• onden edit: ali nesin bu konuyla ilgili, kitapciklari ve de bulgulari inceledikten sonra ikinci bir yazi yazmis, o yuzden bu yazidaki "kendisi incelemeden cevap vermis" elestirim artik atil kalmistir. ama o kadar ugrasmistim su hesaplara, silmeye kiyamadim. boyle dursun kenarda.

    ayrica cevaba ulasmada israrci olmasi, hatasini duzeltmeye calismasi ve de ikinci bir yazi yazmasi da turkiye'de ender gordugumuz hareketlerden oldugundan, kendisine tesekkur ederim.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    prolog:

    yillar once ali nesin'e bir arkadasimla kanitladigim bir teoremi yollamistim. cok buyuk bir sey degildi, bir lise ogrencisi olarak, tumevarimla aciortay teoremini sonsuz aciortaya yaymistik. oyle deneysel bir seydi, gorusunu sormustuk. o da ters bir sekilde "matematik bu degil, daha kirk firin ekmek yiyeceksiniz" gibisinden cevap vermisti. hani insan bir tesvik eder degil mi? neyse.

    seneler sonra, intikam vaktim geldi hehehe. bugun taraf'ta kendisi ile yapilan roportaji okudum, ve de uzul(mey)erek soyluyorum ki konuya kesinlikle hakim degil. (buraya kadar geyikti bundan sonrasi sikinti verebilir)

    kisim i: sozel aciklama

    mesela roportajin son cumlesine bakalim, demis ki kendisi: "her ne kadar büyük ölçüde hile yapılmadığı kanısındaysam da içimde bir bit yeniği var: basına dağıtılan kitapçıkta 8 sorunun şıkları küçükten büyüğe doğru sıralanmıştı ve her seferinde yanıt en küçük şıktı. buna anlamlı bir açıklama getiremiyorum. olasılık olarak böyle bir şeyin gerçekleşme olasılığı çok çok düşük. ösym’nin bunu açıklaması lazım."

    simdi buradaki sikinti su: kendisi, basina verilen kitapciktaki algoritmanin nasil kurgulandigindan haberdar degil, ve de osym baskani'nin bu konudaki aciklamasini okumamis. hatta konuya donen tartismalarla da ilgilenmemis. (ki bu suc degil) ama zaten butun tartisma buradan cikti, osym de "yaptik bir acemilik" diye acikladi durumu.

    ama isin daha vahimi, kendisinin algoritmayi anlatirken "120 defa dagilmis iste, yeter" seklinde bir ozet gecme haline burunmesi.

    daha once de aciklandi, ben de yazdim, sorun su: siz dogru cevabi sabit tutup yanlis cevaplari karistirirsaniz, ve de bunlari her kitapcikta sadece kaydirirsaniz, bir ogrencinin orijinal dizilisten yola cikarak dogru cevabi bulma sansini cok kolaylastirirsiniz. bu algoritma cok basittir, ve de isabet orani fazladir. nasil mi? (sizi oncelikle suraya alayim, sonra burada olasilik hesabini aciklayacagim, matematik sevmiyorsan hic bulasma)

    kisim ii: olasilik hesabi

    dogru cevabi tuttunuz ve yanlislari karistirdiniz. eger ki yanlis cevaplarin hicbiri orijinal yerine gelmezse, siz kaydirma yontemiyle bu siklari yeniden dizdiginizde dogru cevabi kesin bulursunuz. eger ki yanlis cevaplarin birden fazlasi orjinal yerine gelirse, onun orijinal dizilis olmadigini anlarsiniz ve gene dogru cevabi bulma yolunda ilerlersiniz.

    dolayisiyla aradigimiz olasilik su: yanlis cevaplar karistirildiginda, sadece bir yanlis cevabin orijinal yerine dusme olasiligi nedir? cunku ogrencinin algoritmayi kullanarak cevabi bulamayacagi tek hal bu.

    bu olasilik 1/3'tur. (soyle dusunun, her seferinde bir sikki sabit tutup, geri kalan siklarin hicbir sekilde ayni yerde olmamasini istiyoruz. yani a kesin ayni yere denk geldiyse, b c ve d orijinal yerlerinde olamaz. bunu saglayan haller cdb ve dbc'dir sadece. yani 6 dizilisten sadece 2'si bize istedigimiz kosulu saglar)

    yani su an vardigimiz kani ne? ogrenci, bu algoritmadan haberdar ise, en az %66 oraninda dogru cevabi bulacaktir.

