• pavyon işi*, şekilli meyve ikram biçimi.
    (bkz: yanar döner/ 2)
    (bkz: halloween)
  • yan masadan gönderilen meze.''neşeniz bol olsun'' anlamına geir.
  • genelde türk filmlerindeki* pavyonlarda görülebilen yuvarlak tepsi gibi dönebilen bir şeyin içinde servis yapılan ve aynı zamanda yanan meyve salatası
  • dikkatli bakılırsa, pavyon aşçılarının büyük bir kısmının kubist akımdan etkilendiği görülecektir..
  • ben bundan uykuya yollardim bi zamanlar, kiymetini bilmezdi o ayri *
  • iyi içip yemiş, o nedenle güzel para bırakacak bol müşterili masaya restoran sahibinin yaptığı atraksiyon.
  • tecrübelerime göre tüm doğu avrupa ülkelerinde garsonlara tarzan ingilizcesi ile "turning burning fruit plate" dediğinizde sahip olacağınız meyve tabağıdır. tabiki içeriğindeki meyveler mekanın kalitesi ve mevsime göre değişebilmektedir.
  • çok çok güzel bir akşam yemeği sonrası, keyifle restorandan çıkılırken kapıda garson kolonya ikram eder. ilk kolonyayı ben alırım ve bolca aktığını görürüm, şişenin ağzını fazla delmişler.

    arkadan koca kolonya ikramını kabul eder. akaaar, akar kolonya. arabaya kadar yirmi adım mesafe vardır. koca, o yirmi adımda bir sigara yapıştırırım diye düşünür ve daha lokantadan çıkmadan sigarasını çıkarır, çakmağı çakar.

    bir çığlıkla arkamı döndüğümde gördüğüm ilk şey kocamın iki elinin de mavi bir alevle kaplanmış olduğuydu, güzel bir maviydi. refleks olarak alevi söndürmek üzre ellerini sallamasa da koltuğunun altına sıkıştırsa mesela, alev daha kolay sönerdi belki ama onu akıl edene kadar yandı ya adam. aynı şekilde benim ellerim yansa o derece olmaz belki, sıcak tava, tencereye maruz kaldığından, toprakla uzun yıllar haşır neşir olduğundan. ama kocanın elleri öyle nazik ve narin, cayır cayır yandı. hastane, anestol, silverdin, bepanten, rendelenmiş patates, yumurta akı, zeytinyağı, bilimsel ya da kocakarısal ne varsa yaptık. iki haftadır yaralar anca kabuk bağladı, elleri bir kat soyuldu. onun derileri, benim yüreğimin yağına koşut eridi. onun eli, benim ciğerim yandı.

    sigaranın laneti bu. beş dakika beklese evde balkonda içse sigarasını hiçbir şey yok. arabaya binsek de o dışarda tüttürse daha da bir şey yok. ama yok, her fırsatta içiliverecek, yakılıverecek, tüttürülüverecek.

    "bu hikayeyi başlığa nasıl bağlayacak" diyenler için, oğlumun olayla ilgili yorumu gelsin; "annee, alevli meyve tabağı gibi oldu ya babam, ne kadar uzun yandııı"

    dövmedi hayır. acısı geçtiydi bu lafı ettiğinde, gülebildik.
hesabın var mı? giriş yap