• ermenilerin türklerden daha türk olduğunu iddia eden araştırma ve hakkındaki haberin dikkat çekici başlığı.* araştırmadaki tek ilginçlik bu değil, yunanlar %10 alman, almanlar %0 yunan ; türkler %10 yunan, yunanlar %0 türk ; yunanlar %20 slav ancak slavlarda zerre yunan genine rastlanmamış. insan ister istemez hiç mi yok diye soruyor.

    edit: zamanında buralar hep dutluktu, başlık başıma kalmış. başlığın kaynağı igenea adlı, genetik soyağacı testleri yapan şirketin yaptığı araştırma ve radikal gazetesinin araştırma ile ilgili haberi idi. igenea araştırma sonuçlarını resmi sitesinden kaldırmış sanırım. söz konusu araştırmaya göre türkiye'de yaşayan insanların genetik kökeni şöyle imiş;

    %28 türk
    %21 kelt
    %11 berberi
    %10 cermen
    %10 helen
    %9 slav
    %5 arap
    %4 ilir
    %2 yahudi

    edit 2: vatandaşın birisi üşenmemiş vidyosunu hazırlamış. diğer ülkeleri merak dedenler için: http://www.youtube.com/watch?v=tdggxjsngsc
  • bilime zerre onem vermeyen bir ulkenin genlerine islemis fasizme zerre etki edemeyecek bilimsel arastirma sonucu. bu memlekette "aa siz yunanca konusuyorsunuz" dedikleri icin "biz gavur degiliz" diyerek (bunu yunanca soyleyerek) yunan turistleri tasla sopayla kovalayan koyluler var lan.
  • yarım haber. aranan türklük nerede görülmüş onu da yazsananız.
    (bkz: ermenistan/#16264062)
  • sözlüğe uygunsuz taşınmış haber başlığı.

    o değil de, türklük dildedir diyenler; mübadele yapılırken pek dinlenmemiş bu laf nedense. ya da türkiye'li ermeniler türkçe konuşmuyor mu? ayrımcılık yapan sizin kadar seçici davranmıyor ne yazık ki.
  • tarih boyunca zilyon tane kavmin aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya iner çıkarken geçtği anadolu topraklarında, %100 bir arilikten söz etmek elbetteki mümkün değildir. dolayısıyla doğrudur. bu konudaki tanımım budur. görüşlerim ise ilişiktedir:
    at binen kılıç kuşanan, ata binmekten dolayı bacaklarının çarpık bir şekil aldığı erkeklerinin 1.65m., kadınlarının da 1.60'ı pek geçmediği ortasyalı dedelerimiz ve nenelerimizle pek bir akrabalığımız kalmadı. laktoz intoleransı dışında zannederim. türk ırkının standartları, bazı kurumlarca da belirlenmiştir zaten. bunlardan en önemlisi de dudak üstü-burun başlagıcı açısının 90 dereceyi geçmemesi gerektiği yönündedir. 90 dereceden daha az eğimli bir burna sahip olanlar daha güneyli ırklarla (aramiler-hititler-asurlar-kenaniler-araplar-samiler...vs) kaynaşmış atalara sahiptirler ve 90 dereceden daha fazla eğimli bir burna sahip olanlar ise kuzeyli ırklarla (avrupalılar) kaynaşmışlardır. göz renklerimiz değişti. artık bol bol mavi-yeşil göz var. (lenslerden bahsetmiyorum). tenimiz açık sarıdan beyaza ya da esmere döndü, boylarımız uzadı, bacaklarımız artık pek çarpık değil. çıkık olması gereken elmacık kemiklerimiz hızla düzleşiyor, gözlerimiz çekik badem formunu kaybediyor. bunların ışığında bile türkiye'de yaşayan ve kendisine türk denen, ya da kendisine türk diyen ırkın, %100 türk olmadığı zaten anlaşılır, dna testlerine ya da kan bulgularına ihtiyaç yok.
    arkeolojik kazılarda çıkan kemiklerle her zaman işçiler oynar. ya da öğrenciler.. ellerimizde baget gibi dolanır durur bazen rahmetlilerin kemikleri. her zaman da "al bak senin deden çıktı", ya da "al lan senin eben buymuş" gibi espriler döner durur. sagalassos kazısında da buna benzer şakalaşmalar iyic alıp yürüyünce, işçilerin de rızasıyla bir takım dna testleri yapılmış. sonuçlar şaşırtıcı tabii. işçilerin birkaçı ile 1. dereceden, geri kalanları ile 2. dereceden akraba çıkmış kemiklerin sahipleri. kazı yapan işçiler arasında infial uyanmış tabii.. "ne yani biz şimdi türk değil miyiz?" diye. o gavurlar ya da o yunanlar benim dedem olamaz diye. haberin ayrıntılarını internette ararken sözlüğümüzde de yer aldığını gördüm: kaza kaza 3 bin yıllık akrabalarını buldular. yani olur böyle şeyler. kimse ari olmaktan ya da yüzde yüz karışmamış bir türklükten bahsedemez şu ortamda. 170'i bulan ve geçen boylar, beyaz ya da esmer bir ten, büyük el ve ayaklar bunlara artık izin vermez. nesiller boyunca kaynaştı herkes anadolu'da. en az estonya-letonya-litvanya kadar karışık bir ırka sahibiz. bu yüzden ilaç pazarları severmiş ya bizleri? bizim üstümüzde tutan bir ilaç, dünya ırklarının pek çoğunda etkili olurmuş zaten. litvanya için de aynı şeyler geçerli. kavimler kaynaşmadan göç edemez malumunuz. mutlaka çok fazla birliktelikler oldu, kalanlar, göçemeyenler oldu. malazgirt'e 1071'de, 54 bin er ile geldiğimiz zaman, bütün halkları önümüze katıp sürmüş olmamız pek mantıklı değil anlayacağınız. burdalardı, kaynaştık, aldık, verdik, sevdik, biz olduk. kimimiz güzelleşti, kimimiz çirkinleşti.
    moğolistan'da kazı yapan hocalara da moğol ya da kazak, ya da türki hocalar derlermiş ki her zaman: "yahu siz anadolu'ya gittinz, ne de güzelleştiniz, gözleriniz irileşti, teniniz beyazlaştı, bizler burda kaldık, çinli kızlarla düşe kalka gözlerimiz iyice çekildi." bu da arkeolojik konferanların değişmeyen esprilerindendir.
    böyle yani bu işler. mesele damarında akan kanın ari olması değil. senin kendini ne derece türk hissettiğin, eğer ben türküm diyorsan bitti işte tamam. damarındaki kan türk değilmiş farketmez. beynin türk olmuşsa, türk olmayı ve türk gibi yaşamyı seviyorsan, gerisi tıngırtı. ama damarındaki kan sana %100 türk olduğunu söylediği halde, bu memlekette yaşıyor olmaktan, burda bulunup türkçe konuşuyor olmaktan dolayı üzgünsen, o zaman da inandığın tanrı sana şifa versin derim ben. bu kadar korkulacak ve utanılacak birşey değildir türk olmak. böyle absürd tartışmaların yapılacağını ve insanların kimi zaman destekleyerek kimi zaman da iğrenerek türklük ve türk olmakla ilgili tartışmalara gireceğini önceden sezen atatürk; ne mutlu türküm diyene niye demiş? bu işlerin önünü kesmek için. anlamayan fındık beyinlilere: türküm diyorsan ve türk hissediyorsan yoluna devam et demek için.
    türk olma fobisi ya da türklük fobisi olan bireyleri sevindiren bu tip çalışmalar, tam tersi, türklüğü sadece damarındaki kanın %100 türk olması gibi fiziksel bir etkene dayandıran saplantılıları da üzmüştür zannederim.
    şahsen dna testi yapsalar bana, ve %100 alman çıksam bile birşey değişmez ki? sevdiğim yer, doğduğum, doyduğum yer benim memleketimse, adı türkiye ise, yaşayan halka da türk deniyorsa ben de türk'ümdür.
    gerçi benim için ayrı ve çok basit bir ölçü birimi de vardır tabii: demlik ve alt kısımdan oluşan iki parçalık çaydanlıklarda çay yapıp içen herkes türktür bana göre. alınanlar olursa özür dilerim, sözlüğün bana "kırma köpek" diyen kalemşörlerini de çok üzmek istemem ama çaydanlıktan çay içtiğiniz müddetçe türksünüz. türk dedim, hakaret ettim, özür dilerim.
  • ironi.

