ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
herkese bir kere nick değiştirme hakkı verilsin
-
şahsen ben gözaltına alınacağım korkusuyla 2 aydır doğru düzgün entry giremiyorum . savcı karşısına alıp "5 sene önce neyi biliyordun da bu nickin aldın?" diye sorsa verecek tek bir cevabım yok. bitsin artık bu çile. yeni nickim de hazır. hakimiyet milletindir. ;)
kişinin okuduğu bölüm öğrenilince sorulan sorular
-
-hangi okul?
--hacettepe...
-maaşallah! tıp yani!
--yok alman dili ve edebiyatı.
-ankara üniversitesi mi?
-- yuoo! hacettepe...
- e tıp o zaman!?
--hayır teyzecim almanca bizim...
-ama hacettepe demedin mi?
-- evet teyze doktorum ben
-maaşallah! tü tü tü...
yılanların mahallesinden sağ çıkan iguana
-
olum burası neresi söyleyin de yanlışlıkla falan yolumuz düşer aq belli olmaz şuraya bak metre kareye 10 yılan düşüyor.
suudların türk malı boykotu
-
saç ekim merkezleri yasta.
iki kişilik yatakta yalnız uyumak
-
kaşık pozisyonu yerine "deniz yıldızı pozisyonu"nda uyumaktır. yani güzeldir.
ekrem imamoğlu'nun 235 bin liralık saati
-
ooo çamur başladı, rüşvet olarak saat alanların partisinin çomar aktrolleri erken başlamışlar mesaiye.
kaçmış ak-it
caps
anneyi üzmek
-
anneyi üzen davranışlar normalden farklıdır.
okulu altı seneye uzatırsınız, kiraya da zam gelir. ama anne bir koli yiyecekle size ev ziyaretine gelir. gülerek evi temizler, alışverişinizi yapar. -olsun- der, -sen mutlu ol da- der.
sonra yaptığı karnıbaharı yemezsiniz anne çok üzülür. bir çatalla biraz ucundan tırtarsanız gene sevinir. bu sevinç bazen mezuniyetinizdeki ile aynı bile olabilir.
anne en çok olmayan şeylere üzülür, olanlara değil;
çalmayan telefonuna, olmayan evlilik hazırlığına, giyilmeyen terliğe, çözülmeyen buzluğa...
olan şeyleri hep atlatır anneler;
ayrılığa alışır, emeklilik hayallerini uzayan okul yüzünden ertelemeye, başta zırtapoz dediği sevgililere.
ayrılık rutine biner. ilk gidiş gözyaşları iledir, sonrakiler otobüse yollanan öpücükle. daha çalışıp kazanması gerekirse önce gider üzülerek kaydını sildirir ahşap boyama kursundan, sonra sevinir daha gencim çalışırım diye. tasvip etmediği sevgiliye bir hafta sonra kaşkollar örmüştür rengarenk.
anneler olmayana üzülür, ya da olmamış gibi yapılana.
hiç kucağında ağlanmamış, hiç saçları yana ayrılmış çocuk bayramda elini öpmemiş, onun cocuğundan iyi matematik bildiği günler hiç olmamış, bu yaşlı adamcağız ona aşık bir filinta asla değilmiş gibi davranılırsa üzülür.
anneyi üzmek, kemalettin tuğcu romanı yazmak kadar zordur, mutlu etmek ise numarasını ezbere bilmek kadar kolay.
hastaların uydurdukları
-
(bkz: hani nickimden anlamadıysanız doktor olduğumu)
edit: sık sık favlanıyor bu entry. nicki drxxyyy gibi bir formatta olan bir arkadaşın hastalarından duyduğu kendince komik anılarını anlattığı bir entry vardı, bu entry silindiği için benim entrym anlamsız görünüyor ama sözlük ahalisi yine de çakmış olayı *. hekimlere diğer insanlardan çok daha büyük saygı duyarım. ancak hekim olmayan insanların, vücut sistemlerine, anatomiye, hastalıklara entelektüel bir ilgi duyması nedense bazı hekimlerde son derece gereksiz bir alerji yaratabiliyor. vücudumda bir anormallik hissettiğimde doktora gidip yaşadıklarımı detaylı şekilde açıklıyor, olası hastalıkları hekim gözüyle değerlendirmesini istiyorum. pek çok doktor kendisine yardımcı olan bu bilgilere ilgi gösterirken bazıları sığ bir bakışla "googlecı bu" tavrı takınıyor. burada eleştirdiğim şey de bu.
nusret'e rakip olan çılgın polis
-
(bkz: emniy-et)
gece uyanmış anne
-
saatler 3:10'u gösterirken "saat 4 oldu yat artık!" diyendir.