmiş. ne var yani?
    sosyal hayatta ve medyada beğeni için kırk türlü maymunluktan daha elim değil.

  • alfonso cuarón kendi evinde çektiği bu filmle izleyene işte gerçek sinema bu dedirtiyor.büyük bir hikayesi yok.aksine küçük, basit bir hikaye ancak o kadar ustalıklı, büyüleyici bir sinemasal anlatımı var ki. teknik olarak ne kadar övülse azdır.

    siyah-beyaz olmasının yanı sıra cuarón derdini geniş planlarla anlatıyor, yakın planlar oldukça az. daha açılıştan itibaren görece uzun, kesintisiz-tek çekimler var ve kusursuz doğallıkta.sıklıkla yapılan pan hareketleriyle kamera kullanımı takdire şayan.dönem filmi olarak da, 70'lerin meksika'sını yansıtmakta oldukça başarılı görünüyor.

    bazı kilit sahneler var ki gerçekten çok iyi kotarılmış,çarpıcı.

    alfonso cuarón hem yönetmenliğini ve senaristliğini, hem görüntü yönetmenliğini hem de adam gough ile birlikte kurgusunu üstlendiği bu filmini kendi çocukluğunun bakıcısı libo'ya adıyor. haliyle film auteur cuarón'un kendi çocukluğundan da izler taşımakta.

    başrolde izlediğimiz yalitza aparicio'nun ilk oyunculuk denemesi ve doğallıyla dikkat çekiyor.

    yabancı dilde en iyi film dalında aday olduğu her ödülü toplayacaktır. ama en iyi yönetmen, en iyi sinematografi, en iyi kurgu dallarında da aday olduğu ve/veya olacağı film ödüllerinde şansı pekala yüksek.

    sinemayı sadece vakit geçirme aracı olarak görmüyorsanız roma favorilerinizden biri olacak.

    5/5

    edit: gravity göndermesi doğru değil. benim de başta öyle sandığım henüz izleyemediklerim arasında olan 69 yapımı uzay filmi marooned'den bir sahne, bu hatayı düzeltmiş olayım geç de olsa...