hesabın var mı? giriş yap

  • her ne kadar gelin gerçekten kezban olsa ve damat gerilmekte haklı olsa da verdiği tepki bildiğin hödüklüktür. durun gençler daha cicim ayı başlamadan bu ne tahammülsüzlük?
    bir de sevgisizlikleri çok belli oluyor yazık gerçekten.

  • hayat çok acayip lan.

    koyu fenerbahçe taraftarıyım ve şu anda izmir alsancak'taki kartal yuvası'nın önünde yarın oynanacak bucaspor-beşiktaş maçının bilet satışı için sıra bekliyorum. neden peki burda bekliyorum, anlatayım:

    ailem izmir'e çok uzak küçük bir kentte yaşıyor ve geçen hafta izmir'e ziyaretime geldiler. salı günü de dönecekler. tam da pazar günü. beşiktaşlı babama gelirken dedim ki "baba biraları alıyorum, akşam trabzon maçını evde izleriz." adam çok sevindi, yani sesinden anladım lan telefonda ne kadar sevindiğini. onlar yoldayken maç tatil oldu, üzüldük ama biraları da içtik.* tesadüf bu ya yarın beşiktaş izmir'e geliyor ve 56 yaşında, beşiktaş'ını çok sevse de canlı bir maçını izlemek kendisine kısmet olmayan babamla beraber maç izleyeceğiz. elimde hediye kaşkolla bekliyorum.

    entrime "hayat çok acayip lan" diye başlamamın sebebi bu diyeceksiniz ama değil; acayip olan benim gece heyecandan uyuyamamış olmam.

    tanım: babamın tuttuğu takım.

  • kiev rus knezliği'nin ilk kadın hükümdarıdır. bugün azize olga (saint olga of kiev) olarak anılır. kocasının intikamını defalarca alsa da yüreği bir türlü soğumamıştır.

    945 yılında drevlian diplomatik haberci heyeti, kiev büyük prensesi olga'nın kalesine gelir ve kocası igor'un çok fazla vergi istediği için hükümdarları tarafından iki ağaca bağlanıp, yavaş ve acılı bir şekilde öldürüldüğü haberini iletir.

    drevlianlar, daha önce hiçbir kadının kiev knezliği'ni yönetmediğini ve oğlunun sadece üç yaşında olduğunu hesaba katarak, bir savaş başlatmak yerine olga'ya "nazikçe" olduğunu düşündükleri bir teklif getirdiler. teklif, olga'nın prensleri "mal" (ismi ile müsemma) ile evlenmesiydi.

    olga bu teklifi kabul etti ve geceyi teknelerinde bekleyip, sabah tekrar gelerek ayarlamaları yapmalarını iletti.

    heyet teknelerine çekildiğinde olga, adamlarına tüm geceyi kalenin içerisine derin bir çukur kazarak geçirmelerini emretti. sabah olduğunda muhafızlar, kaleye gelen tüm drevian heyetini bu çukura atı ve heyet canlı canlı gömüldü.

    bu, olga'nın içini soğutmak için yeterli değildi. her biri bir öncekinden daha da korkunç olan intikam serisi devam edecekti.

    bunun üzerine drevlianlara prens mal'ın evlenme teklifini kabul ettiğini bildiren bir mesaj ileten olga, siyasi düzenlemeleri yapmaları için en iyi danışmanlarının kendisine gönderilmesini istedi. ismi ile müsemma prens mal, zeki bir hükümdar olmayacak ki bu istediği kabul etti ve danışmanlarını olga'nın kalesine gönderdi.

    olga'nın, uzun yolculuğun ardından temizlenmeleri için hamama yönlendirdiği heyet hamama girdikten sonra kapılar üzerlerine kitlendi ve olga, adamlarına tüm binayı ateşe vermelerini emretti. temizlenmek için su ile karşılaşmayı uman danışmanlar kendilerini diri diri yakan ateş ile karşılaştılar.

    olga, prens mal'a mesaj göndererek, kocası igor'un öldürüldüğü iskorosten'e doğru yola çıktığını, burada onun için cenaze töreni düzenleyeceğini ve büyük miktarda bal likörü ve ziyafet hazırlamalarını iletti.

