• edebiyat intihalden ibarettir (kimin soyledigini $imdi hatirlayamadim). aslinda butun sanat dallari için geçerli oldugunu du$undugum olay. her eserde tam olarak bir a$irma sozkonusu olmasa da, esinlenme, imitasyon ve gonderme sikça gorulur.
    iyi midir kotu mudur bilemem ama genel olarak sanat, bir nevi "gerçek"ten a$irma oldugu için ondan oncekilerden esinlenmesi, vs. de gayet normaldir.
    (bkz: plagiarism)
  • son olarak murat bardakçının orhan pamuku intihalle suçlamasıyla gündeme gelen kavramın fransızca yorumu, anı yazısını aktaran bir kitaptan intihalle suçlanan pamuk, bardakçı'nın yazısı dikkatli okunmadığı zaman suçlanabilir, ancak anıyı aktaran kitapla bu anıyı başka şekilde alan ve kullanan yazarın intihal yapıp yapmadığı tartışma konusudur. sonuçta edebiyat da diğer bütün sanatlar gibi devam niteliği taşır ve "çalma" suçlamasında bulunmadan önce şöyle bir bkz. vermek gerekir (bkz: kime göre neye göre)
  • eski bir $iirpostasi * mektubu:

    "re: calma uzerine ezgisiz, ozelsiz, genel notlar..."

    groups.yahoo.com/group/siirpostasi/message/561
  • - referanssiz $iir -

    referanssizdi yapilanlar

    kimse kimseden etkilenmemi$ gibiydi

    herkes herkesi taklit ettigi halde...

    reha yunluel / $iirhane
  • bir de $iir calmanin rengi var. $air huseyin ataba$in, $air attila a$utun $iirin rengi $iirinin, molla demirel tarafindan nasil ic edildigini anlatan yazisi...

    ***

    -$iir calmanin rengi-

    insan var oldugundan beri, yapilan en buyuk, en yaygin hirsizlik "emek" uzerinde yogunla$mi$tir. anamalci dizgenin ekonomik dunyaya hakim olmasi, dunya hirsizlik tarihinin en parlak (!) sayfalarinin yazilmaya ba$landigi zamana denk du$er. sanat ve bilim tarihinin en gozalici sayfalari ise, emek somurusune kar$i verilen sava$imi belgeleyen altin harflerle yazildi.

    siki durun!.. $imdi ortaya koyacagim sav, sayisal olarak kanitlanamasa bile, yalanlanmasi da olanakli degil. hatta bu savin, cok buyuk bir gerceklik payi icerdigi goru$unu payla$anlar hic de az olmayacak... diyorum ki, dunyada emekten sonra en cok calinan $ey, $iirdir. peki ama, emegi calan anamal ediniyor, varsilla$iyor. ya $iir, a$iranin ne i$ine yariyor? sanat, hem yaraticisi, hem de tuketicisi icin insan olmanin onuruna ula$ilan noktadir. ne ki, onur, eli uzunlukla biriktirilemez. "hirsizlikla onulsaydi, sicanlar zengin olurdu" sozu, belki de boylesi durumlar icin soylenmi$tir. yani atasozleri her zaman "hata sozleri" olmayabiliyor, kimi kez de gedigini dolduruyor.

    hirsizlik onursuzlukla –ki, yaygin goru$ bu dogrultudadir- onur sahibi olmak icin onursuzluga yelken acmak nasil bir celi$kidir? dogrusu bunu algilayamiyorum.

    ...

    son gunlerde molla demirel adinda birinin " sevdanin rengi " (*) adini ta$iyan bir $iir kitabi gecti elime. $iirleri okurken, hic sevmedigim o antoloji kokusunu duyumsadim. ama epey sure, somut bir veri bulamadim. kitaba adini veren "sevdanin rengi" ba$likli $iire geldigimde, koku ortaligi sardi iyice... attila a$ut 'un, cagda$ turk dili dergisinin 13. ve 15. sayilarinda " $iirin rengi " ba$likli on alti bolumluk bir $iiri yayimlanmi$ti. her bolumde bir $airimizin, sozunu ettigimiz o ozgun $iir rengi betimleniyordu. molla demirel i$te bu $iirden aparttigi imgeleri, dizeleri, $iir renklerini "sevdanin rengi"ne donu$turmu$tu! hem de a$ut'un $iirindeki dizgi yanli$i bile demirel'in $iirine gecerek yeni bir anlam kazanmi$ti!.. dogrusu yaniliyor da olabilirdim. attila a$ut'a sordum; "haberim var" dedi, "o $iir daha once abece dergisinde yayimlandi. dergiye bir de aciklama gonderdim, o da yayimlandi."

    a$ut'un sozunu ettigi aciklama $oyleydi:

    "sayin yonetmen,

    degerli derginizin 61. sayisinda molla demirel imzasi ile cikan "sevdanin rengi" adli $iir, benim "$iirin rengi" adli uzun bir cali$mamdan alinmi$tir. cagda$ turk dili dergisinin mart 1989-mayis 1989 tarihli 13. ve 15. sayilarina goz gezdirirseniz, molla demirel'in, derginizde yayimlanan dizeleri bu $iirden ya aynen, ya da degi$tirilerek alintiladigi gorulecektir.