    ama bu hesap eksik bir hesap. soyle ki, diyelim ogrenci gozu karartti ve de algoritmanin kendisine iki tane dogru cevap onerdigi hallerde bile (yani hem a hem c cakisiyor olsun farkli kaydirmalarda), kafadan atmayi tercih etti. bu durumda, ogrencinin dogru cevabi veren algoritmayi yanlis cevabi bulan algoritmadan once bulma olasiligi %50'dir. (bunun olasiligini hesaplamak biraz duz mantik, iki seyin birbirlerinden once/sonra olmasi esit dagilir yani, o yuzden ekstra aciklama yapmiyorum)

    yani, ogrenciye "sirayla diz, cakisiyorsa dogrudur" diye bir sifre teslim edilmis ise, kendisinin birden fazla cakisma olan sorularda basariya ulasma olasiligi 2/3 + 1/3 * 1/2 = 5/6'dir.

    matematik bolumunde 40 adet soru var, ve bunlarin 30'u rakamsal cevaba sahip. bir ogrencinin bu sifre ile ulasabilecegi dogru cevap sayisi 25 olur (ortalama olarak), 5 yanlis 1.25 dogruyu goturecegi icin ogrencinin bu bilgiyle ulasacagi ortalama net sayisini 23.75 olarak buluruz.

    ha, eger 1 milyon 700 bin kitapcikta, bu cembersel mod denen seyin olmadigini gosteren kitapciklar var ise, o kitapciklarin sayisini genele oranlayip, bu olasilikla carpip ilgili ayarlama yapilir. lakin ben onlarca kitapciga baktim, hepsinde ayni sorun var idi. sadece matematikte de degil, turkce, sosyal, fen... ve hatta bugun osym de ayni seyin butun kitapciklarda gecerli oldugunu kabul etmis.

    kisim iii: sonuc

    neticede, bir yontemin matematik testinde 5 dakikada 23.75 net verdirmesi bir skandal midir? skandaldir.

    bu hafife alinacak bir hata midir? degildir.

    bu sistem ile, eger hile yapilmak istense, hile yapilir mi? yapilir. yani hile demek illa ogrencilerin 100'de 100 yapmasi demek degildir. hile illa bilincli de yapilmaz. matbaaci bunu fark edip (ki osym son aciklamasinda insan hatasi dedi) bir sekilde tanidigina haber ucursa ile olay bitmistir. yani kitlesel bir skandal olmasi ithami da yok burada.

    peki varsa bu hile nasil tespit edilir? edilemez. yani sinavda bunu fark edip kitapcigina yazan cocugu bile somut delil olmadan onceden bilmekle suclayamazsin.

    peki bu sinavin iptalini gerektirir mi? bence gerektirir, ama ben politikaci degil matematikci gozuyle bakiyorum olaya.

    epilog

    ali nesin bir tespitinde cok hakli: matematik, olasilik, istatistik bilmeyen bir adami bu sistemden sorumlu yaparsaniz, o da tutar size bunu verir.

    merkezi sinav sisteminin bu kadar belirleyici olmasinin neden sacma oldugunu da boylece bir kez daha gormus olduk, o konuda da ali hoca cok hakli.

    ama iste adamin isi gucu var, ugrasmamis kitapciklari bizim gibi deli isi teker teker incelemeye.

    benim derdim, "koskoca ali nesin" diye otorite addedilmesin. yoksa bana ne? (aslinda bana ne degil kuzen girdi sinava.)

    oyle iste.

    onemli not: burada saat 6. matematik hesabinda hata yaptiysam affola, bu saatte 6 olur 9, anlamazsin...

    ekleme: master kitapcigi tekrar incelerken fark ettim ki, koklu cevabi olan sorulari da numerik siraya gore dizmisler. o yuzden basta cozulebilir soru sayisini 27 demistim, simdi 30'a cikardim.
  • (bkz: #22930720)
  • taraf'a bugün yazdığı yazısının sonlarına doğru olan kısmı;

    "... eğer gerçekten bu stratejiyi izlemişlerse pek bir sorun göremiyorum ben. ama tabi yüzde yüz emin olmak için çok daha fazla örneklemeyle çok daha ayrıntılı bir analiz yapmak lazım ve istatikçiler böyle bir analiz yapabilirler.

    burada sorun şu: eğer bir öğrenci önüne gelecek kitapçıkta 50 kaydırmadan hangisinin uygulandığını bilirse, o zaman kamuoyunda çok sık tartışılan yöntemle doğru yanıtları büyük ölçüde bulabilir. ama bu tür kuşkular her sınavda öne sürüleceğinden, elimizde somut bir delil olmadan kuşkulanmayı doğru bulmuyorum ben şahsen. "

    bunun devamı:

    "ayrıca binlerce kişiyle paylaşılan bir şifre mutlaka ortaya çıkar, özellikle türkiye gibi konuşmayı seven bir ülkede; yani kitapçıkları şifrelemek birazcık aklı olanın yapacağı bir iş değil. öte yandan ösym'nin kötü bir geçmişi olduğundan insanlar kuşkulanmakta da tamamen haksız sayılmazlar."

    yazı şöyle sonlanıyor:

    "her ne kadar büyük ölçüde hile yapılmadı kanısındaysam da içimde bir bit yeniği var: basına dağıtılan kitapçıkta 8 sorunun şıkları küçükten büyüğe doğru sıralanmıştı ve her seferinde yanıt en küçük şıktı. buna anlamlı bir açıklama getiremiyorum. olasılık olarak bunun gerçekleşme olasılığı çok düşük. ösym'nin bunu açıklaması lazım."

    taraf gazetesinin bazı yazarları, ali nesin'in yazısı üzerinden, sınavda şifre olmadığının kanıtlandığı gibi bir yanılgı içerisindeler. ali nesin'in matematikçi kimliği ile verdiği bilgiler "asla kopya yoktur"u desteklemiyor, yukarıdaki örnekler bunu gösteriyor.
    yazının sınavda kopya olmadığının kanıtı olarak öne sürülebilecek kısımlarında ise; ali nesin'in varsayımlarını ve sezgileri doğrultusundaki tahminlerini okuyoruz. e onlara da kesin doğrularmış gibi inanmama hakkımız var.

    yani sınavda herşey (kopya/şifre veya tam anlamıyla dürüst bir sınav) olmuş olabilir.

    kimi taraf yazarlarının iddia ettiği gibi bu yazı sonrasında kafamızda netleşmesi gereken ne, onu henüz anlayamadım...
  • taraf'daki yazısı üzerine yeni bir açıklama yapmış ve şüpheleri de artmış kişi. yazısı için;
    http://tinyurl.com/6fcx24r

    -----
    perşembe günü taraf’ta çıkan söyleşimde bazı yanlış çıkarımlarda bulunmuşum. şimdi daha çok sınav kâğıdına ulaşılabildiğinden, ösym’nin son açıklamalarını da dikkate alarak bu çıkarımlarımı düzeltmek zorundayım.
    iki soru var yanıtlanması gereken: 1) ösym’nin aslında ne yapmak istediği ama 2) ne yaptığı.
    ikinci sorunun yanıtını üç aşağı beş yukarı anladık. özetle şöyle:
    a) ösym her soru kitapçığında tüm yanlış şıkları ayrı ayrı karacağına, tek bir karma yapmış. ayrı ayrı karıldığı çıkarımım yanlışmış. söylenene göre sistemdeki bir hata buna neden olmuş.
    b) bu karmayı esas alarak, her kitapçıkta her sorunun şıklarını – anladığım kadarıyla rastgele ve ayrı ayrı – döngüsel kaydırmış.
    c) böylece tüm kitapçıklarda tüm soruların şıklarının döngüsel sıralaması aynı çıkmış.
    bunun şu sakıncası var: rastlantıyla ya da kasten beliren ve soruların tümünü ya da çoğunluğunu yanıtlamaya yarayan bir şablon, tüm kitapçıklarda belirebilir. nitekim radikal gazetesinden betül kotan’ın ortaya koyduğu “büyük sayının sağındaki doğru yanıttır” yöntemi 40 matematik sorusunun 36’sına uygulanabiliyor ve 23 doğru yanıt veriyor.
    eğer öğrenciler bu yöntemi önceden görmemişlerse bir sorun yok, çünkü sınav sırasında böyle bir şablonu farketmek imkânsız; farkeden de benim nezdimde en iyi üniversitenin en iyi bölümüne girmeye hak kazanmış demektir! ama her türlü şablonun dışarıya kolaylıkla sızdırılma olasılığı olduğundan, ösym’nin bu kusuru bağışlanır gibi değil. üstelik sistemdeki bu hata da öyle kolay kolay farkedilmeyecek bir hata değildir. buna acemilik değil, beceriksizlik denir.
    ayrıca şu sorular da akla geliyor: eğer yanlış yanıtlar rastgele karılmışsa nasıl oluyor da,
    a) tam 8 soruda hiçbir karma yapılmamış ve bu 8 soruda yanıt hep en küçük?
    b) 36 sorunun 23’ünde doğru yanıt hep en büyük yanıtın sağında yer alıyor?
    bunlar yanıtlanması gereken sorular.
    birinci sorunun, yani “ösym aslında ne yapmak istedi?” sorusunun yanıtını tahmin bile edemiyorum. daha doğrusu tahmin ediyorum ama bir anlam veremiyorum, çünkü yanlış şıkları rastgele karıp sonra yanıtları rastgele kaydırmakla, doğru yanlış demeden tüm şıkları bir defada rastgele karmak arasında hiçbir fark yoktur ve ikinci yöntem akla ilk gelendir, çok daha sadedir, kolaydır ve dolayısıyla hatalara karşı çok daha dayanıklıdır. bu sorunun da yanıtını ösym başkanı hepimize açıklamakla yükümlüdür.
    ali nesin
    ----
  • götü başi oynamayan, yaptiği yanlişi açik yüreklilikle söyleyen bilimadami. düzeltme yazisindan da anlaşiliyor ki ilk incelemesinde (kendisini şahsen taniyor olmama dayanarak, kasitli olarak yanliş yönlendirildiği kanisindayim) yeteri sayida kitapçik incelememiş.