    şehre ulaştığında, prens mal'a danışmanlarının ertesi gün geleceğini ve ziyafete devam edebileceklerini iletti. olga, ziyafet sırasında yeterince drevlian'ın sarhoş olduğunu görünce adamlarına saldırmalarını emretti. bu saldırı sonucunda yaklaşık 5.000 drevlian katledildi.

    iki taraf arasında büyük bir çatışma çıktı ancak bir yıldan fazla süren kiev kinezliği kuşatması drevlianları zor durumda bıraktı. olga, kendisine diz çökmeleri ve haraç ödemeleri karşılığında kuşatmayı durdurmayı teklif etti.

    istenen haracın, hane başına üç güvercin ve üç serçe olduğunu gören drevianlar teklifi memnuniyetle kabul ettiler. ancak atladıkları şey olga'nın intikam almaktan bir an bile olsun vazgeçmediği oldu.

    her hane, besledikleri güvercin ve serçelerden üçünü kafesleyip olga'nın adamlarına haraç olarak teslim ettiler. gece çöktüğünde olga, adamlarına her kuşun ayağına sülfür bir çubuk bağlanmasını ve bu çubukların ateşlenerek kuşların salınmasını emretti.

    kuşlar, şehre geri dönüp de yuvalarına ve çatılara konmaya başlayınca tüm şehir alev aldı ve küle döndü. olga'nın adamları ise kuşatmayı sonlandırmamıştı. alevlerden kaçanları şehrin dışında tek tek yakalayıp öldürdüler.

    olga, en sonunda aldığı intikamların yeterli olduğunu düşünmüş olacak ki yaşlıların ve çocukların yaşamasına izin verdi. ancak bir şartla; köle olarak satılacaklardı...

    kaynak: historydaily

  • binaları ayakta tutan tuğlalar değil, temel ve kirişlerdir. ne kadar hafif olurlarsa o kadar sağlam olurlar. yalıtım ise duvarın dışına yapılır.
    hobisi kepçe ve inşaat izlemek olan ülkenin vatandaşı böyle sorular sormamalıdır.
    çocukluğu inşaatın 2. katından kum tepesine atlamak, aylarca bekleyen rutubetli su varillerinden kurbağa yakalamak olan bir varoş çocuğu olarak biraz kassam ev yaparım.
    he bugüne kadar ne inşa ettin dersen sadece köpek ve güvercin kulübesi..
    bir de yetişkinliğimde yaptığım bir kuş kafesi var ki ustalık eserim olarak londra'da sergileniyor. bu londra işi ciddi bu arada.

  • hayata çoook önde başlayandır. sen otuz üçünde karakter oturtmaya, kendinde bir şeyleri düzelltmeye, içinde 1001 türlü savaş verirken o on sekizinde ayakları yere basan, sosyal, dinamik, özgüvenli, ne istediğini bilendir.

  • bu iş sadece burgerda değil malesef bir çok restoranda böyle.şöyleki geçen yaz şu tavukçulardan birinde yemek yiyorum, yol kenarında bi masadayım.bir tane çocuk yanaştı abi bir lira vercilerden, daha küçük belli.dedim abisi para vermem ama yemek yersen gel alayım ne istiyosan.çağırdım geldi, masaya oturdu, bu tepsi üstüne konan menüden baktık işte, bu acılı dedim, bu kemikli neyse seçti bi tanesini.sen otur burda dedim ben alıp geliyorum.gittim işte söyledim kasadakilere, hani o arada böyle sağa sola bakınırsınız ya bi baktım servis elemanı çocuğu çekeliyor kolundan.çıktım dışarı ve diyalog şöyle gelişti g:garson b:ben

    b:ne çekeliyon lan çocuğu bıraksana
    g:abi sen bunları bilmiyosun bikbikbik
    b:olum neyi bilcem ben oturttum masaya, bana yok sıkıntısı.
    g:abi hergün böyle yapıyolar bunlar bikbikbik
    b:parayla değilmi olum aldım bende yiycek çocuk bırak.
    g:abi müşteriler rahatsız oluyo bikbik

    neyse döndüm ben rahatsız olan varmı dedim, herkes sorun yok gibi kafa salladı.verdim çocuğa yedi bi güzel saol abi dedi gitti.sığır garson ya sanki dük soyundan geliyoruz hepimiz, sinirlendim yine akşam akşam.

  • polislerin türk vatandaşına saldırmasına kızan akp'li sözlükçüleri ortaya çıkarmış olay. olm türk vatandaşına türk polisi saldırırken ses çıkarmadın elin gavurunun saldırmasına mı tepki gösteriyorsun?