• böyle de bir kavram vardir "medeniyetin ciktigi yer" anlaminda. isviçre, ingiltere benzeri ülkeleri betimlerken kullanılır ekseriyetle. medeniyetin beşiğiymiş, hepimizi uyuttular şu beşikte.
  • esasen yunanistan ya da kendi deyimleriyle hellas bu beşik mevzusunu marka olarak kullanır. isviçreyi medeniyet beşiği diye biz yaptık, milka inekleri ve saat endüstrisinden başka medeniyet beşikliğine temel teşkil edecek 3000 yıllık bir tarihi mi vardı bu ülkenin ?

    (bkz: beşik)
  • medeniyetin uyutulduğu yerdir aslında. medeniyet büyüyüp geliştiğinde beşiğine sığamaz olur.
  • mezopotamya olarak geçtiğini de duyduk

    (bkz: cradle of civilization)
  • (bkz: göbekli tepe)
  • eski ankaralılar için ulustur. heykel falan bile vardır.
  • hikmet birand'a göre bozkırdır.
  • medeniyet derken; günümüz tabiri ile modern insanın en büyük gelişimini asya ve avrupa’da gösterip, daha sonra tüm dünyaya yayılmasını kastediyorum. elbette bu yayılma beraberinde; soykırımlar, savaşlar, asimilasyon süreçleri ve vahşi kapitalizmi de gittiği yerlere beraberinde götürmüştür.

    tarih bilgilerim zayıf ve cahilce olabilir mazur görün. yine tarihe, milattan öncesine kadar gittiğimizde bile asya ve avrupa, kısmen de afrika’da tarih öncesi ciddi yaşamsal buluntulara rastlıyoruz; tarım, hayvancılık, yerleşik yaşam vs hep bu bölgelerde oluşmuş. bak kuzey/güney amerika, avustralya topraklarına ne bir tarihi yasam belirtisi ne bir iz.

    en büyük dinlere bakıyoruz yine benzer bölgelerden çıkıyor ve yayılıyor, hatta miladımız bile bununla belirleniyor, senin de benim de, amazon ormanlarındaki yerlinin de. mitoloji desen ha keza.

    milattan sonrasına bakıyoruz, günümüze kadar gelebilmiş muhteşem mimariler, türlü alet edevat, madencilik yine hep ayni bölgede. var mı amerika’da 500 yıllık tarihi eser, yok. e diyeceksiniz ki keşfedileli 500 yıl olmadı eser ne gezer, e ben de diyorum ki bu kızılderililer saçlarına kuş tüyü takıp at üstünde deli gibi çığlık atacaklarına niye azıcık da mimariye, sanata, bilime eğilmemiş. atı evcilleştirip üstüne binecek kadar zekası olan adam, başka her işi de yapabilir, biraz kafa yorsa.

    gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklara bakıyoruz evet yine hep aynı bölgede.

    doymuyoruz gidiyoruz amerika’yı keşfediyoruz, avustralya’yı keşfediyoruz, afrika’yı keşfediyoruz ama bir bakıyoruz ki o bölgeler zaten çoktan keşfedilmiş, yerliler diye tabir ettiğimiz insanlar tarafından, zaten bu insanlar hep oradaymış, e peki bu colomb hali hazırda yaşam olan bir kıtayı nasıl keşfetmiş oldu, zaten keşfeden de kendisi degil aka konumuz bu degil, kime göre neye göre keşfetmiş oldu, ayrıca bu macellan ne ayak, ulan adam gemi yapmış gemi, okyanusu aşıyor geliyor, bunlar hala avcı toplayıcı yaşam formunda.

    sanayi devrimi oluyor bu dünyada, ardından dünya savaşı olarak adlandırılan iki büyük savaş da aynı bölgeden çıkıyor, milyonlar ölüyor, bu alık aborjin hala götünü kapattığı ceylan derisiyle derede balık avlama peşinde.

    tabi modern insan buraları keşfedince son 200 yılda hızlı bir gelişim ve oluşturulan karma toplum yapısıyla kapitalizmin en güçlü kaleleri haline gelen ülkeler oluşuyor ve yaşanabilirlik açısından birçoğu dünya sıralamasında üstlerde yer alıyor ama ne bir tarih, ne bir kültürel miras, roma hukuku ve demokrasi zeminine inşa edilmiş ve katı kurallarla yönetilen, özgür ülkelerin, kendisini özgür sanan yeni insanları.

    peki bunca yıllık tarih boyunca; çiğ et yemekten, steake, mızraktan ateşli silahlara, yaya-at-gemi-uçak-uzay mekiğine kadar inanılmaz hızlı bir şekilde gelişen tarihte, bu sonradan keşfedilen! kıtalarda yaşayan pek sevgili yerliler neden ilk insanın başladığı yerden daha ileriye birkaç adımdan fazlasını gidemedi de; yüzlerce yıl aynı şekilde yaşayıp bekledi ki, birileri şu medeniyet denen şeyi benim topraklarıma da getirsin, cahil bakış açımla birkaç fikrim var, şöyle ki;

    - tanrı bu bölgelerdeki insanları yeteri kadar zeki yaratmadı,

    - bu bölgeler iklimsel nedenlerden dolayı zihinsel gelişime izin vermedi,

    - dünyanın soğuma süreci devam ettikçe oluşan yaşanılabilir bölgeler ortaya çıktı ve bu kıtalar sonradan yaşanılabilir hale geldiği için, dünya almış yürürken bunlar hala ağaçtan hindistan cevizi toplama peşindeydi,

    - bu bölgelerin yerli halkı çok üşengeçti, iki günlük dünyada ne uğraşıcam buğday ekmekle, ne gerek var ateşli silaha, araba da neymiş, iste at da gidiyor ya da bugün yatalım sabah erken kalkar icat yaparız kafasında böyle yıllarca mal gibi yaşadılar.

    kafam çok karışık, aydınlatacak donanıma sahip, ortaylı tadında suserlara selam ederim.
hesabın var mı? giriş yap