    "türklerin geninden türklük çıkmadı" başlığı bile ironiyi anlatmaya yetmemiş olacak, anlatalım.

    şu an "çaydanlıklarda çay yapıp içen herkes türktür" dediğin şeye vaktinde osmanlıdır deniyordu. bu topraklarda bundan çok değil 200 yıl önce "türk" kelimesi hakaretti (msl: etrak-ı biidrak). ermeni'nin çaydanlığı yok mu sanıyorsun. çal bakalım "klasik türk müziği" şehnaz longayı, erivan'dan saraybosna'ya herkes göbek atmıyor mu. yoksa "klasik osmanlı müziği" olmasın o. "türk" kelimesinin ikili anlamı (turkic ile turkish) şu an kullanılan bu ifadeyi "ambiguous" yapıyor. bizim (anadolu/balkan/kafkas/mezopotamya) ortak tarihimizin ürünü olan yemekler, müzik, alışkanlıklar, yaşam biçimi "türk" kelimesinin ikili anlamından "turkic"in sonucu olarak sunuluyor. bu da "türklüğü" ön plana çıkaran ideolojinin yapmak istediği şey değil mi zaten? türkiye'li bireyin kimliğini oluşturan tezlerden biri (16 yıldızlı) tarihte türk devletleri değil mi, bunların arasında hitit var mı bak bakalım? ilkokulda truva'nın kaybetmesine mi üzüldük, süleyman şah'ın attan düşmesine mi? tarihteki ilk hıristiyan başkentin istanbul olmasıyla mı gururlandık, çin seddinin "bizim" sayemizde yapılmış olmasına mı? osmanlı müziğine büyük katkısı bulunan yahudi, helen, ermeni müzik kültürünü hiçe sayıp, osmanlı müziği türk müziğidir diyenler, türk'ü hangi anlamda kullanmış oluyorlar?

    itirazın bu toprakların insanı olmaya değil de üzerimize oturtulmaya çalışılan kimliğe karşı çıkma olduğunu, bunun "türklük fobisi" olmadığını ne zaman anlayacaksınız? gen araştırmalarının sevinçle karşılanmasının sebebi bu ideolojik "türk" kategorisini haksız çıkarması, türk ırkçılarına makul insanların reddedemeyeceği bilimsel kanıt sunması, ilerde makul bir eğitim sistemiyle düzgün bilince sahip kuşaklar yetişmesi olasılığını yeşertmesi. "turkic"in kanımızda %7-15, hitit'in, fenike'nin, truva'nın, bizans'ın, osmanlı'nın %çok daha fazla olduğunu ortaya koyması.

    ps: bak yine ironi oluştu --türk ırkçılarına makul insanların reddedemeyeceği bilimsel kanıt sunmak.
  • burada sözkonusu araştırma anadoluda yapılmış ve böylece hem türklerde, hem kürtlerde kürtlük geni olmadığını da bize göstermiştir.
hesabın var mı? giriş yap