• 1 senedir surdurdugum "yetti beeea, catin artik copumu" kampayasinin dis ticaret uzmani..
  • istanbul'a ilk geldigimizde tek ortak yanimizin liseyi okudugumuz sehir* ve okudugumuz universite oldugu ancak yillar gectikce daha da ortak oldugumuz pirasa sacli, comert insan.

    kendisinden ogrenemedigim tek bir sey var yalniz o da sarkilarda ikinci ses yapmak

    bir de aslında bu ikilemenin kullanimini ondan ogrenmek lazım ama (bkz: fis fis) (i'ler noktasiz, s'ler noktali lutfen)
  • hayatındaki insanları kolaylıkla silip atan, her silişte bu özelliğine bir kez daha şaşırıp kalan, panik atak geçiriyorum korkusuyla panik atak geçirmiş, örgün eğitim hayatının başlamasıyla mutsuz bir yaratık haline gelmiş, sistemden ve sistemleşmiş herşeyden nefret eden, fakat nedense bulunduğu her sistemde en başarılı olmaya çalışan gizli faşizan kimlik.
  • muhteşem güzelliğiyle güneş gibi ışık saçan gördüğüm en güzel kız, ama ben hemen durumu lehime çevirip saatimle yansıttım ışığını gözlerine ve dayanamayıp taciz ettim kendisini, ama bu sefer kendi ışığına aşık oldu bu. işte o gün dünya üzerindeki bütün erkeklerin yas tuttuğu gündür.

    ama üzülmeyin arkadaşlar, yine unutmuş bugünlerde ne kadar güzel olduğunu, hatta, rivayet edildiğine göre demiş ki, her an aşık olabilirim, uzun saçlı ve metalcilere selam ederim.
  • festivalden festivale sürüklendiğimiz bir kender. kendisine, nerde verdiysem, bir dvd sözüm var. her yerde "nerde lan dvd'im" diye tartaklıyor. hayır birine güveniyo herhalde ki, kendisinden iki kat daha cüsseli bendenize kafa tutuyo. o arka korkusu yüzünden suratına söyleyemediğim iki çift lafı burdan iletiyorum kendisine; "yok la dividi mividi sana, hem kızlar dream theater dinlemez!!" *
  • buradan kendisine söylüyorum, öyle mangoda akmerkezde metalci bulunmaz, bulunsa da sahici olmaz. titresin ve kendine gelsin*.
  • bugün itibariyle doomgünü yurdun dört bi yanında ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanan hisarüstü cadısı
  • kafası karışmış yazar. bilemiyor...aylarca çabalayıp bütün vücudunu deodorantla örten bir kadın olmak mı istiyor? yoksa o kadın tarafından artık sevilmeyen işsiz mi olmak istiyor? hangisi daha mutlu? çalışmak istemezken nası iş aranır? nasıl bulunur? arkadaşlar yanında yokken bomboş günlerde ne yapılır? çalışan mutlu azınlık gerçekten var mıdır? ne kadar direnebilirim? bütün pazartesiler güneşli midir? günler neden geçmez? bir böceğe dönüşür müyüm? yoksa çoktan dönüştüm mü? böcek olduğum için mi etrafımdaki insanlar günden güne azalıyo? ben hala niye gülümseyebiliyorum?
    (bkz: işsizlik)
  • ayakkabı civisi gibi kendine batar bu, laftan da anlamaz, mutsuz olma konusunda son derece inatcıdır ama sonucta bu da gececektir ve ordan asagısı da kasımpasadır. ayrıca beterin beteri vardır falan, (bkz: afrika nın aclık sorunu),
    (bkz: amerika nın obezite sorunu),
    (bkz: algılama sorunu),
    (bkz: altıncı neslin gelisiyle dusen karma sorunu) vs.
  • iş hayatına ambulans şoförlüğüyle başlamış, daha sonra bi süre çaycılık yapmış kişi. şimdilerde bir gemide miçoluk yapmakta olan loucaufield'in kariyer hedeflerinde öncelikle tayfalığa yükselmek, daha sonra ise kaptan olmak var. kaptan olamazsa gemiyi kaçırıp korsan olacak kişidir aynı zamanda.

    edit: korsan olamadı çelik olayına girdi, o da olmadı kıraathanede çalışıyo şimdi, bütün gün duman altında, üstü başı sigara kokuyo.
hesabın var mı? giriş yap