• suat sayın'ın muhayyerkürdi makamındaki şarkısı. o kadar hızlı bir ritmi olmasına rağmen nasıl olur da bir şarkı bu kadar hüzün dolu olabilir diye çoook sormuşumdur kendime de cevabı bulamamışımdır.
  • muazzez ersoy'un da hakkını vererek yorumladığı şarkı...
    *

    yollar uzak gelemedim muradıma eremedim
    tutunacak dalım sendin kıymetini bilemedim

    gözlerime bir baktın yaktın âh beni yaktın
    ben sana ne yaptım ki beni yalnız bıraktın

    bana el gözüyle bakma gurbet ellerde bırakma
    ayrılık canıma yetti bir de sen gönlümü yakma

    gözlerime bir baktın yaktın âh beni yaktın
    ben sana ne yaptım ki beni yalnız bıraktın
  • insanın içini ezen, içtikçe içirten bir türk sanat müziği eseri.

    en çok rakıya yakışıyor, bir fasıl ortamı bu şarkı olmadan gerçek bir fasıl ortamı olmuyor. "yollar uzak, gelemedim; muradıma eremedim.." diye birisi söylemeye başladığı an bardak aniden boşalıveriyor.. böyle bir şarkı işte üç aşağı beş yukarı..
  • ....
    aslında sen ne kadar yakınsan, yollar bir o kadar uzak,
    gelmeye kalksam, sendeleyip düşerim,
    yollar uzar, işte yollar da uzak,
    işte bildiğimden sana gelemeyeceğimi,
    sana çıkmayan bütün yollar uzak, bir o kadar azap.
    ......

    şeklinde mısralara sahip bir şiir.
  • ajda pekkanin en seksi haliyle soyledigi sarki
    http://www.youtube.com/watch?v=3iwhpvlqwf4
  • bu şarkının biri metin alkanlı, diğeri esin engin ve orkestrası'na ait olmak üzere iki ayrı enstrümantal yorumu vardır ki; her ikisi de birbirinden güzeldir.
  • suat sayın naif ve hüzünlü, muazzez ersoy duygu yüklü ve yürekten okur bu şarkıyı. ikisinde de hızlı ritmine rağmen ah çekerek dinler, eşlik edersin şu sözlere;

    "gözlerime bir baktın, yaktın âh beni yaktın;
    ben sana ne yaptım ki, beni yalnız bıraktın..."
  • esin engin'in 1979 tarihli versiyonunda klavye nasıl kullanılır dersi verdiği şarkı. synthsizer tüm şarkı boyunca alttan ığıl ığıl çağlar gelir. üstyapıya hiç zarar vermeden, hiç öne çıkmadan şarkıyı dengede tutar. esin engin müziğin matematiğe çok benzediğini keşfedebilmiş ender yeteneklerden olduğunu bu şarkıda bir kez daha kanıtlamış.

    metin alkanlı'nın 1974 versiyonunda ise yaylı, nefesli ve vurmalı çalgıların "the mexican standoff"unu görürüz. büyük bir orkestrayla ardışık bir melodiyi nasıl sadeleştireceğini gösterir alkanlı.

    '70'li yılların türk enstrümantal sanatçılarının nasıl dünya çapında yetenekler olduğunu anlamak için sadece bu iki örnek bile yeterlidir.
hesabın var mı? giriş yap