    babasiyla örtüşen bir çok fikrimiz kendisiyle örtüşmese de dürüstlüğüne inancim tamdir.
  • özetle sadece salaklık değil kötü niyet de var demektedir.
  • bilimsel açıdan, çağımızın ludwig boltzmann'ıdır bana göre. adam gibi adamdır. hayatı matematikle anlamıştır. ayrıca kimileri onu dışladığını, ötelediğini sanmıştır, hala da öyle sanıyorlar.
  • vakfa yaptigim cok cok cuzi miktardaki bagistan sonra comment kismina yazdiklarima cevaben bana bizzat email atmis ve beni sevindirmis kiymetli akademisyen/egitimci.

    not: nesin vakfina bagis yapmak icin:

    https://secure.cs.bilgi.edu.tr/…esinvakfi/bagis.php
  • iyi öğretemediği iddia edilen matematikçi.

    kendisinin dersine girdim çok şahane öğretiyor. çok aksi olduğu oluyor, ama her ders çıkışı ayrı bi' aydınlanmadır dinlemeyi bilene.

    dinlemeyi bilmeyene gauss da anlatsa euler de anlatsa faydası yok.
  • şöyle demiş:
    matematik dunyasi dergisi 2003 yilindan beri, yani 8 yildir benim yonetimim altinda cikiyor.

    bunun nasil bir calisma oldugunu anlatmak imkansiz, gormek gerekir. ne gecesi var ne gunduzu, ne sabahi var ne aksami. boynumdan belime kadar vucudumun agrimayan bolgesi yok diyebilirim.

    ama degiyor. biliyorum. ogrencilerin tepkilerinden biliyorum.

    her sayisi 10.000 satiyor. hatta zamanla asiyor ve 15.000 satisi yakaladigimiz oluyor.

    bir soyut matematik dergisinin bu kadar uzun sure boyle bir basariyi yakalamasi pek enderdir. bu basarinin turkiye gibi bir ulkede gerceklesmesi adeta bir mucize.

    sanirim basarimizi ogrenciye duydugumuz saygiya borcluyuz. nitekim her seyi tanimlayip kanitliyoruz, hicbir seyi es gecmiyoruz, ustu kapali gecistirmiyoruz, geri kalmis bir ulkeye bu kadari yeter demiyoruz, ogrenciye ve zekasina guveniyoruz.

    satirlara, sayfalara ve emegimize acimadan, isin felsefesini atlamamaya ozen gostererek, elimizden geldigince duru bir dille yazmaya calisiyoruz.

    saniyorum matematigin sayi ve simgelerden olusan anlamsiz bir bulamac olmadigini da boylece cumle aleme gostermis olduk.

    aylik dergi olsa, bu satisla ihya olurduk. ama 3 aylik bir dergiyiz.

    bu derginin cikmasindan bes kurusluk maddi cikarim yok, ama sayilara gelmeyen onuru var. 2003’ten beri derginin gonullu kolesiyim.

    derginin borcu var ve daha da odemesi gereken faturalar var. oysa bu ay bir calisanimizin maasini odeyemedik...

    dergi daha cok ogrenciye ulassin diye zam da yapmak istemiyoruz. hatta bireysel aboneliklerden zarar bile ediyoruz. bu durumu kontrol altina alabilmek icin bronz (25), gumus (50), altin (75) ve platin (100) abonelikler yarattik. boylece parasi olandan (biraz) alip olmayana (cok) veriyoruz.

    bu kalitede bir derginin yasamasi lazim. yasayacak da.

    sizlerden dergiye abone olmanizi istiyorum.

    www.matematikdunyasi.org adresinden abonelik islemlerinizi yapabilirsiniz.

    ayni adresten eski sayilarimizin iceriklerini gorup, tukenmemis olanlari ismarlayabilirsiniz.

    gencler ve matematik adina cok tesekkurler.

    ali nesin
hesabın var mı? giriş yap