• pek ağlamayan(hele hele biz dizide) bir insan olsa da izleyen, nedense hep ağlatıyor; sevinç de olsa, hüzün de olsa..
  • heyecanla dizi takip eden insanlara gotuyle gulen birisine "gun olur devran doner, sapi kopar gotune girer" lafini uygulamasiyla gostermis dizi.
  • konusu klişe olan ama buna ragmen insana izlettirmeyi başaran bunun nedeni oyuncuların performansı ve senaryodaki diyaloglarda saklı olan dizi...bence dizideki unlu ve koklu oyuncular dısında her roprtajında ısrarla kendisinin oyuncu olmadigını soyleyen keremcemin performansı takdir ediyorum cunku mimiklerini kullanmayı cok guzel basarıyor ve rolunu iyi yapıyor ve bence tipi canladırdıgı karaktere cok uyuyor ayrıca dizide yan rol gibi gozuksede en gülerek izledigim karakter serkan karakteri ...
  • uzatabilmek için mevcut birçok konu arasından en saçmasını seçmiş güzel dizi.bu yanlışlarını devam ettirmemelerini ve dizinin eski güzelliğinden bir şey kaybetmemesini bekliyorum şahsen.
  • keremcem'in bu dizide söylediği bir şarkı vardır ki gönlümün bam teline dokunur (bkz: kadife kelepçe)
  • keremcem'in dünkü bölümde bitiş jeneriği sırasında çalan kadife kelepçe şarkısını bize tanıtan ama finaliyle bu haftalık yürek burkan sevimli dizi.

    kadife kelepçe, dizinin video klibini içeren yeni keremcem albümü'nde yer alıyormuş*
  • son bölümünde erkin koray 'ın unutulmaz parçası arap saçı 'nın tamamının çalındığı dizidir ayrıca.
  • bu dizinin duygusal zamanlarında çalan müzik var ya işte ben ona hastayım.üstüme ağırlık çöküyor yemin ederim.yavaştan hızlanıyor sanıyorsun ki adamla kız daha çok üzülüyor acı çekiyor.ister istemez senide o moda sokuyor.aklından bin türlü şey gelip geçiyor.eski şeyler iyi yada kötü.reklam kurtarıyor kendine geliyorsun.öyle yani seviyorum ben bu diziyi kaçıramıyorum.bunların dışında yaseminin güzelliğinin katkısı var mı bilmiyorum(bi daha düşündüm kesinlikle var).hataları falan görmezden geldiğim dizidir bu evet sardı beni.
  • manyak bir çekicilikle kendini izlettiren dizidir (en azından benim için). şöyle; tv kanallarında -abartısız- yüzlerce yerli dizi var ve ben bunların neredeyse hiçbirini seyretmeyen biriyim; gel gör ki, bu diziye rastlayınca seyretmeden duramıyorum; üstelik bu dizi, diğer yüzlerce diziden çok daha klişe bir konuyu, yani 'zengin oğlan - fakir kız aşkı'nı anlatıyorken...

    ilk bölümüne rastladım aylar önce ve sonuna kadar izledim. sonra, düzensiz aralıklarla birkaç bölümüne daha rastladım ve her rastlayışımda kendimi seyrederken buldum. neler oluyordu? böylesi klişe konulu bir diziye, böylesi bir ilgi duymak niyeydi? hâlâ net cevaplarını bulamadığım sorular; ve fakat, inkâr etsek de arabesk tatları, yani hüznü ve kavuşmayı seviyoruz bir şekilde; özellikle de aşk üzerine kurulu hüzünleri ve kavuşmaları seviyoruz. üstelik, bu sadece bizim ülkemizde olan bir ilgi değil; dünyanın hemen her yerinde olan bir ilgi. haliyle, ülkemizdeki ve dünyadaki dizi yapımcıları da bu kozu kullanmayı seviyorlar...

    2480'li yıllarda 'zengin android - fakir robot aşkı' üzerine dizi(ler) çekileceğini iddia ediyor ve buraya yazıyorum ("söylemedi" demeyin sonra)...
  • sarp'ın ekin'i beklerken tuvalet ihtiyacını nasıl giderdiği, merakımı uyandırmış dizi.
hesabın var mı? giriş yap