    $iirimin, ba$kalarinca benimsenecek olcude begenilmesi, beni elbette mutlu etmi$tir. ancak, molla demirel'in (boyle bir ki$i gercekten var mi, bilmiyorum), i$i "sahiplenme" noktasina dek goturerek, kendisine ait olmayan bir urunun altina imza atmasini ho$ kar$ilamak, herhalde olanakli degildir.

    abece, ulkemizin saygin bir dergisidir. dergiye yazi gonderenlerin, bu sayginliga golge du$urmemeleri gerekir.

    saygilarimla..."

    bu uyariya kar$in molla demirel, derginin daha sonraki sayilarinda da yazip cizmeyi surdurmu$. oyle anla$iliyor ki, ne demirel $iir yayimladigi dergiyi okuyor, ne de derginin yonetmeni gerekli ozeni gosteriyor. bu yuzden de a$ut'un uyarisi gume gidiyor. ustelik demirel, a$ut'un $iir rengini oyle sevmi$ ki, kitabinin adini bile ondan esinlenerek koymu$!.. ne denir, deyip geci$tirmek elimden gelmedi, oturup bu yaziyi yazmaya karar verdim. gecenlerde bu konu uzerinde soyle$irken, $air dostum sabahattin yalkin ; "bunlar da i$ mi" dedi, "amerika birle$ik devletleri'nde adamin biri bir $airin $iirlerine tumden el koydu ve cok unlu bir $air oldu. calinan $iirlerin sahibi ise unutulup gitti..."

    $iir calmanin dayanilmaz rengini gostermesi bakimindan, a$agida attila a$ut'un dizeleri ile molla demirel'in dizelerini birlikte veriyorum. italik harflerle dizilmi$ olan dizeler a$ut'un, ayrac icindekiler demirel'indir:

    de bana, $iirin rengi nedir? -italik-
    (soyle bana rengi nedir sevdanin?)

    neyse umudun, sevincin, sevdanin... -italik-
    (neyse guzelligin, sevincin, umudun).

    ya$amin rengidir yani $iir: / pembenin, beyazin, karanin... -italik-
    (gune$in, yildizin, $afagin / ya$amin rengi odur sevda).

    yine de bir rengi olmali her ozanin / saydamla$tirmak icin acilari. / onlar ki ya$amin kalabalik ormaninda -italik-
    (yine rengi olmali her sevdanin / ta$iyabilmek icin acilari / sevda ki ya$amin buzlu karaki$inda).

    ozgurlugun bahcesinde -italik-
    (ozgurluk kavgasinda).

    duru bir gok mavisidir -italik-
    (duru bir gok mavisinde).

    daglarin ferman dinlemez rengi -italik-
    (ferman dinlemez daglarin e$kiyasi).

    can veren ezgilere -italik-
    (can veren ezgileri).

    zeybekler'le, semahlar'la ruhi su... -italik-
    (semahlarda, halaylarda bedrettin).

    du$le gercek arasi / acili yu(r)dumdur -italik-
    (acili yudumdur du$le gercek arasi).

    her daim "bagimsizlik gulu"nun rengidir o! -italik-
    (her zaman
    ozgurluk gulunun rengidir o).

    a$ut'un "acili yu(r)dumdur" dizesinde ayrac icine aldigim (r) harfi, $iirin yayimlandigi cagda$ turk dili dergisinde dizgi yanli$i nedeniyle du$tugunden, dize, "acili yudumdur" olarak cikmi$ ve demirel'in $iirine (!) oyle gecmi$... molla demirel, attila a$ut'un cagda$ turk dili dergisinin 15. sayisinda yayimlanan $iirinin ikinci bolumunu goremedi anla$ilan, yazik!..

    almanya'nin berlin kentinde yayimlanan $iirlik dergisinin mayis 1995 tarihli 15. sayisinda, pierre reverdy 'den halil gokhan 'in cevirdigi, sanat uzerine soylenmi$ on bir tumce var. onlardan ikisini buraya alarak bitiriyorum. fazla soze ne gerek var. diyor ki reverdy:

    * yol uzerinde kendi ayaklariyla yuruyenler vardir. bu onlarin gercek boyudur.

