odtü şehir ve bölge planlama *
-
mimarlık fakültesinin en kollektif çalışılan bölümüdür. tek kişilik projeler on kişinin yardımıyla bitirilir.
-
(bkz: argun evyapılı)
-
(bkz: baykan gunay)
-
(bkz: argun evyapan)
-
raci hocayla calisma sansini yakalamis sansli insanlarin bolumu (bkz: raci bademli)
-
(bkz: çağatay keskinok)
-
hayatimin en guzel ve en cileli 4 yilini gecirdigim girmeden once hakkinda hicbir fikrim olmadigi bolum.
aklimda kalanlar:
birinci sinifta hoca kimler isteyerek geldi bu bolume dediginde kimsenin el kaldirmayisi
sinif olarak topluca her donem gidilen ve yaklasik bir hafta suren geziler
studyo projeleri icin uykusuz gecen onlarca gece
sabahlamalar ertesinde 6. yurt kantinindeki muthis kahvaltilar
yogun tartismalarin gectigi proje jürileri
eski 1. sınıf studyosunda duvardaki delikten gece gelen ve her yanimizi donduran soguk hava
gecenin 2 sindeki masa tenisi turnuvalari
proje kritikleri
muthis dostluklar ve tabii dusmanliklar
ve raci bademli -
(bkz: oguz isik)
-
1. sınıf öğrencileri genellikle bölümün ne işle uğraştığından habersiz olarak gelirler. onları karşılayan hayatı ve dünyayı sorgulayan, soru sormanın cevap vermekten önemli ve çok daha zor olduğunu gösteren felsefi ve çoğu için boş, yaratıcılıklarını ön plana çıkarmaları gerektiği için de soyut ve karmaşık derslerdir. liseden ezbere-tekdüze bilgilerle gelen ve günümüz türkiyesi'nde yetişmiş bu gruptan pek azı ilk anda bu eğitimin amacını kavrayabilir. ancak 1. sınıfta pek parlak planlanmış gibi gözüken, insana sanki kendini ve dünyayı baştan keşfettirecek, hatta tüm sorunlara derman olacakmış gibi hissettiren bu program aslında basit bir "kentçi makyajı"ndan farksızdır. ilerleyen senelerde konuların bir döngü halinde devam ettiği, teorik derslerin pek ağır bastığı, planlama kuramlarının ve pratikteki örneklerin nedense hep ülke dışından olması ve mezun olunup da bu işi sürdürmeye kararlı bir insan olunca "imar planının i'sinden anlamıyorsun, ne biçim plancısın" nidalarıyla karşılaşıldığı bir bölümdür. çilesi pek çoktur, diploma alınana kadar sarfettiği çabayla insan başka yerde profesör olur...
o kadar çile çeken, okuyan, harbi adam olur. o yüzden mezunlar pek sıkı insanlardır. bir çoğu da plancılık yapmaz...
ayrıca adnan barlas, pek bir severim, özellikle son yıl deniz feneri olmuştur bana -
(bkz: gönül tankut)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap