*

  • bu suç yeni türk ceza kanunu'nda 125'inci maddedeki hakaret suçu kapsamına alınmıştır ve unsurları da büyük ölçüde değiştirilmiştir.
    madde metni için (bkz: #6405741)
    yorumu için (bkz: #6406084)
  • (bkz: profanity)
  • sirius'un belirttigi uzre (bkz: kutsal degerlere hakaret prim yapar mi/@sirius) ; ne zaman ki hindular süta$'a tazminat davasi acip kazanirlar, o zaman bu degerlere genel gecer konum icerisinde kutsallastirilip saygi duyulmasi beklenmelidir. her insanin varolan idelojisi cevresinde farklilasan degerleri vardir; kutsadiklari. bunlara ' hakaret ediyorsun 'adi altinda elestiri getirilemeyecek duruma getirilirse, hali hazirda popülerlesmesinden dolayi -markalar, sanatcilar ve pek cok yetkili hakkinda- kisitlanmis olan görüs belirtme özgürlügü dibe vuracaktir. küfürün ve bilumum zararli sozcuklerin, sakinilmasi gereken basliklarin olabildigi yerde, müminlerin kendilerini kotu hissedecekleri basliklarin da olmasi dogaldir. dolayisiyla,bizleri bu sekilde baski altina almak yerine basliklara goz atmamak ile kutsal degerler saglikli bir sekildekutsanmis, ve korunmus olabilir.

    eksi sozluk ve benzeri her türlü olusumda dikkat edinilmesi gereken toplumsal bazda zarara yol acabilecek etkilesimleri doguracak yazilardir. uyusturucu maddesini ovmek, insanlari suca tesvik etmek gibi. insanlari dinden cikarmak/dine yoneltmek evrensel boyutta yarar/zarar miktari esittir. muhammed'in peygamber olmadigini soylemek, hakaret unsuru olabilir iken , bir baskasi icin mantik dahilinde acilan 'fikri'dir, görüsüdür, dogrusudur.

    ilhan arsel veya turan dursun benzeri gorusleri kitap halinde yayinladilar. yasalar, bu insanlar icin de gecerli olan kurallardir. . seriat ve kadin'in icerigini bilen insanlar yasalarin insanlara fikri nereye kadar belirtebilecegini (goreceligini) gösterdigini bilirler. bizler, yazilanlarin hatta kitap halinde ortada gezen dusuncelerin cok da uzaginda görüs belirtmiyoruz. burasi, tanimi geregi maksimum özgürlük vermek durumundadir. bu yuzden anlamsiz bir basliktir. kutsal olan nedir, benim kutsalima kim nasil saygi gostermek durumundadir ? ben evrensel genel gecer kutsalliklari bu sekilde benimsemek durumunda miyim ? ayni sekilde hristiyan, musevi olan insanlar icin ne gibi yasa, konsept vardir ? her türlü dinin disinda dusunceler hakkinda hakaret unsuru iceren yazilar yasak olabilir, kutsal olarak ayirmak, anlamsizdir. kutsal olarak ayrimlamak, yani sadece dini dusunceleri iceren dogmalarin yesermesi icin ortam hazirlamak, gereksizdir. hakaret veya sinir bütün dusunce sistemlerini ya alir ya almaz, kutsali olmaz bunun.
  • - **üniversiteli gençlere yüksek maaşla iş fırsatı**

    ssk + dolgun ücret + tatmin edici miktarda prim
    arayın görüşelim
  • tck 'daki ilgili madede geçen ceza miktarıdır.
  • kanunlar kutsal metinler degildir. kanunlar yazilir, kanunlar degistirilir, kanunlar silinir. soz konusu olan "kutsal degerlere hakaret" ile ilgili kanun olunca (ki hem metni hem de kapsami degistirilmis bir kanun maddesidir, 1987 e ve o doneme yakisir bir "estetik ile kaleme alinmis" gecerliligi olmayan bir kanundan bahsediyoruz, yine de entryimi okuyunuz) degisitirilmesi ve silinmesi gereken kanun'un da otesinde, maalesef kanun koyucunun zihniyetidir. zira kanun koyucunun aklindan gecenlerin kanuna yansimasi ile ciddi bir dusunce ozgurlugu kisitlamasi getirmekte, mevcut tirt anayasaya dahi aykiri beklentiler icine girmektedir. misal dikkat edelim:

    " allah'a veya dinlerden veya bu dinlerin peygamberlerinden veya kutsal ki-
    taplarından veya mezheplerinden birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inanç-
    larından veya mensup olduğu dinin emirlerini yerine getirmesinden veya yasakla-
    rından kaçınmasından dolayı kınayan veya tezyif veya tahkir eden veya alaya alan
    kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya
    kadar ağır para cezası verilir. "

    en temel taniminda "allah" gibi bir dinin tanrisinin isminin yapilmasina karsin (ki turk ceza kanunu'nda ozel ismi gecen ender kisilerden birisidir), "tanri veya tanrilar" taniminin yapilmamamasi mevcut kanuni yaptirimin ancak semavi ve metafizik dinler ortak paydasindan isledigini goruyoruz. din'den kast edilen ancak paranormal, metafizik cikarim ve beklentileri olan, ancak toplum da istatistiki bir oran ile kabul edilen "din"lerden yola cikilarak yapilmis bir tanimdir. ama "din"'in net bir taniminin yapilamadigi dusunulurse "dinlerden birine hakaret" etme araligindan herkesin "gotune giren" fiil ve soylemler yaratilabilir.

    misal konfucyanizm bir "din" kabul edilebilirse de "tanrisi" da, "tanrilari" da olmayan bir dindir. konfucyus icin peygamber tanimini kullanmak dogru olmadigi, kutsal kitabi ya da mezhepleri oldugunu da iddia etmek mumkun degildir. praksisinin, ayinlerin ve etik yapinin kendisi "din" tanimina girmesine yeter. bu durumda kanunun "din" tanimiyla beraber adini andigi allah, mezhep, peygamber, kutsal kitap beklentilerimizi karsilamaya yetmemektedir. safi "din" araligindan bakarsak ise mesele konfucyanizm ile de sinirli kalmayacaktir.

    ornegin daha metafizik kokleri olan satanizm halkin cogunlugunun itibar etmedigi bir din olarak hem basin, hem de bireysel anlamda iti gotune sokulup cikarilabilir. kanun satanizm'e hakaret soz konusu oldugunda uygulamada alenen cifte standart kapisini aralamaktadir. kedi sahibi birisi olarak "kedi kesme" ayininin onaylamazsam, dalga da gecerim, hakaret de ederim, tehdit de yagdiririm. oysa ki koyun seven birisi olarak (evet, bu kanuna biat eden hepinizi cok seviyorum) islam'in kurban kesme ayinine benzeri tavirlar icine girmem cezai isleme tabi oluyorsam kanun cifte standart ile isliyor ve dayatiyor demektir.

    mitoloji ve arastirmalarina omrunu vakfetmis joseph campbell'a gore marksizm de "din" tanimlamasi altina girebilir. proletarya'nin dirilis ve kontrolunu, sinirli sorumlu utopyasinin hristiyanliga yakin ve ozdes aromalar ve parallelikler icerdigini, bir "mesaj"i olan komunist manifesto'nun kutsal kitap denkligi oldugunu soyler. bu durumda saf "din" tanimlamasi altinda "marxism"e ve komunistlere hakaret etmek, onlarin mensup olduklari din ve emirlerini yerine getirmelerine karsi cikanlarin da bu kanunun ve zihniyetinin yarattigi tanim boslugundan gecmesi mumkundur. elbette boylesi bir boslukta hakim'in takdir yetkisinin marksizm'i aklayamayacaktir, zira hakimin takdir yetkisi kanun koyucunun ve kanunun ruhuna gore sekillenir.

    bu durumda hakim'in itibar etmek zorunda kalacagi fikriyatinin dar capi da dusundurucu bir hal aliyor. zira kanunlar utilitaryen bir bakis acisiyla yazilabilse dahi, utiliteryan bir bakis acisi geriye donusu mumkun olmayan "yargi"lamalara ve cifte standartlara da sebebiyet verebilir. hukuk'da bir kisinin dahi sucsuz yere yargilanmasi ve cezai hukme tabi olmasi ihtimali dahi butun utiliteryan butunun faydasindan ote onem arz ettiginden, mevcut kanunun ve kanun koyucusunun tehlikesi daha net anlasilabilir.

    turkiye cumhuriyet'i mevcut acmazlarina, kohneliklerine ragmen dogmatik bir adalet sistemine tabi degildir. mumkun oldugunca akilci, esitlikci ve bilimsel yontemleri dikkate alir ve uygular. sirf bu sebepten allah gibi oznel bir kavrami ayirmak, tanrilar gibi bir ihtimali goz ardi etmek fiillerinin sakatligini, "din" kavraminin tek bir tanim ve araligi olamayacagini bilecek kadar okumus, murekkep yalamis hukukculara ihtiyac duymaktadir. akli basinda hukukcular bir ihtimal bir donem olusmus koyun koyucunun bu maddeye yansimis olan fasizan ruhunu da bedenden cikarabilir, bir noktaya kadar da yeni kanun ile cikarmislardir, anlasilmaz bir noktaya kadar da sokmuslardir. bu yuzden kanun maddeleri siliniyor, yeniden yaziliyor, kanun koyucunun fikriyati degismedigi surece kanunun da uygulamasinin da asil metni degismiyor.

    vade retro satanas diyerek entrymi bitiriyorum.
  • kutsal olmayan degerlere hakaret etmenin gundemimizde daha cok yer tutmasi gerekmez mi diye dusunduren eylem.

    bireyin ezan sesinden rahatsiz olmasi ve islam dinine inanmadigi ve icin bunu junk ileti olarak nitelemesi bu kapsama girer mi mesela? cunku inananlar icin oldukca kutsaldir ezan. ya da ozunde bir birey kutsalligin kendisine inanmiyorsa durum iyice sacma bir hal almamakta midir? bir kimsenin ahlaki degerlerine hakaret etmenin yasalarimizda ve sozluk yasalarinda daha cok yer tutmasini isterdim.

    sonucta kutsal denilen seyler bilimsel ya da somut gecerliligi olmayan seylerdir. ancak ahlak gundelik hayatla paralellik tasir, ornegin muslumanlar ile museviler yasalar onunde esitken, durust olmayi benimsememenin uygulamaya dokuldugunde ciidi yaptirimlari vardir.

    biricik sozlugumuzun de kutsal bilgi kaynagı olusu pek bi lezzetlidir.
hesabın var mı? giriş yap