töhmet *
-
suçlama ama sanıdan öteye gitmeyen suçlama.... (bkz: zan altinda birakma) da denilebilir...
-
(bkz: töhmet altında kalmak)
-
cümle içinde kullanan insanı cani bile olsa mağdur poziyonuna taşır..
-
itham edilmiş olanın düştüğü durum;
töhmet; altında kalınan bir itham edilme durumudur. kullanımda töhmet altında kalana daha fazla inanmamızı sağlayacak yeterli vurgu aslında içine katılmıştır. bu yüzden töhmet de itham da tarafsız değildir.
arapça tühme(t) ; suçlama olarak kullanılabilir. biri diğerini suçlarken haksız bir suçlama ile karşılaşmış kişinin çığlığıdır töhmet , aynı zamanda altında kalanı ezendir. acıtandır. yakandır (?)
itham edilenin altında ne kadar yaşayabileceğine dair bir sınavdır da. baş edilmesi gereken büyük bir problem, derttir. kolaylıkla savuşturulamayacak bir illettir. illetlerin en büyüğüne gebedir; ön yargı (?)
yine de 180 derece dönerek diyeceğim ; itham edilenin kurban olduğuna dair inancı çoktur, çokça kullandığı mekanizmalarını ordan yürütür . okumalarını oradan yapar, sağlam duramaz sıkça yıkılır.
töhmet altında kaldığını söyleyenin vay semptomuna !
(bkz: bağışıklık sistemi) -
bana direkt olarak ahmet cakar'i cagristiran kelime.
neden bilmiyorum ve yalniz da degilim.
(bkz: tohmet altinda kalmak) -
google resimlerde aratınca ilk cemil çiçek'in çıktığı kelime.
"tüm müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamalar kabul edilemez" demiş.
ne çıkacak merak etmiştim rahatladım.
(bkz: canı sıkılan yazarlar) -
(bkz: zan)
-
"bence aşkı, tensellik töhmetinden kurtarmanın en iyi yolu, tam tersinden gidip tensellikte gizli aşk öğesini kanıtlamaktır." thomas mann - doktor faustus
(bkz: vehim), itham, ittiham, müttehim, müttehem -
gibi dizisinde sıkça kullanılan kelime.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap