• gsu fen edebiyat fakultesi dekan yardımcısı, felsefe hocası şipşirin insan, sürekli gülücük saçıyor etrafına.
  • ince ses tonutyla tane tane - feci yavaş konuşan kadın.
    ne olursa olsun, somurtan onlarca kişinin arasında mütemadiyen gülümseyen bu insan beni çok mutlu ediyor.
  • çok başarılı ve de oldukça derin felsefe bilgisine sahip bir öğretim üyesi.bilgisini öğrencileriyle paylaşmaktan asla gocunmaz.üç dil bilir.*
  • felsefeci.
    "bir felsefe dili olarak turkce" konulu bir cali$mayi yurutmektedir kendisi.

    ayrica "dunyanin en kibar insanlari" siralamasinda zirveyi zorlayabilecek hanimefendi.
    medar hanim bir konferans salonunda, herkesin yaptigi gibi konu$maciyi dinlemektedir. kucuk bir ara verilir, ara sirasinda arkasinda oturan ogrenci ile sohbet eder, dogal olarak ara sona erer, dogal olarak medar hanim onune doner. ogrenciye bir kez daha dönerek "sana da arkami donmu$ oldum ama" diyerek kibarlik zirvesindeki yari$ta ataga geçer. ogrenci, 80lerde dogmus, 90larda kendini bilmeye ba$lami$ oldugundan ne oldugunu tam olarak kavrayamaz. bir duzine soru i$areti içerisinde, bildigi en kibar sozcuk olan "estagfurullah" ile duruma uyum saglamaya calisir.

    gelip gorunuz ki ayni hanim, ayni kibar uslubu ile aziz yardimli'ya, dilimize kazandirdigi "ilginclikler"den oturu ayar vermeyi de bilmi$, bunu da herkesle payla$mi$ ne kadar da iyi yapmi$tir.
  • ilkin istanbul üniversitesinde nermi uygur'un yanında pişip daha sonra gsu'ya geçen leibniz'in iyilik monadı.
  • duyduğuma göre yakın bir zamanda bodrum'a yerleşecekmiş ve akademik kariyerine muğla üniversitesinde devam edecekmiş. gidişine sevinenler de çok olur üzülenler de. her ne kadar derslerine çok keyifle katılmadıysam da değerini diğerleriyle karşılaştıkça anladım. o zamanlar olsa ben belki birinci tarafta yer alırdım fakat şu an kesinlikle üzülenlerin tarafındayım.
  • üniversite camiasında* tanıdığım en kibar, en hanımefendi, en sevimli öğretim üyesi, bana spinoza'yı sevdiren şahsiyet.

    nasıl kibar nasıl cici, nasıl güzel bir insandır. böyle hoca var mıymış diye de defalarca hayretler yaşamışlığım vardır, öylesine insan öylesine sıcaktır. araştırma görevlisiydi tanıdığım zamanlar. sonra profesör olduğunu duydum, çok şaşırdım niyeyse.

    sonra bir gün galatasaray üniversitesi'de ziyaretine gitmiştim. gülümseme aynı içtenlikte, karşılama aynı sıcaklıktaydı ama derinlere bakınca acıyı gördüm sanki, içim kıyıldı.

    hani sizin küçüklüğünü bildiğiniz bir kız çocuğu vardır, koskoca kadın olsa bile hala gözünüzde küçücük bir kız çocuğudur o. profesör diyorlar, şaşırıyorum, küçücük bir kız çocuğuydu o, çok severdik.
hesabın var mı? giriş yap