hesabın var mı? giriş yap

  • askere gidenlerin mümkün olamayacağını bildikleri olaydır. çünkü korgeneral gelmeden 6 ay öncesinden hazırlık başlar. toprağın altındaki izmaritler bile toplanır, binalar yalanacak derecede temizlenir, askeri araçlar atf yağı ile parlatılır, ofsayt askerler bir şekilde ortadan yok edilir, bütün nöbet yerlerine eğitimli askerler konur en sonunda ise tabur komutanı uzaktan belirip generalin geziyi ertelediğini haber verir.

    edit: bazı arkadaşlar kendi kolordusu yok mu? orda hiç mi devriye atmıyor yazmışlar. değerli dostlar yine askere gidenler bileceklerdir. eğer askerliğinizi bir kolordu komutanlığında yapacak olursanız, yani korgeneralin nefes alıp verdiği bir yerde, ki o yer neresi olursa olsun, isterse evinin önü olsun farketmez size daha ilk günden nasıl davranmanız gerektiğini "çeşitli yöntemlerle" öye bir öğretirler ki o sigarayı bir tarafına sokmayı düşünürsün ama içmeyi düşünemezsin, aklına gelmez öyle bir şey yani.

  • otobüste pencere kenarında oturmaktayım... eda* kucagımda oturmakta. 3 yaş sendromu içinde camdan bakınmakta... yanımıza yaşlıca bir teyze oturur ve eda yı mıncırmaya başlar, oysa bilmez ki eda bundan hiç hoşlanmaz!

    teyze: senin adın ne bakiimmmmm

    eda dan ters bir bakış...

    ben: eda teyzesi [ayıp olmasın cevap verelim düşüncesi]

    teyze: ay benim torunum var senin kadar onun adı yaprak!

    eda dışarıyı seyrettiği camdan kafasını kaldırıp süzerek kadına bakar... iyice süzdükten sonra tekrar cama doğru döner... ve dışarıyı seyrederek kopartan cümlesini kurar!

    eda: biz yaprağı...[es] sarma yapar... [burada yüzü kadına doner] yeriz!

    budur!!

  • kendisiyle bolca vakit geçirmişliğim, sokak arasında top oynamışlığım bile var. başlığı görünce o günler geldi aklıma, gerçekten çok şanslıymışım. (bkz: super baba) dizisi semtimizde, bazı sahneleri ise evimizde çekiliyordu. dizinin bütün kadrosu, kamera arkası arkadaşımız olmuştu... bu güzel insanlarla bir kare bile fotoğrafımın olmayışı içimi çok burkuyor. o zamanlar en teknolojik aletim tetristi.

  • kuyruk rotoru parçalandıktan sonra, helikopter dengesini kaybediyor.
    kabin sallanmaya başlıyor.
    helikopterin kapısı ve muhtemelen emniyet kemeri olmadığı için adamcağız kısmen kabinden dışarı çıkıyor.
    kafasında kask da olmadığı için, kısmen dışarı çıkan bedeni ile paller arasında hiçbir şey kalmıyor.
    kuyruk rotorundan fırlayan bazı parçalar arkaya doğru yol alırken, bir parça ana rotora doğru gidiyor.
    bu parça ana rotora çarptığında, palleri ve mekanizmayı kırıyor ve pal hizasını kaybedip aşağı iniyor.
    kokpitin dışında ve hiçbir önlem olmadan bekleyen adamın kafasına çok büyük bir güçle çarpıp ölümüne sebep oluyor.

    kapı, kemer ve kask gibi basit güvenlik önlemleri neden önemlidir sorusunu cevabı bu. özellikle de helikopter gibi potansiyel bir insan hızarıyla çalışıyorsanız. helikopterin etrafındaki arkadaşları şanslıymış. paller, kutruk rotoru gibi parçalanıp, fırlayıp o dönme hızıyla onları da çimen gibi biçebilirdi.

  • evdeki saat kendi bir saat geri almış, ablam da bir saat geri almış, kimse almamıştır diye ben de geri aldım şu an aylardan temmuz.