ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir başlık altındaki tartışmada herkese hak vermek
-
umarım alemin kerizi bir tek ben değilimdir. konu ne olursa olsun. ( siyasi, futbol, türk kızı/erkeği, troll'lemelerini devre dışı bırakarak konuşuyorum ) bir başlık altında ciddi bir şekilde dönen tartışmada taraf olamıyorum. ilk girilen entry'yi okuyorum ve direkt "e yani, adam %100 haklı" diyorum. karşıt görüşteki yazıyı okuyorum. bu kez de tıpkı bir yavşak gibi, derhal ilk entry'nin sahibi yazarı satıyorum. "he lan, bu doğru söylüyor, diğeri bok yesin aq" diyorum. böyle böyle yazılanların hepsini okuyorum. ve evet. hepiniz haklısınız lan :/
yani bu nasıl iş ben anlamadım. ruhumdaki gevşeklikten mi kaynaklanıyor. çok mu iyi niyetliyim yoksa. "yazık ya o da üzülmesin, tamam lan tamam o da haklı :/" diye mi düşünüyorum. bilmiyorum. sanırım benden kaynaklı bir tutarsızlık bu. o yüzden nerede bir gürültülü tartışma var, derhal damlıyorum başlığa. içiniz rahat olsun. en az 1 şukela oyunuz cepte. yazılanların hepsine artı oy veriyorum. herkes haklı abi napayım :/
berkay'a görülmemiş büyüklükte bir dava açacağım
-
avukat olarak meltem sabire banko’yu tavsiye ederim kendisine. böyle büyük davaya böyle avukat yakışır.
yarın ezici bir çoğunlukla kazanacağız
-
(bkz: işte biz o gün tükeneceğiz)
internetsiz ev kalmasın diye arayan numaralar
-
engelle engelle bitmeyen numaralardır.
tamam hayır işi yapıyorsunuz anlıyoruz. internetsiz ev kalmasın diye çalışıyorsunuz ama yetmez mi? her gün arıyorlar. birisini engelliyorsun öteki numara arıyor.
bir bitmediler.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
herkes mi ?, herkez mi ? sorusuna keşan belediyesinden ferahlatıcı açıklama geldi. '' erkeş ''
yer yarılsa da içine girsem denilen anlar
-
ilkokul 3. sınıftayız. bi özel okul sıra olduk. müdürün ismi ''maşallah sayın '' kendisiyle o yaşımda sayın maşallah sayın diye dalga geçerdim her neyse sabah sıra olmuşuz. dizilmişiz. o zamanlar kısa boyum en önde duruyorum. her neyse bu müdür çıktı konuşma yapıyor. ben de o esnada hayallerde yaşıyorum yok işte şuraya bi göktaşı düşse tam kürsüye nasıl kurtulurum ki lan geriye koşamam sola kaçayım falan diye hesap yapıyorum. o esnada assolist gibi mikrofonla sağa sola dönüp dolaşan müdür mikrofonun kablosunun yetmediği alana doğru ısrarla mikrofonu çekiyor falan. ben bir anlığına hayallerden çıkıp gerçek dünyaya dönüyorum müdür arkası dönük mikrofonun yetmediği yere ısrarla giderken bir anda
-kopacaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak !!!
diye bağırdım. 500-600 kişi susuyor. bütün gözler bende amk.
sonra tabi herkes güldü. ben kıpkırmızı oldum.
sonraki günlerde,haftalarda,aylarda üst sınıftaki kızlar yanıma gelip kopacaaaaaaaaaaaaaaaaaaak diye bağırıp durdu.
skiyim ya :/
beyaz tenli kadınlara hasta mısın diye sormak
-
- beyaz tenli kadinlara hasta misin?
- elbette!
nihat hatipoğlu'nun isyanı
-
- “düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı”
çok doğru hepsini sikip attılar. :)
nihat hoca'ya da cevabım: herkes ölecek hocam, ne sandınız siz yaşayacak biz ölecek miyiz :)
şeyma subaşı'nın milyarder sevgilisi ile ayrılması
-
sevgilinin milyarder olmadığını ortaya çıkartan sözlük yazarına bir jest yapmalı.
sen kimsin türkiye cumhurbaşkanıyla konuşuyorsun
-
bu nasıl bir kibirdir aklım almıyor. demek ki karşısına çıkıp yanlışını yüzüne vursak bize de aynını yapacak.
gidişiniz çok acıklı olacak efendiler. sizin dürüst olanlarınızı dahi iktidar gittiği anda acımasız bir kurt kanunu bekliyor sanki. nefret paratoneri gibisiniz.