    * ba$kalarinin omuzlarina elleriyle dayanarak yuruyenler vardir. bu da ba$kalarinin gercek boyudur...

    (ozgurlugun geldigi gun , kultur bakanligi yayinlari , ankara 1999)

    ic. acinin kulrengi (kirk yilin $iirleri 1958-1998), attila a$ut, serander yayinlari , 1.b. mart 2001, s.101-104.

    (*) sevdanin rengi / molla demirel , toplum yayinlari , ankara 1995.
  • konuya ili$kin bir mehmed kemal notu:

    // (...) sair , sairi elbette kiskanacaktir. ancak, bu kiskanclik kultur dusmanligina kadar uzanirsa adi ahlaksizlik olur. ahmet hasim , yahya kemal tarafindan bilinmistir de; baudelaire , bize, biraz ahmet hamdi tanpinar , biraz ahmet kutsi tecer zamaninda girmistir. ilk kokular ve belirtiler onlarin siirlerinde var, saniyorum. ama cahit sitki ve ahmet muhip 'ten sonra baudelaire, siirimize iyice girmistir. hatta karsitlari cahit sitki'nin ve ahmet muhip'in siirleri icin 'biraz baudelaire kokar' derler. ne gam; has, iyi siir olsun da, ne kokarsa koksun! pirimiz , ustadimiz seyh galip ne der:

    ilhamimi mesnevi 'den aldim
    caldimsa da miri mali caldim

    her onde gelen sairin yazdiklari, her sonra gelen sairin malidir. cunku birbirlerine ulana ulana adina siir dedigimiz o buyuk saltanati kurarlar. //

    mehmed kemal

    ic. acili kusak , cagdas yayinlari , 4.b. istanbul-mart 1996, s.310.
  • // (...) yagmur atsiz da nazim hikmet 'in "sen mutlulugun resmini yapabilir misin abidin ?" misraini pierre bonnard 'in "mutlulugun resmini yapmak" adli tablosundan mülhem oldugunu ve "cuk oturmus bir intihal" sayilabilecegini yazmisti. (13) (...)

    (13) yeni yüzyil , 11 aralik 1995 //

    besir ayvazoglu

    ic. "yağma yı sühan", altın kapı , ötüken yayinlari , istanbul, 2001, s. 226-227

    ry notu: strazburg kutuphane ve kitapcilarindaki tum bonnard kitaplarina bakmama kar$in soz konusu tablosuna rastlayamadim. atsiz'a gonderdigim elmek ise cevapsiz kaldi. ek$i sozlukculerden gerek bonnard'in sozu edilen tablosuna, gerekse yagmur atsiz'in 11 aralik 1995 tarihli yeni yuzyil'daki yazisina ula$an olur da buraya gecebilirse sevinirim. *
  • belki de onermeyi "l'art n'est qu'un plagiat" diye okumak gerekir. kim bilir?!

    bu geni$likle:

    (bkz: fikret $ene$/#1537780)

    ayrica *

    (bkz: l art n est qu un plagiat)
  • sozun taa sozluklere girmi$ asli (?) jean giraudoux’ya ` : jan jiroduaittir.giraudoux` bir « intihal » konusu ile ba$lattigi 1922 balzak odullu ` : le prix balzac` «siegfried et limousin» ` : sigfrid ve limuzenadli romanindan uyarladigi : 23 haziran 1927 de tamamliyordort perdelik «siegfried» oyununda: yonetmen louis jouvet` , * *

    «le plagiat est la base de toutes les littératures, excepté de la première, qui d'ailleurs est inconnue.»

    «bize mechul ` : yabanci` o ilki haric, intihal tum edebiyatlarin temelidir.» (perde : i, sahne : vi)

    demektedir *.

    in jean giraudoux, theatre complet, (edition etablie, presentee et annotee par guy teissier, preface de jean-pierre graudoux), librarie generale francaise / la pochotheque, 1991, p. 18.

    romanda olmayan bu soz giraudoux’ya mi yoksa tiyatroya uyarlanmasi sirasinda oyuna sikca mudahale eden louis jouvet’ye ` : lui juvemi aittir bilemesek dekarine`nin ibresi dogal olarak giraudoux’yu gostermektedir.

    giraudoux’ya atfedilen ve kendi / ba$li ba$ina bir intihal olu$turdugunu du$undugum bu sozun (esin) kaynaklarina sonraki entry’lerde gelecegim.
hesabın var mı? giriş yap