• uzerine sarkilar yazilmis kavramdir.
    "bir garip yolcuyum hayat yolunda
    yolunu kaybetmis, perisanim ben..." gibi.

    ayrıca yol yordam bilmeyenlerin siklikla dustukleri bir durumdur ancak "bir bilen bulunur" + "sora sora bagdat bulunur" ikilemesiyle icinden cikilasi bir durum oldugu da belirtilmelidir. hatta şunu da belirtebiliriz: bu durum, yol yordam bilenlerin ve hatta yollarin fatihlerinin de ara sira dustukleri durumdur. zira herkes hata yapar, hata "insansal" bir kavramdir. o nedenle bir tek melekler yollarini kaybetmezler. bir labirentin içinde kaybolmadığınız sürece kaybedilen yolun ardindan fatiha okumak da gerekmez.
  • aslında dışarıya eğlenmeye çıkılan zamanlarda artık kahkaha atmak ya da hiç susmayacakmışçasına konuşmak yerine durgunlaşmak, muhabbete yorum yapmak yerine gülümsemekle yetinmeye başlamak, başkalarına mantık yürütüp umutlu yollar vaad ederken kendi söküğünü dikememek, bir çok şeyin mesela yolunu kaybetmişliğin bi işaretidir ki suskunluk sizde pek de görülmeyen bi durumsa hele, etrafınızdakilerin bunu fark etmemesi için danyal denyo zekasında olmaları gerekmez.

    ne yer, ne içer, ne susarsın kardeş? durgunluk nedendir? soruları sorulur teker teker. nedenler sıralanır, en azından nedenleri sıralayabilmek de farkındalıktır ama yetmez. nedenleri bilip cevapları, yapabilecekleri de bilebilmek gerekir. fekat onlar da biliniyor, yanıtlar bir elin parmakları kadar sıralanabilecek denli açık ve netse yolunu kaybetmek de neyin nesidir o zaman diyebilirsiniz zeki yaratıklar. işte o zaman sizi alnınızdan bi güzel öper, bayram şekeri niyetine elimi uzatırım.

    hakikatler bazen o kadar da açık değildir tahinli turtalarım. hem hakikat dediğin de nedir ki? o halde yol nedir? kaybettiğin nedir? daha önce neredeydin ki şimdi neredesin, ne yaptın be insan?

    ya etrafındakilerin sana yakıştıramayacağı veya senden hiç bekleyemeyeceği bi davranış, bi halet-i ruhiyye durumu içerisindesin ya planlarının dışına çıktın ya kendine verdiğin sözü tutamadın ya ucunu bucağını göremediğin halde bodoslama daldın ya kuralları çiğnedin ya oyunu bozdun ya algıları kırdın ya "dur yapma" dediklerini yaptın ya da kaybettiğin yolda dalmak istediğin sularda başkalarının yaşamları başka yönde akarken müdahale etmek istedin, izin verilmedi.

    gibi.

    yolunu kaybetmenin bi diğer alameti de doğru ve istenilen kelimeleri bulduramamaktır. meğersem dert anlatılmazmış iki üç kelimeyi bir araya getirince. yolunu kaybettiğinde sözcükleri de kaybedebilirmiş insan. öyle diyorlar. belki bulabileseymişsiniz, agresif olmazmışsınız belki de sırf kendinize kızdığınızdan ya da anlayabilirmiş karşınızdaki sizi. belki de sizi iki kolunuzdan tutar başka yollar buldururmuş. istenilen de buymuş yolunu kaybettiğinde. öyle diyorlar, kimi kendini bilmezler mesela.

    kaybettiğinizde yolunuzu her rastladığını rehber sanmamak gerek derler bi de. her mahmutu koca sanmamak gerektiği gibi. dil bilmeli bi kere rehberiniz. anlamalı halinizden. neredeydiniz, neden buralara yolunuz düştü, ne arıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz? bunların hepsini bilmeli ki rehber olabilmeli size. tabi çok meraklıysanız "doğru" yolda olmaya. bütün nedenleri, geçmişi, ne zaman karanlığınızın basacağını, ne ara rüzgarınızın esmeye başladığını bilemezse o klavuz kargadır bilin ki. ya da tüm bunlardan kaçmak isteyebilir, tadını kaçırmamak adına bile bile dönüp arkasını gidebilir. şaşırmayın, pazardan beş kuruşa alınmış adi don gibi hemen iplerinizi koparmayın.

    yoksa daha önce sizin güveniniz hiç sarsılmamış, hiç tek başınıza kalmamış mıydınız? hay alla.
  • istanbulun garip bir yerinde arabayla kaybolduk, otoban'ın karşı şeridine bir türlü geçemiyoruz. arabanın camını aralayıp bir teyzeden yardım aldık. teyze bize karşı tarafa geçebileceğimiz bir üst geçit tarif etti. az gittik uz gittik üst geçidi bulduk. ancak gördük ki teyzenin bizi gönderdiği geçit bir yaya üst geçidiydi. sonra durumun abzürtlüğüne aldırmadan bir başkasına yol sorduk, onun bizi alt geçit diye yönlendirdiği yer de bir yaya alt geçidi çıktı. neyseki o bölgenin yerlilerinde teknik bir arıza olduğuna karar verip akbabalara yem olma pahasına kaybola kaybola yolumuzu kendi kendimize bulmaya karar verdik.
    fazlasıyla fantastik bir gündü ama biz bundan hiç bahsetmemeyi bu olaylar sanki olmamış gibi davranmayı tercih ettik. kahretsin yine çok kuuluz.
  • henuz yazar olamamis caylak bir arkadasin ustune kimseyi tanimadigim yetenektir .

    kendisi seyrantepe'den cikip goztepe'ye gidicem diye kendini sile yolu uzerinde nevzat demir tesislerinin orada bulup

    - aa bizim tesisler lan

    diye de sevinen bir insan.
  • aslinca kibarca, hic hissettirmeden cikis kapisi gosterilmistir. artik korkunun ecele faydasinin olmadigi zamanin biraz oncesi. hatirlama veya ozlemeye daha cok zaman vardir. tahminler sadece vakit kaybidir.
  • eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın... çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır... nedensiz yere mutlu olabilmek, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için tüm gücü ile dayatmak.
    ~paulo coelho~
  • hedefine varmak icin takip edilmesi gereken yoldan cikilmasi durumu.

    kendini bulmak icin bazen yolunu kaybetmelisin baby.

    edit. imla
  • şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?
  • tavsiye ile yol almak yerine kendine ait yoldan yürüyen her insan uğradığı istasyonları anımsadı. kendi yolundan yürü.
hesabın var mı? giriş yap